0.1

136 6 28
                                    

Öncelikle söylemek istiyorum ki bu ficte bazı kişileri tetikleyecek şeyler olabilir, kendi mentalimle bağlantılı olarak yazacağım. Self h*rm sahneleri geçmeyecek ama sonrasında yaşanan şeyleri biraz ele almak istedim, umarım beğenirsiniz <3

...

Yine pişmanlıkla dolup taştı içim, ama bu saatten sonra pişman olmanın da bir faydası olmadığının da farkındayım. Belki de her şey için çok da geç değildir yine söz verebilirim sözümü tutarım hatta.

Dakikalarım tanıdık hisle geçerken biraz temiz hava almak için odamın balkonuna çıktım, küçük masanın üzerinden sigaramı ve çakmağı alıp koltuğu es geçerek balkon demirlerinin olduğu yere oturdum ve bacaklarımı aşağı sarkıttım.

Yavaş hareketlerle sigaramı yakıp gözlerimin sulanmasına sebep olacak kadar derin bir nefes çektim içime. Kafamı demirlere yaslayarak aynı yavaşlıkla geri üfledim. Dikkatimi karşı evin yanan ışığı ve içindeki yapılı beden çekti. Ne zamandır orada birisi yaşıyordu? Yaklaşık bir haftadır evden çıkmayı bırak odamın camından bile kafamı çıkarmadığım aklıma gelince duraksadım.

Acaba benim yaşlarımda biri midir diye düşünmeden edemedim. Belki de yaşlı evli ve çocuklu birisidir? Dikkatimin bu kadar hızlı bir şekilde dağılmış olması beni fazlasıyla şaşırtırken ne ara depresif modumdan bu meraklı moda geçtiğimi kestirmeye çalıştım. Bunu yaparken hala karşı evin camına baktığımı farketmedim tabii.

Kendime gelip silkelenirken gözlerimi tekrar oraya odaklayınca o adamın da hafif bir şekilde sırıtarak bana baktığını gördüm, utançla gözlerimi kaçırırken sigaramdan bir nefes daha aldım. Üzerimde bakışları hissedince tekrar oraya döndüm ve uzun bakışmamız da böylece başlamış oldu.

Balkon demirlerine yasladığı bedenini baştan aşağı süzmeye  başladım. Siyah kıvır kıvır ve aralarında mor tutamların bulunduğu saçları, gecenin karanlığında bile parıl parıl parıldayan gözleri, küçük duran dudakları ve tatlı burnuyla oldukça şirin duruyordu. Onun da beni izlediğinin farkındalığı ile gözlerimi biraz daha aşağı indirdim. Üstünde sadece siyah bir eşofman vardı, üşümüyor mu diye düşünmeden edemedim. Yüzünün aksine çok spor yaptığı belli olan, kaslı ve dövme kaplı bir vücuda sahipti. Her yerini inceledikten sonra elinde bulunan sigarayı gördüm, sigara bir insanın eline bu kadar yakışır mıydı?

Yarısından fazlası kendi kendine yanıp gitmiş olan sigaram aklıma geldiğinde son bir kere derince bir nefes çekip kenafda duran küllükte söndürdüm. Ona geri döndüğümde bu sefer bana içten bir şekilde gülümseyerek baktığını görünce afalladım. Emin olamamakla birlikte yavaşça elimi kaldırıp salladım, gülümsemesi yüzünde büyürken bana geri el salladı.

Balkonlarımız yakın olduğundan beni duyacağını bildiğim için hafif sesimi yükselterek konuşmaya başladım.

"Buraya yeni taşındın sanırım?"
"Ah evet, birkaç gün oldu. Hep balkonda olmama rağmen seni de ilk defa görmüş oldum."
"Çok sık çıkmam aslında bugün denk gelmiş oldu."

Onu evime çağırıp tanışmak kahve içmek istiyorum ama çok utanıyorum.

"Yorulmuş olmalısın o zaman, istersen bana kahve içmeye gelebilirsin hem tanışmış da oluruz komşuyuz sonuç olarak değil mi?"

Gerginlikle tekrardan gözlerine baktım ama hiçbir duygu ifade okuyamadım.

"Benim için uygun, üstüme bir şey giyinip geliyorum o zaman."

stars never fade ☆ taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin