(Sarp'ın ağızıyla) (ekteki müziği açarak okuyun)
Güne yine bir sap olarak uyandım. Herkesin keşke yaşasam dediği bir yerde. Yani Viyana'da. (Avusturya) Kalabalık ama bir o kadar da güzel olan İstanbul'dan Viyana'ya gitmek. Ben İstanbul'un Beşiktaş ilçesinde doğmuşum. O yüzden Beşiktaşlıyım :) İstanbul'da doğduğum gün annem ile babam beni Beşiktaş'ta bulunan bir yetimhaneye bırakmışlar. Bende kendi emeğimle para kazanıp daha reşit olmadan yetimhaneden ayrıldım. Alarm çalıyor ve okula gitmem lazım. Giysilerimi giyip, masaya oturdum. Viyana'da yaşamak. Koskoca ülke. Avusturya. Ayrıca tek başınıza. Bir kız kardeşiniz yok yada bir sevgiliniz. Hayat o kadar iğrenç geliyor ki anlatamam. Ama bazen öyle biri hayatınıza girerki asla değiştiremediğiniz günlük klas rutinlerinizi bile bozar yani o derece. Peki o kişi kim biliyor musunuz? Siz sormadan ben söyleyeceğim. Zümrüt.
Kahvaltımı edip okulun yolunu tuttum. Evim iki katlı. Zemin katta bir dükkanım var ve ben orayı işletmek ile meşgulum. İkinci katta zaten ben oturmaktayım. Yolda Steve ile karşılaştık. Çok kritik (!) Her neyse aramızda geçen diyaloglar şöyle idi.
Steve: Aaa Sarp! Nasılsın bakalım dostum!
Sarp: İyiyim Steve peki ya sen?
Steve: Muhteşem Sarp muhteşem! Artık benimde bir kız arkadaşım var.
Sarp: Aaa hayırlısı olsun Steve.
Of anam of. Yine mi bu konu. Yine mi arkadaşlık. Yine mi sevgi yada şey, yine mi aşk kokusu...
Okula vardık. Her zamanki gibi Michael beni karşıladı. "Tanrım, Sarp hayırdır oğlum bir sorun mu var?" diyerek sordu. Ardından sınıfımızın popüler pick me kızı Chikita geldi. "Ah, bizim Sarp'ımıza noldu böyle." dedi gıcık sesiyle. Ardından yanıtladım. "Senin yada pardon sizin Sarp'ınız sadece yoruldu anlayın artık." diyerek bitkin bir halde kapıyı sertçe açarak sırama oturdum. Tüm dersleri dinlemek, not almak yerine uyuyarak geçirdim. Teneffüslere dahi çıkmadım. En sonunda tüm dersler bitti ve cehennemden çıktım ve evin yolunu tuttum. Dükkanı açmam lazımdı ama sadece kendimi yatağıma fırlatıp tavana bakarak düşündüm. Düşündüm, düşündüm ve düşündüm. Akşama kadar, geceye kadar yada sabaha kadar. Sonra Macbook'tan bir bildirim sesi geldi. Yataktan fırlayarak bakındım. "Limon.com" adlı siteden birine "xzümrütx" adlı kullanıcıya arkadaşlık isteği atmıştım onun onay bildirimi gelmişti. Sevinçle koltuğa oturdum. Ve yazmaya başladım. Aynı şu şekilde yazdım. "Selam Zümrüt! Arkadaşlık isteğimi kabul ettiğin için hürmetlerimi sunarım. "Bu çok abartılı ve gereksiz enerjik oldu. Ayrıca "hürmetlerimi" ne alaka! Her neyse mesajımı silerek tekrardan yazdım. "Zümrüt selam! Biraz sohbet edelim mi, Ne dersin?" Off bune ya. Çok itici oldu buda. Ne yapmalıydım. En iyisi hiçbir şey yazmamak. Bilgisayarı kapatarak yatağıma tekrardan fırladım. Yorganı üstüme çekerek bi güzel uykuya dalıverdim.
İlk defa aşk konulu bir kitap yazıyorum. Lütfen en ufak düşüncelerinizi dahi belirtmeyi ihmal etmeyin ayrıca hikayemide beğenirseniz eğer oylamayı unutmayın sizleri seviyorum iyi okumalar. Ekteki müziğide açın dinleyerek okuyun ayrı bir hoş havası oluyorr. İyi okumalar dilerim <33 Saygılarım ve hürmetlerimlee...
(...)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Limon
RomanceZümrüt ve Sarp sap kalan liselilerin flört edebilmek için birileri ile tanışıp görüşmeyi amaçlayan bir sitede tanışırlar. Zümrüt ve Sarp ilk 4 hafta flört etmelerinin ardından ilişkileri ciddiye gitmeye başlar. Lakin en büyük sorun aralarındaki mesa...