"İsteğe bağlı değil, zorunlu"
"Hayır Jay böyle bir teşhis yok"
"Göremiyor musun? yapamıyorum olmuyor! Çok denedim çok zorladım olmuyor! Duygularım yok benim!"
"Sana elimden geldikçe gayret gösteriyorum Jay ama sen kendini buna oldukça inandırmışsın ki yalnızca içindeki öfkeyi kusuyorsun" Dayanamıyorum baba yardım et.
"Jay unutma öfkede bir duygudur"Ben Jay, ki bunu benim aksime duygularınızda değil de beyninizde problem yoksa anlayabilirsiniz. Her neyse eğer daha demin ne olduğunu soruyorsan ancak buna bir cevabım olmayacak. Çünkü kimse böyle bir teşhis olmadığını söylüyor ama var. Ben...ben duygularımı gösteremiyorum hiç bir zaman gerçekten gülemiyorum, hiç bir zaman ağlayamıyorum, hiç bir zaman...Anla beni ben sadece öfke dolu bir taşım işte. Benim tek iyi yapabildiğim şey yalnızca insanları kırmak, aşağılamak ve kendimden uzaklaştırmak. Bu cümleden de anlayacağın üzere hiç arkadaşım yok oldukça yalnızım. Daha fazla şey merak ediyorsan annemle yaşıyorum, babam...Merak etmeyi kes bunlar seni ilgilendirmez Aptal! Sana tek söylemek istediğim şey hayat denen şey oldukça bok gibi.
"Jay okula geç kalacaksın buraya gel"
"Farkındayım!"Şimdi okula gitmem gerek beni burda dönene kadar bekle aptal insan. Ya da sen niye gelmiyorsun beni izle.Hayvanat bahçesi gibi değil mi? Merak etme bende hiç sevmiyorum. İlk adımdan ergen kızların dikkatini çektim heralde otistik gibi bakmaya başladılar. Hayır bana değil sarışın prens Lois'e olan bakışlarıymış onlar. "Hadi gel Lois'le sınıfa girelim"
"Koşsana kaçırıcağız"Sınıf mı dedi o ne? Hm, siz şu tüm işe yaramaz ergenlerin kırk dakika boyunca aynı havayı solumak zorunda olduğu deliler hastanesini diyorsunuz. Maalesef bende sizin peşinizden giricem. Üzgünüm kızlar ama siz bunu asla görmeyeceksiniz çünkü onları dışarıya yansıtamıyorum. Ne umrundaysa çoktan gittiler bile.
"Jay pardon geçebilir miyim?"
"Yürü"
"Yine kabasın" Hayır sende beni "Anlamıyorsun!" bunu sesli mi söyledim? Hayır bu sadece bir yanıltmaca seni kandırmak için sana bakıyorlar Jay hayır, hayır..."Aman tanrım bayıldı!"
Sakin ol Kediye benzeyen aptal çocuk bu hep oluyor alış artık.Korkma aptal insan, haftada çok kez bayılıyorum hem de bak artık etrafında bana doğru bakan çifter, çifter oymak istediğim gözler yok. Benim için endişelenen tek bir kişi yok ve kaba davranıp onu kırabileceğim kimsede yok.
"Jay Park"
"Evet uyandım"
"Peki dersine geri dönmelisin" Emredersiniz. İlla deliler hastanesine dönmem mi gerek? Elbette gerek Jay.Okuldan nefret ediyorum ama dersleri seven bir öğrenciyim. Birilerini kırmadan tek kendimi geliştirebildim konu bu olsa gerek. Bu yüzden derslerim kendimi bildim bileli iyiydi, çok çalışırdım çünkü.
"Jay iyi misin?" Aptal kedi! Tamam, tamam sakinleş şu an kendini iyi hissediyorsun öfkeni kusma."Harika hissediyorum sen" Aman ne inandı çocuk, yüzümde hiç mimik oynamadı bile."Öyleyse iyi sabah senin için çok korkmuştum."
"Alış buna hep oluyor"
"Ah, peki" Gülüşü biraz...
"Aptal kedi dur!"
"Bana seslendin efendim?"
"Acaba? isin ne?"Sandığımdan daha kolay oldu. Sakin Jay bir şey olmayacak oldukça sakin bir soruydu bu.
"Jung-""Ağağağa" N'oluyor lan? Hm, on dakika delileri dışarı salma zamanımıymış. Bak hayvanat bahçesinin kapılarını açıyorlar. Hepsi mal gibi nasıl bahçeye koşuyor. Ah bir daha ki severe artık Jung.