5. Bölüm

86 21 339
                                    

Yeni bölüm, yeni olaylar... Sizlere de keyifli okumalar...

Her ne kadar gizlemeye çalışsam da Yavuz’un  bayılmamın ardında başka bir  şey olduğunu  anladığını biliyordum ve bunu ona anlatmam için her şeyi deneyeceğini de.

Ama buna gerek yoktu. Yavuz’un kafasından geçenleri adım gibi biliyordum. Ne de olsa o benim en iyi arkadaşımdı. Her ne kadar Lale üzülmesin diye bunu açıklayamazsam da benim en iyi dostum Yavuz’du. Muhtemelen okul çıkışı bana yetişip kendi tarzında bana ne sakladığımı soracaktı.

Aniden Yavuz’un suratında bir gülümseme belirince aklında ilk ve son kavgamızı canlandırdığından emindim. Karşılık olarak ben de suratıma bir tebessüm yerleştirdim.
Yavuz’u ilk olarak üç sene önce liseye yeni yeni başlamışken Cihan’dan dayak yerken görmüştüm. Cihan’la Yavuz’u birbirlerinden ayırırken Yavuz’un ifadesi beni şok etmişti. Cihan’dan korkmadığı belliydi. Hatta Cihan bile bunun farkındaydı. Ve Cihan’a karşılık vermemesine rağmen o yılmayan bakışları ilk başlarda beni korkutsa da sonradan onun tertemiz yüreğine hayran olmuştum. Ve o zamandan beri Cihan’ın sürekli olarak Yavuz’la uğraşmasının ona karşı duyduğu korku olduğunu düşünürdüm hep. Çünkü Yavuz canının yanmasını hiç dert etmiyor ve Cihan’a karşılık vermemekte de ısrar ediyordu.

Ve bu kabullenme hali beni hep iliklerime kadar korkuturdu. Belli etmesem de Yavuz’un öyle anlardaki bakışlarından o kadar korkarım ki karşısında bir dağı eritebileceğine hiç  tereddüt etmeden yemin edebilirdim. Cihan da kendini Yavuz’dan korkacak bir şey olmadığına ikna etmek için sürekli olarak Yavuz’la uğraşıyor, sanki kendine bir tür terapi uyguluyordu bu konuda.

‘’Gene dersi bir sen dinledin değil mi ?’’ bu bir soru değildi.
‘’Evet, ama siz uyurken hoca dersi 10 dakika erken bıraktı.’’
‘’Desene bugün ucuz kurtuldun.’’
‘’Derste benim dışımda uyumayan var mıydı?’’ neyi vardı bunun.
‘’Dalga mı geçiyorsun ? uyanık kalmak için derse senin kadar değer vermek lazım ki o kadar değer veren yok.’’
‘’Emin misin?’’
‘’Eminim de sen niye kafayı taktın ki buna.’’ Konu ne ara geldi ki buraya.
‘’Yok bir şey sadece merak ettim.’’ Demek bir  şeyler saklayan bir ben değilim. Ben de Gül isem bunu öğrenirim.
‘’Anlıyorum’’ dedim imalı bir şekilde.
Bir şeyler sakladığını anladığımı anlamış olsa da belli etmedi ders zili çalınca da yerine geçti. Acaba ona bunu nasıl sorsam anlatmaya ikna ederdim. En iyisi onun sorusunun cevabına karşılık bende onun ne sakladığını sorayım.  Ancak öyle ikna ederim onu. Hem ne kadar anlatmak istemediği konularda onun inadı benim merakıma galip gelse de bu sefer durum farklıydı. Ne de olsa söz konusu benim sağlığımdı ve bu konuyu  öğrenebilmek için her türlü sırrı anlatırdı bana. Tabi yalan söylemeye kalkmazsa ki bu konuda oldukça ustadır. Ama bana asla yalan söylemez ki söylemeye kalksa bile beni kandıramaz...

Çantamı sırtıma atarken kızlarla hafta sonu için plan yapıyorduk.
‘’...Geçen sefer ki kafeye gidelim mi oradaki manzara çok güzeldi...’’
‘’...Olur bana uyar hem oraya gelen çocuklarda çok şeker oluyor...’’
‘’Ben gelemeyeceğim Yavuz bana ders anlatacak ona söz verdim.’’
‘’...Ay kız ne takılıyorsun o ezikle, inek o hem kimseyi umursamıyor, bencilin teki...’’
‘’...Valla bencil mencil bugün ne de karizmatik olmuştu öyle gözlerine bakınca insan sanki kayboluyor içlerinde...’’

Bunun gibi sözlerle aniden konu Yavuz oldu. Dilimi eşek arısı soksaydı da Yavuz’la ders çalışacağımı söylemeseydim. Zaten onunla dalga geçilince dayanamıyor tartışma çıkarıyordum. Kızların yarısının, onu hoş bulduklarını belirten sözlerine niye böyle sinir oluyordum anlamadım ki. Daha fazla dayanamayıp sınıftan ayrıldım sırtımda çantam, elimde kitaplarım koşturarak.
Okuldan tam adımımı dışarı attım ki omuzlarımdan kavrayan iki el beni durdurdu.
‘’Hayırdır ne bu öfke adım attığın yerlerden alevler fışkırıyor.’’
‘’Yavuz ödümü kopardın insanın arkasından böyle yaklaşılır mı ya.’’
‘’Kusura bakma ama öfkeden gözü kimseyi görmeyen sendin prenses. Önümden geçtin ve beni fark etmedin.’’
‘’Ah... ben...gerçekten mi fark etmedim hiç.’’
‘’Eyvah eyvah durum sandığımdan da kötü ben sadece dalga geçiyordum ve sende inandın demek ki seni çok fazla sinirlendiren bir şey var ve sen bu yüzden etrafında neyin olup olmadığının farkında bile olmuyorsun.’’
‘’Üf Yavuz gene bilmecemi soruyorsun şakamı yapıyorsun... gene birbirine geçti her şey.’’
‘’Pardon unutmuşum, neyse beni boş ver de sen niye böyle sinirlisin.’’
‘’Niye olacak içerde kızlar yine senin arkandan abuk subuk konuşuyorlar.’’
‘’Ben de önemli bir şey sandım, boş ver ben alıştım zaten, hem senin de alıştığını sanıyordum.’’
‘’Alıştım alışmasına ama bazı yüzsüzler seni şimdiye kadar ezik görmesine rağmen bugün sana bahsettiğim suratındaki değişikliği görünce hepsinin dibi düştü. Sanki o anlayışsız kibirden şişip şişip balinaya dönen karakterler yerlerini dünyanın en masum yeni doğanlarına bıraktı.’’

Yavuz gülerken bende yaptığım benzetmenin ne kadar komik olduğunu fark edince sırıtmaya başladım. Bunun üzerine sanki işaret vermemi bekliyormuş gibi Yavuz kahkahalara boğuldu. O an kendini tutmaya çalıştığını fark ettim.

‘’Ne var komik bir benzetme yaptım farkındayım ama bu kadar da kahkahalara boğulmana gerek yok.’’
‘’Daha fark etmedin değil mi? Benim gibi düşünmeye başladın o yüzden böyle değişik bir benzetme oldu...gerçekten gelecek vaat ediyorsun.’’

Yavuz gülmeye devam ederken ben olayı yeni kavramıştım ve benim gülüşlerim de kahkahalara döndü.
‘’Bana bak bundan kimseye anlatmak yok ona göre.’’
‘’Söyle bakalım hangi arkadaşıma anlatmayayım bu konuyu?’’
‘’Mesela içerdeki şişkin balinalara ne dersin ?’’
Yavuz gene kahkaha atmaya başlayınca bende kahkaha atmamak için kendimi zor tuttum.
Birden konunun saptığını fark eder gibi Yavuz gülmeyi kesti ve tekrar dikkatini bana yöneltti.
‘’Anladığım kadarıyla bayılmanın nedeni aşırı sıcak değildi değil mi ?’’
‘’Eh zaten bunu senden nasıl saklayabilirim ki ne de olsa sen hemen anlarsın yalan söylediğimi.’’
‘’Sınıfta bunu söylemek istememeni anlıyorum ki bunda haklısın da. E sen mi anlatacaksın yoksa ben mi sorayım?’’
‘’Aslına bakarsan ikisi de değil!’’ Verdiğim cevaba şaşırmış olduğu her halinden belliydi.
‘’Anlamadım.’’
‘’İlk önce sen bugün derste neden o kadar garip davrandığını anlatacaksın.’’ İşte adamı böyle köşeye sıkıştırırım ben.

‘’Ne zaman normal davrandığımı gördün ki sen benim.’’
‘’Doğru hep garip bir çocuk oldun ama bugün senin kendi garipliğinin dışında başka bir anormallik vardı ve bunu fark edecek tek kişi olduğumu biliyorsun.’’
‘’Dur tahmin edeyim bunun karşılığında bana sana gerçekte ne olduğunu anlatacaksın.’’
‘’Aynen öyle. Ve sanırım benim sağlığım söz konusu olduğu için bunu bana anlatmak zorundasın.’’
‘’Pek sanmıyorum.’’ Pardon! Ne dedi o az önce.
‘’Ne nasıl yani.’’
‘’Takdir etmeliyim ki gerçekten yaptığın çok zekice ve mantıklı. Benim için senin sağlığın kadar önemli bir şeyin olmayacağını iyi kavramışsın ve bu gerçekten benim gururumu okşadı fakat daha benim anlayamadığım şeyler var kendim hakkında. Örneğin sabah bende fark ettiğin değişiklik, ergenlikle bir alakası yok sabah sınıfta sana bunu söyleyemedim ama emin ol ki ben kendim hakkında yeterince bilgi edinince sana bunu açıklayacağım.’’ Neyden bahsediyordu bu?
‘’Anlayamıyorum gene bilmece gibi konuşmaya başladın. Ne demek istiyorsun?’’

‘’Zamanı gelince anlatacağım demek ve senden sakladığımı düşündüğün şeyin ne olduğunu daha ben de tam olarak bilmiyorum şimdi anlıyor musun beni?’’
‘’Tam olarak değil ama sana güveniyorum ve benden bir şey saklamak istemeyeceğini de biliyorum.’’ Hafif bir rahatlamadan sonra gülümseyerek gözlerimin içine bakmaya başladı.
‘’Şimdi senin hikayeni dinleyelim benc...’’ Aniden sustu ve omzumun üstünden arkama çevirdi bakışlarını. Bakışlarının aldığı hali ürpererek seyrederken kime baktığını anladım.
‘’Gül’ü rahat bırak Yavuzcuk.’’
‘’Sanırım şuan rahatsızlık veren sensin Cihan ve Yavuz’la uğraşmayı bırakın artık.’’
‘’En iyisi sen eve git Gül, şimdi burada olacak şeyleri bir kızın görmesi hiç hoş olmaz.’’
‘’Ne yani ben buradan gideceğim siz de karpuza üşüşen sinekler gibi Yavuz’la mı uğraşacaksınız? Hoş olacak olan bu mu yani.’’
‘’Sen kızsın anlamazsın kavganın verdiği zevki.’’ Yok ben dayanamayacaktım. Direk Cihanın suratına hamle yaptım suratını bir güzel tırnaklayacağım bu domuzun. Çok acayipti hayatımda ilk defa kavga ediyordum.

En yakın arkadaşımla uğraşıyorlardı oturup seyredemezdim ya. Cihan ona saldırdığıma şaşırmış gibiydi ve bunu hiç beklemediği her halinden belliydi ve tırnaklarımı yanağına geçirirken hafif bir "ah!"sesi çıkarıp kolaylıkla benden kurtuldu ve beni sıkı sıkı tutarak ona saldırmamı engelledi.

Erken UyanışHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin