Yalı Çapkını - SeyFer - One Shots

15

"Kimin karısına yan gözle bakıyorsunuz?!"

**
Gecenin parlayan yıldızı, Ferit'in Antep fıstığıydı o...
Şu an sahnede gözleri kapalı sergileyeceği performansı heyecanıyla bekliyordu.
Ferit ise en alıcı,en keskin bakışlarıyla oturduğu masadan uzaktan Seyran'ı seyrediyordu.
Çocukken hem Fransızca dil eğitimi hemde enstrümanlarla ilgili eğitim almış  Seyran çok alışık şekilde sahneye alkışlar eşliğinde giriş yaptı. Üzerinde beyaz dekolteli yırtmaçlı mini elbiseyle birçok erkeğin dikkatini çekecek kadar güzeldi Seyran. Ama kendisi ve yeşil harelerindeki parlayan bakışlar sadece Ferit'e aitti.

Ferit aynı anda hem Seyran'ı hem ona bakmaya tenezzül eden erkekleri seyretmekle meşgulken, Seyran sahnedeki piyanoda yerini aldı. Oturduğu yerden parmaklarını piyanonun tuşlarına getirdi. Ve verilen işaretle piyanoyu eşsiz şekilde çalmaya başladı.
Bulundukları ciks mekandaki erkekler Seyran'dan etkilenmişti. Her biri onun bekar olmasını dileyerek konuşuyorlardı. Ferit konuşulan her şeyi işitiyordu. Oturduğu yerden hem Seyran'la gurur duyarken hemde kıskançlıktan kuduruyordu.
Piyanonadan gelen eşsiz melodiden daha çok Seyran seyrediliyordu. Seyran farkında değildi.
Ama kopacak büyük fırtınanın sesini işitebiliyordu. Ferit'i biliyordu.

*
Piyanoda çalan melodi sonlanınca Seyran yeniden büyük bir uğultuyla alkışlandı. Ona alıcı gözle bakan erkekler ise Seyran'la tanışmaya fırsat kollarken Ferit dayanamadı. Oturduğu yerden kalkıp Seyran'a göz diken erkeklerin masasına doğru gitti. Sertçe masaya yumruk indirdiğinde bütün dikkatler Seyran'dan kendisine kesilmişti. Seyran olacakların farkına vardığında endişeyle sahneden indi. Ferit'i sakinleştirmek için yanına doğru koşmaya başladı.

Seyran: Ferit! Dur!

**
Ferit masaya vurduktan sonra birisinin yakasına yapışıp duvara yapıştırdı bile.

Ferit: Siz ne halt oluyorsunuzda karıma sulanıyorsunuz lan! Ben şimdi sizin o gözlerinizi oymaz mıyım?!

Ferit neye uğradığını anlamayan adama tehdit savurur savurmaz yüzüne yumduğu geçirdi. O sırada Seyran yanına vardığında ona göz diken başka erkekler fırsattan istifadeyle yanaştı. Seyran sağına soluna baktı.

Seyran: Yaklaşmayın. Yaklaşmayın bana! Ferit! Ferit gidelim buradan derhal! Bırak bu pislikleri! Uğraşmaya değmez!

Ferit elindeki adamı yumruklarla dövdükten sonra yere attı. Ardından köşeye sıkışmış onu çağıran Seyran'a döndü. Dahada sinirlendi.
Öfkeli bir yürüyüşle sağdan soladan Seyran'ın önünü kesen adamlara saldırmaya başladı.
Bir ona bir buna yumruk geçirirken herkes telaşla seyrediyordu olanlara. Seyran sinirlendi.

Seyran: Ne bakıyorsunuz öyle?! Yardım etsenize! Ayırın ya! Ferit! Ferit ! Allah aşkına dur!

Ferit: Ne durması Seyran?! Pislik herifler nasıl sana sulanıyor görmüyor musun?! Onlara anladığı dilden cevaplarını vermeden bırakmayacağım yakalarını!

Ferit sertçe yumruklarını indirmeye devam ederken Seyran'ın yardım istemesiyle bir kaç kişi ayaklanıp yardıma geldi. Ferit'i zar zor adamlardan ayırdılar. Ardından Seyran'la birlikte mekandan çıkardılar onları.
Ferit'in ağzı burnu kan olmuştu. Bir yandan yumruk atarken, kafada atmıştı. Karşı taraftan yumrukta yemişti.
Seyran endişeyle Ferit'in yüzünü avuçlarının arasına alıp inceledi. Hemen çantasından peçete çıkarıp, Ferit'in burnundaki ve dudağındaki kanları temizlemeye koyuldu. Ferit ise hem nefesleniyor hemde Seyran'ı seyrediyordu.