Bölüm1

277 19 27
                                    

Hoşgeldiziizz! Bölüm başlamadan önce ufak bir not, bu benim Armin için 2020 gibi yazdığım ficin düzenlenmiş hali, romantik komedi oldundan dolayı anlatımı çok daha canlı ve samimi tutmaya çalıştım

Umarım okumak hoşunuza gider! İyi okumalar:33

---

Genç kız elinde durak kitaplara sıkıca sarıldı ve kantinin girişinde tek başına bekleyen sarışın çocuğa birkaç adım daha yakınlaştı. Arkası dönük olduğundan omzuna iki kere dokunmasıyla çocuk irkilerek ona döndü. 

"Şey, merhaba." kız çekinse bile bunu yapmaya karar vermişti bir kere. Artık geri dönemezdi. "Merhaba?" 

"Kısaca kendimi açıklayayım. Ben Y/n ve sen de Armin Arlertsin. Ancak cidden yardımına ihtiyacım var!" gözlerinden okunan ve aslında cidden anlamlı olan bu samimiyet göstergesi Armin'in ilgisini çekmişti. 

Bu kız kimdi ve kendisini nasıl tanıyordu? Daha önemlisi ne gibi bir konuda yardım istiyordu?

"Matematik dersi için mi yardım istiyorsun?" çekinerek Y/n'ye baktı ve gülümsedi ancak Y/n başını olumsuz anlamda sallamıştı. "Aslına bakarsan çok alakasız bir konu.." 

"Dinliyorum." İşte şimdi daha da meraklanmıştı Armin. İlk defa birisi gelip ders harici bir konu için ondan yardım istiyordu. Elinde olmadan heyecanlanmıştı. 

"Arkadaşın Jean..." diye mırıldandı yüzü hafiften pembeleşirken. "Ondan uzun zamandır hoşlanıyorum ama elimden bir şey gelmiyor, diyeceğim şu ki bana yardımcı olur musun?" 

Y/n'nin aklındansa bir sürü türlü düşüne geçiyordu. Çok büyük aptallık yaptığının kendisi de farkındaydı ama içinde susmayan sese engel olamamış, adımları onu istemsizce Armin'e doğru götürmüştü. 

Biraz maldı.

"Aa ben bilemiyorum-" Y/n aceleyle elini Armin'e doğrulttu ve başını salladı sağa sola doğru. "Biliyor musun, bence bu saçma ve gereksiz sözlerimi hiç duymamış gibi yapmalısın çünkü ben sana hiçbir şey söylemedim. Aynen biz hiçbir şey konuşmadık!" 

Toparlamaya çalışırken elini daha da yüzüne bulaştırdığını hissedebiliyordu. Armin'in şok olmuş ifadesinin altında ezilirken derin bir nefes aldı. 

"Aaa merhaba Armin! Ben de yemek yemiştim sen yemedin mi daha? Aç kalma hemen ye, görüşürüz!" 

Ardından veda ettiği gibi topuklarını götüne vura vura merdivenlerden çıkmaya başladı. Bir yandan da sınıfta kendisini bekleyen Reiner'a mesaj atmaya çalışıyordu. Ancak arka arkaya attığı yüzlerce mesajdan birini bile görmemişti henüz. Sinirle soludu. 

"Birde bana kızar geç bakınca- ANANI SİKEM!" telefona bakarak ilerlediği koridorda hademe ablalar yeni temizlik yapmıştı ve büyük ihtimalle üst sınıflardaki Levi Ackerman onlara yardım ettiği için yerler sırılsıklam. 

Y/n eteğinin altından görünmemesi adına götünü kapatırken yüzünü korumayı unutmuş ve kafa üstü yere çakılmıştı. 

"Hay sikeyim böyle günü." ağlamaklı sesiyle kendi kendine söylenirken karşısında ona uzanan elle göz göze geldi. 

Ya şimdi bir wattpad kitabında olduğu gibi Jean yakışıklı yüzüyle kendisini ayağa kaldırıp çıkma teklifi edecek ve sonsuza dek on iki çocukla mutlu yaşayacaklardı ya da bahtsız kaderi onu yalnızlığa sürüklediği için yoldan geçen herhangi biri yardım edecekti. 

Belki de Levi Ackerman yerleri yeni silmesine rağmen koridorda yürüyerek ayak izi bıraktığı için Y/n'ye son saniyelerini yaşatacaktı, kim bilir...

Korkuyla elin sahibine baktığında derin bir oh çekti.

OHH...

Karşısında okul başkanı Mikasa Ackerman duruyordu. Kızın uzattığı elini tutup sonunda ayağa kalktığı zaman kıza gülümsedi ancak Mikasa gülmüyordu.

"Uzunca bir süre boyu boşluğa baktın, hiç göz kırpmadan. Kafa travması geçirmediğine emin misin?" endişeli ses tonunu duyunca gülümsemesi daha da büyüdü. "Hayatımın sona erip ermediğinin kritiğini yapıyordum da.." 

Mikasa içi rahatlamış bir ifadeyle gülümsemeye başlarken birden duraksadı ve etrafına bakındı. 

"Y/n.. Benim emmi oğlu burada yürüdüğünü bilmemeli koş ve kendini kurtar!" acayip tuhaf bir ciddiyetle söylemişti bunu. Normalde olsa bu söylediğine saatlerce, göbeği içine kaçana kadar gülerdi. 

Evet, göbeği içine kaçana kadar. 

Ama hem ciddi söylemişti hemde etrafında beliren siyah aura dumanı biraz korkutmuştu. Ölmek istemiyordu, henüz değil..." 

Hemen onu onaylayıp ayağa kalktı ve merdivenlerden aşağıya inmeye başladı tekrar. Reiner'ı bahçede beklemeyi planlarken onu bankın birinde müdürün kızı, ponpon kız, Paradis lisesinin ilk aşkı Historia Reiss ile oturup utangaç utangaç konuşuyordu. 

Kollarını bir birine kavyşturdu ikisine ilerlemeye başladı korkunç bakışlarla. Yanlış anlaşılmasın Historia'ya değildi bu bakışlar, onu severdi. 

Ama Reiner...

Çocukluk arkadaşı, en yakın arkadaşı, yan komşusu ve tek dostunun kendisini bir kız için satmış olma olasılığına delirmişti. 

"Şey ben gideyim şimdi siz bir şey konuşacaksınız galiba." Y/n'ye selam verdi Historia ardından ayağa kalkıp usulca oradan uzaklaştı. Reiner korku içinde yutkundu. "Eğer hayatta kalırsam akşama kiliseye gideceğim." 

Ellerini birleştirip dua ederken Y/n kafasına vurdu. 

"Neler yaşadım biliyor musun amk? Allah belanı versin senin dostluğuna tüküreyim!" sinirle Reiner'ın o çok kaslı kollarına ve omuzlarına sert darbeler yağdırıyordu. 

Reiner'n annesi yine okulda kavgaya karıştı sanacaktı...

"Ne oldu canımın içi, dostlarımın en dostu, ne oldu?" yalaka yalaka kıza baktı. Kendisine kıyamayacağını biliyordu. 

Akıllı pezevenk. Gıcıktı ama severdi Reiner'ı. Küçükken onun hayatını kurtarmıştı ancak bu başka bir bölümün konusu.

"Armin Arlert, Jean'dan hoşlandığımı biliyor!" 

Reiner elini ağzına götürdü ve şok içinde arkadaşına baktı. "Malsın kzıım sen. NASIL BİLİYOR NASIL?" 

Y/n derin bir nefes aldı anlatmaya başlamadan önce ama içini yiyen bir düşünce vardı. 

"İnşallah gidip Jean'a yetiştirmez." 

---

cuppacuppa cıkıttı cıktı

ᴍᴏʀᴇ ʙᴇᴀᴛɪғᴜʟ ᴛʜᴀɴ ʏᴏᴜ¨*:·ᴀʀᴍɪɴ ᴀʀʟᴇʀᴛHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin