28. bölüm

222 12 0
                                    

Mutfağa geçip soğanları doğramaya başladım. Gözlerim yanıyordu ama olsun. Birden Tuana belirdi karşımda.

"Soğan doğramak o kadar da kolay değilmiş dimi çağan?"

"Yoo kolay"

"Hmm öyle mi"

"Evet"

"Berat içeriden bez getirin"

"Bez mi"

"Evet"

"Tamam hanım efendi"

Berat içeri gidip 1 dakika sonra geri geldi

"Buyurun"

Tuana arkama geçip gözlerimi bağladı ne yapıyodu bu?

"Benimle barışmak istiyordun değil mi"

"Evet"

"Tamam o zaman gözün kapalı doğra bunları. Belki benim ne kadar acı cektigimi anlarsın"

"Tuana hanım öyle elini doğrar ama"

"Doğrasın! Benim acimin yanında onun ki bir hiç! Dağılın şimdi. Gidip masaları falan silin boşuna mı para veriyorum ben size!!"

"Peki Tuana hanım"

Tuana gözlerimi bağladı hiç birşey göremiyodum. Ellerimi dograyacagim kesin... Ama bu hafif bile. Ben tuananin yerinde olsam daha ağır şeyler yaptirirdim. Sonuçta onu dinlemeden yargiladim ve acı çekmesine sebep oldum. Dayısının ölümüne bile aglatmadim...
Ve beklenen şey gerçekleşti parmağımı kestim.

"Ahh"

"Ne olduuu!"

"Berat! Karışma sen işine don"

"Ama efendim elini kesti"

"Bu seni ilgilendirmez ben seni bana işimi öğret diye işe almadım! Canımı sıkmayın hepinizi kovarim!!"

"Yok yok tamam sustuk"

"Getir parmağını"

"Ne"

"Getir dedim"

Yine kiyamadi bana.. oda hala beni seviyor biliyorum. Gözümü açtı ve parmağımı sarmaya başladı.

"Bugünlük bu kadar ceza yeter sana! 2 gün sonra arkana bakmadan gideceksin Burdan"

"Bundan o kadar emin olma Tuana Naz Tiryaki ben seni almadan hiç bi yere gitmicem"

"Merak etme o kadar acı çekeceksin ki nerden geldiğini bile unutturacam sana"

"Acı çektirmek istiyosun ama sonra dayanamıyosun"

"Ben mi dayanamiyorum?"

"Evet"

"Soğanlarım kan olacak diye yardım ettim"

"Tabi canım kesin öyledir"

"Öyle zaten"

BENİMSİN {ÇT}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin