Bölüm 11

531 27 2
                                    


" Sakın unutma. Kazansanda, kaybetsende bu bir oyun ve hiçbirşey için canını çok sıkma "

Kylian'a bakıp yardım istediğimde kafasıyla onayladı.

" Kendine güven, çünkü buradaki kimseyi mükemmel bir futbolcu eğitmedi "

Sırıtıp göz kırptığında iç çekip alnıma tokat attım.

" Tamam, tamam "

Charlie'ye eğilip omzundan tuttu.

" Gözünü topdan ayırma, kimseyi de umursama. İnsanları bir engel gibi düşün. Sadece sen, top ve kale var. "

" Birde takım arkadaşların. Kendim atayım ayaklarına fazla girme, bu bir takım oyunu. Sadece sen değil, takım olarak kazanacaksınız "

Kylian kulağına eğilip bir şey fısıldadığında telefonumu açıp saate baktım. Maçin başlamasına pek bişey kalmamıştı. Kylian ayağa kalktığında Charlie'nin saçlarını düzelttim. Eğilip onunla aynı boya geldiğimde genişçe gülümsedim. Tedirgin olduğu gözlerinden belli olsa bile oda gülümsedi.

" Kylian'ın bu kadar başarılı olmasının sirri ne biliyor musun ? "

" Çok fazla çalışması mi ? "

" Şans öpücüğü "

Göz ucu Kylian'a baktığımda buruk bir gülümseme sundu. Eskiden, her maça çıktığında şans getirsin diye öpücük kondururdum yanağına. Kazanınca hep öpücük sayesinde olduğunu söyleyip kıkırdaşırdık. İlk mahalle maçından, ayrılmadan önceki maçına kadar hep yapmıştık bunu.

Charlie anlamamış gibi bana baktığında Kylian başını salladı.

" Evet, cidden işe yarıyor. Kazandığım her maç öpücük sayesindeydi "

Tedirginliği birazda olsun azaldığında genişçe gülümseyip bana döndü.

" Vay be, hem öpücük kazanacağım, hemde maçı. Mükemmel ! "

Gülüp çilli yanağını öptüm. Yüzünü çevirip diğer yanağını gösterdiğinde orayı da öptüm.

" Kazanırsam birde ödül öpücüğü isterim "

" Anlaştık "

" Vay seni fırsatçı "

Kylian, Charlie'nin düzelttiğim saçlarını bozduğunda, kaşlarımı çatarak ona baktım. Çocuğun Saçlarını yeniden düzenleyip
Onunla yumruk tokuşturarak ayağa kalktım. Kylian ile de yumruk çaktıktan sonra, ikimiz onu yanlız bırakıp sahadan çıktık.

Birlikte Charlie'yi rahat görebileceğimiz bir yer seçtik. Kylian'ın sol tarafında oturmuştum. Yanımda da Sophia vardı. Maçın başlamasına az kalmıştı ve heyecandan aklım beynimi terk edecekti. Charlie minik kardeşim gibi olmuştu hep. Onu cidden fazla seviyorum. O yüzden bu sadece onun için değil, benim içinde çok önemli bir maçtı. Hatta belki Kylian içinde. Haftanın çoğunu birlikte Charlie'ye birşeyler öğretirken geçirirdik. Kylian'ın verdiği taktikler, biraz Ronaldo'nun oynamasını anımsatıyordu. Ben ise aksine, Messi'den gördüklerimi çocuğa aktarıyordum. Charlie'ye gelince, çok çabuk öğreniyordu. Kendi üstüne yeterince çalışırsa geleceğin genç yıldızı ola bilirdi. Amma bunun için daha çok yolu vardı.

Yanimda oturan Kylian yüzünden sürekli herkes bize dönüyor, aralarında birşeyler fısırdaşıyordular.
Kylian'sa hiçbirşey yokmuş gibi yanımda oturmuş, sahayı izliyordu. Fazla soğukkanli davranıyordu, alışık olmalıydı. Açığı bakislardan rahatsız olmuştum. Öte yandan, Charlie'nin takımı 2 kez gol yiyecekti, buda moralimi epeyce bozmuştu.

He's Raphael, Not DonatelloHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin