Sakin çok sakin geçen bir konuşmanın ardından Anıl'ın yanından ayrıldım. Sadece benim sorunlarım var derken dünya sadece benim etrafımda Dönüyor diye düşünürken bir kere daha öyle olmadığını anladım. Dışardan eve girdiğim için dışarının serinliğini üzerimden atmam uzun sürmedi. Yukarı çıkıp berenle konuşup özür dilemem lazım.
Yukarıda berenin odası olduğunu Anladığım odaya girdim bir zahmet anlayayım koskocaman BEREN yazıyor kapıda. Beren yatağının Yanındaki alanda şınav çekiyordu hemde çok hırslı bir şekilde.
" Beren konuşabilirmiyiz "
" Ne hakkında ? "
" Kahvaltıda olanlar hakkında lütfen" dediğimde pes edermişcesine ayağı kalktı. Yatağa oturdu. Biraz kaydı ve oturmam için yer açtı. Usulca yanına oturdum.
"Neden şınav çekiyorsun yani anormal bir şey değil ama o kadar hırslı çekince "
" kendimi cezalandırma şeklim." Derin bir nefes aldı ve "Çok seviyordum gözlerimizin derinliğinde kaydoluyorduk adeta kırılmasını istemediğim tek kişiydi. Kalbiydim onun. Her birbirimize baktığımızda çarpan iki kalbin sesi duyulurdu. Bir bedeni paylaşıyorduk. Gitti ve onda olan kalbimide götürdü ama lanet olsun ona kızmıyorum kızamıyorum nefessiz yaşamaya çalışıyorum."
Gözlerinden yaşlar dökülüyordu. " Canım yanıyor.sadece üç harf ölüm ne kadar basit çıkıyo ağızdan değilmi ne kadar çabuk çıkıyo çok kolay öyle gözüküyor değil ama o üç harf benIm tüm hayatımı elimden aldı Yanımda olduğunu hissetmek istiyorum. Biliyorum gelicek gelicek gelicek dimi gelicek" diye bir soru yönelttiğinde ne yapacağımı şaşırdım küçük bir Çocuktan farksızdı ellerini başının arasına aldı.
Haberim olmadan dudaklarımdan dökülen kelimelere odaklandı. "Gelicek merak etme gelicek" birden boynuma sarıldı
"Kendimizi kandırma Yöntemi'yle mutluyum" dediğinde farkında olmadan gözlerimden yaşlar aktı. Benden ayrılıp
"hadi sana Kayranı anlatayım yani seni buraya getirdiğine göre onun için önemli biri olmalısın" kahka attım resmen
"Hiç sanmıyorum" dediğimde hadi sen onun hakkında soru sor ben cevaplayayım Demişti. Birden aklıma üvey babam geldi benden istediği böyle bişeydi onun hakkında bilgiler almalıyım diye düşünüp ilk sorumu yönelttim.
"Kaç yaşında ve nasıl tanıştınız"
"22ve 7 Yaşından beri Anıl ben Kayran yağız ve Furkan ayrılmıyoruz. İlk okula bile beraber gittik." Dediğinde gülümsedim. Tam diğer sorumu yöneltecekken kapı açıldı. Içeriye Kayran girdi. Beren Koşarak boynuna sarıldı ve kulağına bir şeyler söyledi gülerek. Içeriye Kayaran'ın gelmesiyle gerginliğim tavan yapmış durumdaydı. Berenin Söylediklerine Kayran zoraki bir gülüş göndermişti.
Ayrıldıklarında "Hazan çıkıyoruz" dediğinde kafamda deli sorular dönüyordu. Adımı nerden biliyordu ?Nereye gidiyorduk ? yoksa beni gönderecekmiydi ? Ben bunları düşünürken kolumdan tutulmasıyla itilerek dışarı çıktık telefonunu eline aldı ve birini aradı.
"Alo yağız çabuk buraya gel "
Karşı taraftanda konuşma sesleri geliyordu telefonu onaylarcasına kapattı.
"Şimdi alışverişe çıkıcaz ve ne gerekiyorsa alıyoruz alışverişe çıkıcaz sakın 1 saati aşmasın çabuk oluyoruz alışverişten nefret ederim elinden geldiğince çabuk ol kaptırma kendini "
"Alışverişten nefret ediyorum zaten alışverişe nadir denilecek kadar az gittim. O yüzden bence beni götürme alışverişe" dediğimde yüzüme alay dolu bakış attı.
"İyi masrafsızsın hadi gidiyoruz " tam yola çıkacakken bi çocuk gelip Kayaran'ın önünde durdu......
