-JULIAN-
Yine boğucu derecede sıcak, yine fena halde gürültülü ama ben yine fazlaca haz alıyorum. Baterime son darbeyi indirdim ve sahneden indim. Bana doğru koşturan Maicey'i görmezden gelerek kulise doğru ilerledim. ''Hey Jul! Bekle!'' Hışımla ona dönerek , ''Sana daha kaç kere bana böyle seslenmemeni söyleyeceğim, tamam her ne kadar çakma olsan da sarışın olmanı göz önünde bulunduruyorum ama...'' ''Hey hey Julian Sky bu laf sokmalarınızı gece hatırlatmamı istemezsiniz diye düşünüyorum.'' Ah yine başlıyoruz, kulise yürümeye devam ettim. ''Ne gecesi?'' ''Bizim gecemiz Jul ne olacak başka.'' Sonunda kapıya gelip her zamanki gibi dediklerini duymazdan gelerek ve göz kırpmasını yarıda keserek kapıyı yüzüne kapattım. Aslında sarışın olmasaydı ve göğüsleri silikon olmasaydı ve yılışık bir gülümsemesi olmasaydı ve iğrenç bir konuşması olmasaydı, pekala bu listenin sonu yok. İşte bunlar olmasaydı her şey daha güzel olabilirdi, istediği o gece gerçekleşebilirdi. Ama biliyorum ki o mükemmel kızı bulamayacağım, yani oralarda bir yerlerde vardır Ama hak edene tabii.
Ve kapı sesi tanrım... ''Hey!'' ''Hadi ama Maicey! Rahat bırak beni!'' ''Ah Bells üzgünüm, yine Maicey ile uğraşıyordum seni o sandım.'' ''Haha sorun değil sert çocuk.'' Bu kızı kardeşim olsa ancak bu kadar sevebilirdim. Walter ona sahip olduğu için çok şanslı. Gelip bana sıcacık bir kucaklama verdi. O sırada Dylan ve Walter'da içeri girdi. Dylan koca bir şişe suyu kafasına boca ederken, Walter Bells'e tutkulu bir öpücük verdi ve Bells her zaman ki gibi kıpkırmızı olmayı başardı. Ardından bizimle vedalaşıp çıktılar. Peşlerinden Dylan'da kulübün kalabalığına karıştı. Bende üzerimi değiştirip kulüpten çıktım. Her zaman ki gibi Los Angeles havası hafif esintili ve güzeldi. Yirmi dakikalık bir yürüyüşün ardından eve vardım. Kapıyı çalınca annem o güzel gülümsemesiyle kapıyı açtı. Babam öldüğünden beri hep bi buruk gülümsüyordu. Bunu istemiyordum ama elimden geldiğince onu mutlu etmeye çalışıyordum. Düşüncelerimden annemin sesiyle ayrıldım. ''Hoş geldin bebeğim. Nasıldı?'' ''Tabi ki mükemmeldik hayatım daha azı beklenebilir mi?'' Kaşlarımı sorarcasına kaldırıp sırıtınca o mükemmel kahkahalarından bir tane kazandım. ''Yiyecek birşeyler hazırladım getirmemi ister misin?'' "Hayır anne çok yorgunum. Uyusam iyi olacak yarın sabah erken saatte önemli bir sınav var gecikmemeliyim." Annemi sulu sulu öptükten sonra hızlıca odama çıktım. Arkamdan "Iyi uykular." demeyi ihmal etmedi. Cidden feci yorulmuştum. Hızlı bir duşun ardından kendimi önce yatağa sonra uykunun kollarına bıraktım.
Sabah alarm sesiyle yataktan zıpladım. Banyoda günlük işlerimi hallettikten sonra siyah skinny pantolonumla kamuflaj sweatshirtümü üzerime geçirdim. Saçlarıma ellerimle şekil verince.. İşte hazırım! Annem evde değildi. Çoktan küçük kafesini açmaya gitmiş olmalıydı. Çantamı alıp bebeğime atladım ve okulun yolunu tuttum.
***
''İyi halt yedin Jul.'' ''Bana şöyle seslenme Walter.'' ''Sana şuan sağlam bir yumruk yapıştırmalıyım Jul.'' Ahh pekala sınav boyunca gözlerimle Walter'ın kağıdını taciz ettim ve en sonunda farkedildi. İkimizde kaldık. Ama bu kadar abartmamalıydı. ''Yapma Walter bir telafi sınavı olacağına eminim.'' ''Hey! çocuklar şuna bakın.'' Dylan nefes nefese yanımızda bitti. Elindeki afişi gözümüze sokarak, ''Buna katılmalıyız.'' dedi. Afişi inceledim. Müzik ve dans mı? Imm ilgimi çekmişti. Önce okulda bir ön eleme vardı. Daha sonra okullar arası bir yarıştı tabi önce dans kısmını halletmek gerek. ''Seçmeler iki gün sonra.'' ''Biz her zaman hazırız Walter kasmamıza gerek yok bir tek dansçı bulmamız gerekiyor. Sadece gidip kazanalım şunu ha Julian?'' ''Katılalım çocuklar çok eğlenceli olacağına eminim.''
Ahh.. ve bizim ilk hikayemiz. Umarım istediğimiz geri dönüşü alırız. Başladığınıza pişman olmayacağınızı düşünüyoruz. Sevgiler :)xx
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yüksek Notalar
Teen FictionAh güzelim... Ben en yüksek notayı çalarken tek dans eden sen olmalısın.