-MELODY-
Tanrım Evelina koşarak bana mı geliyor? Bütün okulun ortasında bunu yapmak zorunda mı? "Mel şuna bakmalısın." Elindeki afişi kaptım ve incelemeye başladım. Bir dans yarışması olduğundan bahsediyordu. İşte bu tam bizlikti, yaptığımız en iyi şeydi. "Eve bu çok iyi kesinlikle katılıyoruz. Bir dakika canlı müzik derken?" "Evet çift dal olacak hem müzik hem dans, puanlamada ortak olacak." "Pekala, bildiğim kadarıyla bizim bir müzik grubumuz yok." "Biz işin dans kısmındayız zaten müzik kısmında Fast n Loud var!" "Bundan onların haberi var mı?" Gözlerimi devirdim. "Çok yakında olacak." "Sence onlarla uyum sağlayabilir miyiz? Onu da geçtim bizimle çalışmayı kabul ederler mi?" "Tamam haklısın ama okulda ve okullar arası birinciliği olan kızları kabul etmeyecek kadar da havalı sanmasınlar kendilerini." "Egonu gözünün önünden biraz çek ve uluslararası aldıkları kupalara bir bak." Kesinlikle kendimizi küçümsemiyordum ama yine de bilmiyorum işte. Derken... Umarım gözlerim bana yalan söylemiyordur. Umarım bize doğru gelenler Dylan ve Walter'dır. Umarım bize doğru gelmekle kalmaz bizimle yarışma hakkında konuşurlar. Siktir. "Selam kızlar." Bu konuşan gerçekten Walter mıydı? "Nasıl gidiyor?" Evet Dylan'ın sesi gerçekten karizmatikmiş. Cevap vermesini umarak Eve'i mıncıkladım, neyse ki anladı. "Selam iyi gidiyor. Sizin?" Vaov gerçekten de normal konuşabilmişti. "Gayet iyi, görüyorum ki sizde yarışmayla ilgileniyorsunuz." Walter elimde ki afişe bakarak konuşmuştu. "Evet kızlar bizde bu konu hakkında konuşmaya gelmiştik." Walter yeniden sözü alınca gözlerimi gözlerine kilitledim. "Tahmin edersiniz ki bu yarışmaya katılıyoruz. Ve yine tahmin edersiniz ki dans edemiyoruz. Diyoruz ki biz çalalım ve siz dans edin. Seçmelere iki gün var kısa bir şey hazırlayıp ön elemeyi geçmeliyiz. Sonrası için biraz daha fazla zamanımız olacak. Biz kendi aramızda konuştuk. Julian'ın dersi vardı gitmek zorunda kaldı ama O'da sizinle çalışmayı çok istiyor. Sizi yalnız bırakalım kararınızı bize haber verirsiniz." Ve o muhteşem gülümsemeleriyle gittiler. "Evveeett! Sormamıza bile gerek kalmadı. Ve Dylan'ın ses tonu hep söylendiği gibi mükemmelmiş." "Eve sakin olur musun? Herkes bize bakıyor." "Bakıyorlar çünkü biz onlarla konuştuk. Hah hepsi kıskanıyor. Şunlara bak." Ve baktım. Sanırım bütün kızlar bizi öldürmek istiyor. "Evet. Sonuç olarak ne yapıyoruz?" "Ne mi yapıyoruz?" Şu kız biraz daha cırlayarak konuşursa boğacaktım. "Tabiki de onlarla çalışıyoruz bir sonraki ders arasında gidip kararımızı söyleriz." "Tamamdır Eve ben derse kaçıyorum görüşürüz." Aman tanrım Fast n Loud ve biz, düşüncesi bile güzel buna alışmam bağışıklık falan kazanmam lazım.
***
"Hey oturabilir miyiz?" " Tabi ki gelin." Bunu duyar duymaz Evelina Dylan'ın yanına kuruldu. Bende tek boş yer olan Julian'ın yanına oturdum. "Eee ne karar verdiniz?" Walter sonunda sevgilisiyle küçük dünyasından ayrılıp bize dönebilmişti. Sahi neydi sevgilisinin adı Bella mı? Belki. Eve tüm ciddiyetiyle birlikte çalışma olayını kabul ettiğimizi anlatmaya başladı. Bu sırada yanımdan pürüzsüz bir ses geldi. "İsmini öğrenebilir miyim güzellik?" Güzellik mi? "Melody." "Hmm güzel isim. Bende Julian." Lütfen lütfen şöyle gülümseme. "Sizi birkaç kez dans ederken gördüm birlikte en iyisi olacağımıza inanıyorum." "Bir gün biraz zorlayıcı olacak ama halled-" "Melody!" Bu kız bir kez daha cırlarsa boğacağımı söylemiştim değil mi? Unutun gitsin. "Efendim Eve." "Bizi dinliyor musun? Çalışmak için sadece yarın var. Umarım boşsundur." "Ah tabiki boşum nerede çalışacağız?" "Evet nerede? Okulun salonunu bize vermeyeceklerine eminim." Walter haklıydı okul salonunu hayatta özel olarak bize vermezlerdi. "Sizin kulüpte çalışsanız hayatım?" Konuşan Walter'ın sevgilisiydi. Neydi bu kızın adı?! "Sen harikasın Bells! Seni sevdiğimi söylemiş miydim? Gel buraya öpmek istiyorum." "Dylan çek ellerini kırılmasını istemiyorsan!" Walter'ın tepkisinden sonra hepsi kahkahalara boğuldu ve Bells sevgilisinin çenesine bir öpücük kondurdu. Walter'ın tüm yüz hatlarının yumuşamasını izledim. Bu büyüleyiciydi. Yavaşça ayaklandım. "Pekala gitsek iyi olacak yarın görüşürüz." Hey telefonum Julian'ın elinde mi? Ve birini mi arıyor? Aramayı sonlandırıp telefonumu bana uzattı. "Al bakalım güzellik adresi mesaj atarım." Yapma yapma göz kırpma lütfen. Evet, şimdi gelde gülümse. "Imm teşekkürler." Evelina'yı da çekiştirdim ve oradan uzaklaştık.
***
"Eve gelene kadar beyazlarsın diye düşünmüştüm ama hala en pancar halini koruyorsun sevgili Mel." "Eve bugün okulda resmen Fast n Loud ile takıldık bırakta biraz öyle olayım." "Takıldık mı?" "Takılmadık mı?" Bir anda çığlık çığlığa birbirimizin kucağına atladık, işte bu sorularımızın cevabıydı. "Mel resmen müthiş bir yarışmada, müthiş Fast n Loud ile birlikte performans sergileyeceğiz!" "Sergileyeceğiz değil mi?!" "İçimden bir ses her zamanki gibi bunuda başaracağımızı söylüyor" "Başaracağız değil mi?" Heyy kafama bir şaplak yedim. "İnsan demosu arkadaşım sonuna soru işareti koymadığın cümlelere geçecek misin?" Bu şaplağa ihtiyacım varmış çünkü aklıma Dylan'ın mükemmel sesi ve Julian'ın muhteşem konuşmasının gelmesiyle yeniden transa girmiştim. "Üzgünüm ve sende olmalısın bir an beynimin pelteleştiğini hissettim seni hayvan." "Ah üzgünüm ama üzgün değilim, mala bağlamıştın" Ah, ne? "Anlıyorum anlaşılan senin aklında orda kalmış hahah!" "Hah sen yelkenleri suya indirmiş olabilirsin ama içimizde hala aklı başında olan birinin bulunması gerek" "Sen ve aklı başında olmak mı?" Bunu söylediğim sırada kalçama da yediğim bi şaplakla beni eve soktu. Bir kaç esneme hareketi ve egzersiz yapmalıydık.
Yarın zor bir gün olacaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yüksek Notalar
Teen FictionAh güzelim... Ben en yüksek notayı çalarken tek dans eden sen olmalısın.