-MELODY-
Sadece iki hafta dans etmemek bile hamlaştırmıştı bizi. Ama tabiki hemen havaya girdik ve bir evin salonunda ne kadar edilebilirse o kadar dans ettik. Eve ve ben kesinlikle bunun için yaratılmış olmalıyız. Ama umarım işler yarında böyle güzel gider ve o muhteşem çocuklarla güzel işler koyarız ortaya.
Kocaman, sımsıkı ve upuzun bir kucaklaşmanın ardından Eve'i yolculadım. Ah evet ve şimdi zorlu dakikalar başlıyor. Eve varken daha dalgın ve rahattım ama şimdi tekim, yatağıma oturdum, telefonumla bakışıyorum. Ne var? Julian Sky seninde numaranı alıp, adresi mesaj atarım dese sende böyle telefon başında stresten patlardın. Ama saat akşamın dokuzu olmuşken ve bu kadar saat yazmamışken beklemenin bir anlamı yok. Eminim aklının köşesinden bile geçmiyorumdur. Cidden böyle stresli zamanlarda yalnız kalmamalıydım. Annemde tam gününü buldu teyzemde kalmak için. Keşke Josh kalsaydı benimle. Küçük erkek kardeşe muhtacım o derece bi durumdayım yani. Ah tanrım kesinlikle mesaj falan atmayacak. Neyime güvenerek heveslendiysem.
Ne saçmalıyorum ben. Atmak zorunda başka yolu yok yani bizi yüzüstü bırakma gibi bi düşünceleri yoksa adresi atmalı ve gidip o provayı yapmalıyız. Ama atmıyor işte. Hah kesin unuttu yarında aklına gelmeyecek, hatırladığında çok geç olacak ve uğraşmak istemeyecekler ve bizimle çalışmaktan vazgeçecekler. Süper!-JULİAN-
"Bells haklı çocuklar yarışmaya kadar kulüpte çalmaya ara veriyoruz. Enerjimizi provalara ve o güne saklamalıyız. Ve seni lanet Dylan şuandan itibaren şarj aletimi vermediğin her dakika için pişman olacaksın." "Ne zamandan beri bu kadar telefon meraklısı oldun sen Jully" Elimdeki bagetlerimi her ne kadar çok değerli olsalarda ona fırlatmak için gecikmedim. "Hey hey hey sakin ol sert çocuk, tamam al." Sert çocuk mu? Bells bana bakıp gülmeye başladı. Sert olduğumu düşünmüyordum. Sinir bozucu insanlarla uğraşan herkes böyle tepkiler verebilirdi. Neden böyle çağırıldığımı anlamıyorum ama üzerinde durmuyorum ki uzatmasınlar. Bells'e bunun beni gıcık ettiğini anlatan bir bakış attım ve tatlı olduğu kadarda zeki olan kız hemen kaptı bakışlarımı.
Telefonumun bir an önce açılması ve Melody'e o mesajı atmam gerekiyordu. Umarım uyumamıştır çünkü bilmediği bir yer olabilir ve açık bir şekilde tarif etmem gerekebilir belki mesajda anlayamaz ve ararım konuşuruz ya da ben evinden alıp getirebilirim onu.
Ne diyorum ben. Kaç yaşında kız yaşadığı yerdeki bir kulübü neden bulamasın hemde arkadaşı var yanında. Herneyse. "Çocuklar kaçmıyor muyuz artık? Bagetlerimi bateriye vurmadığım zamanlarda burası fazla sıkıcı." "Benimde kızları peşime takmadığım zamanlarda, o yüzden evet ben kalkıyorum." Bir gün şu Dylan ile takılıp onun kafasını ve yaptıklarını yaşamak lazım. "Bende Bells'i eve bırakayım sonra bana geçelim Julian?" "Bells görüyorsun dimi senin önünde yazıyor bana, bu çocuk tehlikeli, nefes alan her canlıyla ilgileniyor." "Evet özellikle bateri çalan, sarışın manda öküzü-sıçan kırmalarıyla ilgilenirim!" "Hayvanlarla yakından ilgilenen ben bile manda öküzü-sıçan kırması diye bir canlı duymamıştım." Bunu söylerken gülmekten kızarıp moraran Dylan'a eşlik etmem Walter'ı daha da delirtti. "Zaten bu herif türünün ilk ve son örneği!" "Oy oy anlatsana bi' manda öküzüyle sıçanı nasıl çiftleştirmişler Walter?" "Bak şimdi şöyle ki, sen gel bi' bu tarafa göstereceğim" Biz Walter'a takılırken kahkalara boğulan Bells bu cümleden sonra, ağzını eliyle kapatarak gülmemeye çalıştı ve "Hey sevgilimi rahat bırakın sizi kıskançlar!" Diyerek sahte bir şekilde bize çıkıştı ardından Walter'ın boynuna sarılarak, onu sakinleştirmek adına dudağına yakın bir yeri bir kaç kez öptü. Sakinleşmekle bize saldırmak arasında gidip gelen Walter sonunda elini kızın beline attı ve kapıya doğru yürümeye başladılar. "Görüşeceğiz seninle Julian!" "Bak hala görüşeceğiz diyor Bells" Ve Dylan yine kahkahalarda. Tam o sırada az önce Dylan'a attığım bagetleri kapıp bana fırlattı. İkisini birde havada yakalamam zor olmadı. "Ah dostum benim silahımla bana saldırmak ha? Bu kadar acemi olma." Cevap vermesine fırsat bırakmadan Bells onu çekti ve kulisten çıktılar. Peşlerinden Ben ve Dylan da çıktık. Dylan bugün okulda tanıştığı bir kızla tanrı bilir neler yapmaya gitti. Bende Walter'ın evinin yolunu tuttum.-MELODY-
O lanet paranoyak düşüncelerin arasında uykuya dalabildiğim gibi Juliandan gelen mesajıda iki saat sonra görmüş oldum. Tam bir aptalım iki saat once böylesine sevinebilirdim, iki saat önce rahatlamış olabilirdim. Ve keşke su saçmalamalarımı da durdurabilseydim. Ah Eve hissetmiş olacak ki telefonum çalıyor o beni sakinleştirir.
Aman tanrım!
Aman tanrım!
Aman tanrım!
Yo hayır, olamaz!
Siktir!
Aman tanrım!
Julian!
Israrla çalmaya devam ediyor.
Şuan şu yetenek yarışmasında gözlerini pörtleten adam gibi göründüğüme adım gibi eminim. Ama dizilerde gördüğümüz heyecandan açamayan, açacağı sıradada telefonun kapandığı o aptal kızlardan olmayacağım. Az önce kendime aptal demiş olabilirim ama o saçmalıktı. Tüm sakinliğim ve samimiliğimle;
"Alo"
"Selam, nasılsın Melody?"
"Im iyiyim sen nasılsın?"
"İyiyim bende. Cevap gelmeyince merak ettimde aramak istedim."
Cevap mı? Ne cevabı? Merak etmek mi? Beni mi? Tanrım. Ne cevabı bu yaa!
"Şeyy, cevap derken?"
"Mesaj attım, gormedin mi?"
Aptal ben!
"Ah ben üzgünüm yeni uyandım da, dalgınım biraz. Tam şimdi gördüm bende cevap yazarken sen aradın"
"Im anladım. Bi' sorun var mı, bulabilecek misiniz?"
"Evet bulabiliriz sorun yok, basitmiş."
"Güzel. O zaman yarın görüşürüz."
"Evet, görüşürüz."Tanrım, neden herşeyi böyle berbat etmek zorundayım! Neden bu kadar aptal konuşmak zorundaydım! Ve bu çocuklar neden bu kadar iyi olmak zorunda!
Herneyse Melody kendine gel. O herhangi bir okul arkadaşın, böyle abartmana gerek yok. Birlikte bir süre çalışıp bir yarışmaya katılacaksınız, o yarışmayı kazanacaksınız ve bitecek.
Ah.
Tanrı bana yardım etsin.Daha şimdiden böyle bir geçiş bölümü için erken diye düşünenleriniz varsa haklılar ama arada olur böyle şeyler ha? Okumaya devam etmelisiniz dediğimiz gibi kesinlikle pişman olmayacaksınız! Lütfen o küçük yıldıza dokunun ve fikirlerinizi bize bildirin :)x
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yüksek Notalar
Teen FictionAh güzelim... Ben en yüksek notayı çalarken tek dans eden sen olmalısın.