Karanlıktaki ışığın olmama izin ver...

Karanlığın kızı

Ben Gece. Çoğu kişi bana karanlığın kızı diyor gerçi... Gotik görünümümden veya sadece karanlıkta durmayı sevdiğimden olsa gerek. Bir kafede barista olarak çalışıyorum. Müşterilerle aram gayet iyidir hoş sohbetim vardır özellikle kızlarla. Çapkın biri olarak görünüyorum dışarıdan bakılınca ki onlara da hak vermiyor değilim sadece benim için gelen o kadar çok insan var ki. Rastgele kahve yaptığım bir gün yoğun saatler saat 17.00 civarıydı.
Gece! Hey Gece! diye seslenmişti serseri. Salmıyor ki peşimi bir türlü rahat bıraksana artık beni yahu. Kahve yapmakla meşgul olduğum için duymamıştım ki o gelip bana dokunana kadar. Aniden irkilerek arkamı döndüm.
-Ne var be ne istiyorsun!? 

-Bir şey istemiyorum yahu. Ne bu ani tepki böyle?

-Sinirliyim oğlum salsana bir beni görmüyor musun burası ne kadar yoğun?

-Ay meraklın değilim ya sadece uzun zamandır burada sütü köpürtmekle meşgulsün patron kızıyor.

-Ne kadar zamandır sütü köpürtmekle meşgulüm paşam? 10 dakika mı bilemedin 15?

-Kızım yarım saattir süt köpürtüyorsun...

-Yok ebesinin nikahı. 

Saatime bakayım dedim bu mal kesin yalan söylüyordur. Saati görmemle şok oldum resmen yarım saattir süt köpürtüyormuşum. Şimdi sıçtım diye düşünürken patrona ufak bir bakış attım ki atmaz olaydım yedi resmen beni gözleriyle o iki saniyelik bakışmada. Hemen köpürttüğüm sütü rastgele bir latteye döktüm üzerine desenini de çizdikten sonra yolladım siparişi teslim edecek kişiye. Tekrar patrona dönüp gülümsedim neyse en azından bu sefer sıçmamıştım o da bana doğru gülümsedi canım patronum ya. Şu bana seslenen Emir gerizekalısını da ilk defa haklı çıkartmıştım ulan ya koz verdik herife sıçayım. Sonrasında kahve yapmaya devam ettim ama bu sefer yarım saat süt köpürtmedim tabii. Saat 19.00'a yaklaşıyordu bu zamanlar daha da yoğun olur tam iş çıkış saati bize de ekstra çalışmak düşer. İçeriye bir grup girdi 2 erkek 2 kız bir tane kızda takım elbisesi vardı of ama nasıl güzel gözüküyordu anlatamam. Normalde kim geliyor kim gidiyor bakmam ama çok nadir denk geliyorum böyle hanımefendilere dikkatimi çekmişti napayım. Kasada duran kişi Emir'di diğeri çıkmış çoktan şansıma sıçayım. Emir'e yaklaştım.  

-Emirrr iki dakika kasaya ben baksam olur mu ya sana kahve yapımında daha çok ihtiyaç varmış çok iyi yapıyormuşsun kahveyi diyorlar.

-Amacın ne la? Daha yarım saat önce bağırıp çığırıyordun ne istiyorsun?

-Ya ne isteyeceğim canım senin daha iyi yaptığını söylediler ondan yanii yoksa bir amacım falan yok.

Gelen müşterilere bir göz attı dedim aha anladı bu mal ne istediğimi kesin salmayacak. Ama beni şaşırttı ve gülümseyip kasadan çekildi arka tarafa kahve yapmaya gitti. Çok garip lan kesin bir şey isteyecek diye düşündüm ama o sıra umurumda değildi. Yeni müşteriler yaklaştı kasaya of ne güzel kokuyordu ya bütün oksijenimi alsa bu kokuyla değiştirse keşke. Erkekler iki tane Americano takım elbiseli kadın Latte ve diğer kadın Filtre Kahve istediğini söyledi. İsimlerini sordum teker teker bardağa yazmak için ismi Işıl'mış. Çok güzel ismi var diye düşündüm içten içe ama yüzüme bakmıyordu bir türlü arkadaşlarıyla konuşuyordu sadece. Aralarından bir erkek numaramı istedi çok güzelmişim falanmış filanmış. Anca o zaman yüzüme baktı hanımefendi ve arkadaşını onayladı gerçekten güzelmiş diye. Lan neyin derdindesiniz siz napıyorsunuz ne lan bu sohbet? Işıl hanım götünüze kurban olurum ama böyle pis konuşmalara dahil olup gururumu kırmasanız mı ayıp ama zoruma gidiyor diye düşünürken pislik Emir kahvelerle birlikte geldi. Herkese tek tek kahvesini teslim ettikten sonra sıra Işıl'a geldi. Kahvesini teslim ederken sanırım bilerek eli elime değdi hiçbir şey olmamış gibi dümdüz baktım sadece. 

>Numaranı alabilir miyim ismini bilmediğim kadın?

Numaramı mı istedi lan o!? Oha numaramı istedi valla istedi. Bir süre şaşkınlıktan avel gibi kadının yüzüne baktım sonrasında aklıma geldi.

-Ah arkadaşınıza vermek için mi istiyorsunuz numaramı? Kusura bakmayın.

>Hayır kendim için istiyorum numaranı hoşuma gittin.

-Hoşunuza mı gittim? Nasıl olur?