Servisin geldiğini anlayınca müziği kapattım ve servisten indim. Okula girdiğimde kimi sigara içiyor kimi sohbet ediyordu. Okulun içine girdikten sonra müdürün odasını aramaya başladım. Nerede? Nerede? Ve... Buldum! ZAFER BENİM!!! Kapıyı çaldım ve içeri girdim. Müdür olduğunu sandığım kadın, bana
"Sen yeni öğrenci olmalısın." Dedi.
"Evet ben Öykü sınıfımı öğrenebilir miyim?" Dediğimde beni süzdü ve sorumu cevapladı.
"Tabiki sınıfın 9-F. 3. Katta."
"Teşekkürler." Dedikten sonra 3. Kata çıktım. 9-F yazan sınıfın kapısının önüne gittim ve tıklatarak içeri girdim. Hoca derse başlamıştı bile. "Afedersiniz hocam geç kaldım."
"Önemli değil Öykü. Evet arkadaşlar. Bu yeni öğrenci Öykü." Oturmak için yer aradığımda, her erkek yanını gösteriyordu. Birisi hariç. O da en arkada oturan birisiydi.
Yanı boştu. Ona ilerledim ve "Oturabilir miyim?" Dedim. O ise sadece ters ters bakmak ile yetindi. Hoca "Berk, neden arkadaşına ters ters bakıyorsun?" Dedi.
"Önemli değil, hocam. Ben önlerde bir yere otururum." Dedim ve önlerdeki üçe bölünmüş gruptan, bir sıra seçip oturdum. Yanına oturduğum kişi bana döndü ve "Adım Ege. Sende Öykü'sün değil mi?" Dedi.
"Evet. Tanıştığıma memnun oldum." Dedim ve önüme döndüm. Sonra tekrar ona dönüp "Ege ders ne?" Diye sordum.
"Coğrafya." Dedi. Aslında Ege de fena değildi ama Berk çok yakışıklıydı. Salakça düşüncelerimden uzaklaşıp, çantamın içinden coğrafya kitabını çıkardım. Zaten zilin çalmasına on dakika kalmıştı. Arkamı döndüm ve Berk'e baktım. Fakat salisesinde bunu yaptığıma bin pişman oldum. O da bana bakıyordu. Gözlerimi kaçırdım ve önüme döndüm.
"Ege, senin Berk ile aranda düşmanlık mı var?" Ege bana dönüp "Evet." Dedi. "Neden?" Diye sorunca da "Seni ilgilendirmez." Dedi. Zaten zil çalmıştı. Bende çıkardığım kitabımı çantama geri koydum. Ve yanımdan kalkıp, giden Ege'ye şaşkın şaşkın bakakaldım. Gerçekten şaşırmıştım. Ne diye atar yapıyordu ki?
Bunları unutmak isteğiyle tuvalete doğru yürüdüm. İçeri girecekken Berk'in tuvaletten kızları kovduğunu gördüm. Tam arkamı dönecekken biri kolumdan tutup tuvalete doğru sürükledi. İçeri girince, kapıyı kapatıp kitledi ve bana yüzünü döndü. Berk. Tahmin etmiştim. Bana doğru geldi ve kaçmayayım diye duvarla arasında sıkıştırdı.
"Ne o dikkatini mi çektim?" Dedi, pis bir sırıtışla. "Şey.. ee.. Aslında hayır. Ve izin verirsen gideceğim." Dedim.
"Olmaz. İlk önce beni dinle. Seni bir daha Ege'nin yanında görmeyeyim." Dedi. Sinirlerimi germişti.
"Neden? Sana mı soracağım?" Dedim.
"Evet. Evet bana soracaksın." Dedi. Lafı söylemekte gecikmedim.
"Niye sana soracakmışım?" Dedim öfkeyle. Ağızını kocaman açtı ve bana karşı şunları söyledi.
"Çünkü. Sen. Benim. KIZIMSIN!" Bağırması kulaklarımda yankılanırken, beni tuvalette tek başıma bırakarak, çekip gitti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dangerous Love
عاطفيةÖykü 15 Yaşında, sarı Saçlı, mavi gözlü annesi ile yaşayan saf ve temiz bir kızdı. Yeni bir okula ve yeni bir hayata başlayacaktı. Bakalım yeni okulunda neler yaşayacak?