2 : "Düşlerde sevdim seni, söyleyemedim."

1.1K 68 13
                                    

"Düşlerde sevdim seni, söyleyemedim."

***

Merhaba sevgilim, ikinci mektuba hoş geldin.

İlk mektupta seni sıkmak gibi bir şey yapmamışımdır umarım. Çünkü bil sevgilim, seni sıkmak benim için ölüm olur. Toprağın altında da olsam yine ölürüm. Bu yüzden yapma sevgilim, senden rica ediyorum bu mektupları okurken sıkılma. Ölmüş birisi ikinci kez ölemez ama ben ölürüm.

Mektubu yazarken aklıma gelen anılar var, konu sen olunca çok fazla anım var ama şimdi sevgilim yazmak için hangi birisini koysam bilmiyorum. Sanırım birisinden başlamam lazım.

  Birkaç gün önce işten çıkarıldım. Kansızlığımdan dolayı başım döner, sendelerim. O gün işte de aynısı oldu ama artık alıştığımı düşünüp önemsememiştim. Önemsemeliymişim. O gün müşterinin üzerine kahveyi döktüm. Özürler diledim, başımın döndüğünü söyledim ama müdürüm affetmedi. Kovuldum. İşten kovulmak sorun değildi sevgilim, benim canımı başka bir şey yaktı.

Eşyalarımı toparlamak için soyunma odasına girdim. Üzerimi kabinde değiştirirken içeri iki kişi girdi. Normalde insanları dinlemek pek adetim değildir sevgilim ama kabinden çıkabilme ihtimalim yoktu bu yüzden el mecbur kaldım orada. Keşke kalmasaydım ama sevgilim.

Benim hakkımdaydı. Aslında sadece benim değil, bizim hakkımızdaydı. Ah sevgilim, bizi aynı cümle içerisinde kullanmak kalbimi öyle hızlı arttırıyor ki! Türkçe'nin acımasızlığı da bu sevgilim. Biz diyorum ama ortada biz yok. Hiç olmadık bile. Hiç yan yana gelmemiş iki insanı nasıl olur da 'biz' ile anabiliriz?

Neyse sevgilim, uzatmayayım. Kabindeyken duyduğum şeye gelelim. İş arkadaşlarımdan birisi konuyu sana getirdi. Seni çok kimseye anlatmamıştım, sadece güvendiğim tek kişi olan o kıza, ama yemin ederim sevgilim o tek kişiden bile pişman oldum. Seni kendime saklamayı o kadar çok isterdim ki! Tanrı şahidim seni dünya üzerinde olan her canlıdan saklardım.

Konu arasına sürekli sana olan sevgim giriyor ama anla sevgilim, çok taşıyorsun benden ve bu kalemime de yansıyor. Sana olan hislerimi anlattığım o kız, sana olan hislerim için takıntı dedi. Kulaklarım uğuldadı, konuşmanın devamını dinleyemedim.

Onlar oradan çıktı ama ben kabinde durmaya devam ettim. Oradan eve kadar da düşündüm. Bir açıklama bulmak istedim Kerem, öyle olmadığını açıklamak istedim. Ama yapamadım.

Sonra açıklama yapmam gereken tek kişinin kendim olduğunu fark ettim. Sen benim için bir takıntı değildin sevgilim. Eğer takıntı olsaydı söylesene sevgilim, gözlerinin kahverengi olduğunu biliyorum ama nasıl bana hayat verebiliyorlardı? Sen bir çift bakışınla bana nasıl hayat veriyordun?

Kalbim senin için atarken, her maç sen sakatlanma diye dua ederken, seni yüreğim ağzımda izlerken; söylesene sevgilim nasıl takıntı olabilirsin bende?

Ben her gece rüyama gel diye Allah'a yalvarırken ve buna razıyken insanlar bu sevgime nasıl takıntı diyebilirler sevgilim?

Söylesene sevgilim, böyle sevmek olur mu?

Düşlerde Sevdim Seni | Kerem AktürkoğluHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin