14 : "Söyleyemedim."

391 40 9
                                    

"Söyleyemedim."

***
"Savaşmayı bırakıyorum, bunu veda say."
-Goethe
***

Son mektup.
Artık son mektuba geldik Kerem.

Bu mektuba kadar geldiysen eğer neler düşündüğünü çok merak ediyorum. Nasıl okudun, nasıl tepki verdin... Eğer buraya kadar seni rahatsız ettiysem de bir özürü sana borç bilirim.

Ben mektupların hepsini yazarken ağladım. Bazen güldüm de. Ama en çok ağladım. Sanırım bir aşkta en çok sevenin sonu hep ağlamak oluyor. Yine de şikayetçi değilim, düşünme öyle hemen.

Buraya kadar geldiğin için teşekkür ederim Kerem. Katlanmayabilir, bu mektupları önemsemeyebilirdin ama geldin. Belki de gelmedin, bilmiyorum. Ama eğer geldiysen çok teşekkür ederim. Bu yükü taşımak zorlaşmıştı ama şimdi sende biliyorsun ve ben biraz olsun rahatlamanın verdiği o huzurla devam edeceğim.

  Bu mektuplar sana ulaştığında ve bitirdiğinde büyük ihtimalle beni bulmaya çalışacaksın ama özür dilerim, çok başarılı olamayacaksın. Çünkü ben bu mektupları senden bir karşılık beklemediğim için adresimi gizli tutmalarını tembihleterek göndereceğim.

  Beni yeniden hayata döndürdüğün, sevginle yaşam olduğun, senelerce kalbimde kalıp orayı güzelleştirdiğin ve belki de en önemlisi yaşamama sebep olduğun için teşekkür ederim.

  Sana hiç sarılmadım onlarca kez aramızda santimler varken. Yine aynı santimler varken sana veda da edemedim. Sana rüyamda sarıldım, sen beni rüyamda teselli ettin. Düştüm, ayağa kaldırdın. Ağladım, gözyaşlarımı sildin. Her anımda vardın, her saniyem sendin. Tam vazgeçerken aşkın tuttu elimden.

Sadece sana karşı olan bu özlemim artık canımı acıtmaktan fazlasını yapıyor, beni öldürüyor. O kadın hakkında tek bir şikayetim ya da kötü sözüm yok ama ben iki yıldır gizliden gizliye bile olsa şimdilerde ona verdiğin aşkı, sevgiyi, gülümsemeyi ya da en küçüğünden tebessümünü bana vermen için yalvardım. Sesimle değil ama gözlerimle yaptım bunu. Ben seni sensiz sevdim.

  Ve şimdi sevgimin olmasa da bu mektupların sonuna geldik. Vazgeçemedim Kerem. Denemedim bile. Seni içimden atamadım, orayı sen güzelleştirirken seni nasıl atardım ordan? Ben senden gidemedim Kerem, ben senden bir nefeslik uzağa bile gidemedim.

Noksanlık...
"Birbirine ait olanın henüz bir arada olamayışı" demekmiş. En azından Martin Heidegger Varlık ve Zaman kitabında böyle bahsetmiş. Biz birbirimize ait miydik Kerem, ben senden noksan mıydım? Ben her hücremle senden noksandım ama biz birbirimize mi aittik? Sen benim varlığımı bile bilmezken ben senden nasıl noksan kalıyordum?

Martin yanılmış Kerem. Birbirine ait olmayan insanlardan birisi bir diğerine sevgi duyuyorsa da birisi birisinden noksan olabilir. Ben senden noksandım ve sen beni bilmiyordun.

  Neden ben diye sordun mu kendine bilmiyorum, keşke bende bilsem Kerem.  Ama yok, bir sebebim yok. Mantıklı bir nedenim, listeler yapacak sebeplerim yok. Seni sevmek için de bir sebep aramadım hiç; sesin, gözlerin, gülüşün, bakışın yetti kalbime. Gözlerinin kahverengi olduğunu biliyordum, ama söylesene Kerem, o gözlerle bana nasıl hayat veriyordun? Kahverengi de hayat barındırırmış Kerem, hatta kahverengi daha çok hayat barındırırmış. Senin gözlerinle karşılaşınca anladım.

Bunların bir sonu gelmez, ben buraya onlarca şey yazarım. Ama şimdi istemesem de sana veda zamanım geldi.

Kerem; iki senem, göz bebeğim, canımın en içi, canım adam... En güzel zamanlarım, en güzel kahkahalarım ve daha nicesi... İyi ki girdin hayatıma, iyi ki güzelleştirdin orayı. Eğer sen olmasaydın, buz tutmuş yüreğimle yaşamaya çalışacaktım. Buz tutmuş yüreğimle yaşamama izin vermediğin için teşekkür ederim. Bu yüzden iyi ki Kerem, iyi ki...

Mektubu bitirmeden önce, söylemek istediğim ama söyleyemediğim tüm o zamanların hatırına söylemek istediğim bir şey var. 

Seni seviyorum Kerem.
Seni canımdan çok seviyorum.

Şimdi son kez, söylesene Kerem; böyle sevmek olur mu?

Düşlerde Sevdim Seni | Kerem AktürkoğluHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin