#2

56 10 2
                                    

Minho'dan.

×××××

" Oturun. "

Aramızda geçen sohbet ardından teneffüs bitmiş ve herkes sınıfa toplanmaya başlamıştı. Biz kendi aramızda sohbete devam ederken daha 10 dakika öncesinde tanıştığım ve müzik hocamız olduğunu öğrendiğim meteor içeri girmişti.

Kürsüye ilerleyip verdiği komut ardından herkes yerine oturdu. Odağımı direkt olarak sevgili hocamıza sabitledim.

Bakışlarımı fark etmiş olacakki kürsünün arkasından gözlerini bana çıkardı ve " yeni gelen arkadaşlarımız için kendimi bir kez daha tanıtayım. Han Jisung, 28 yaşındayım. Tahini çıkan eski hocanız yerine müzik derslerimizi bir aksilik çıkmadığı sürece beraber işleyeceğiz." dedi.

Ağzından çıkan her bir sözünü elime yasladığım çenem ile dikkatle dinledim. Ardından dudaklarında oluşan küçük gülümsemeye bakarak aynı şekilde karşılık verdim.

Bakışlarını son bir kez bende tuttuktan sonra sınıfa çevirdi. Duvardaki saate kısa bir bakış attıktan sonra bakışlarını sınıfta gezdirdi. " bugün tanışma faslı olduğu için boş bırakacağım. Diğer ders müzik odasında olacağız. Şimdi sesiniz çıkmayacak şekilde istediğiniz gibi takılın."

Sözünü bitirerek yerine oturdu ve sağ bacağını diğerinin üzerine atarak arkasına yaslandı. Cebinden çıkardığı airpodsu kulaklarına takarak telefondan bir şeylere bakınmaya başladı.

" Lan, sana diyorum. " Hyun koluma vurarak dikkatimi hocadan almamı sağladı. Bakışlarımı Hyun'a çevirerek ne oldu dercesine başımı salladım.

" daldın gittin mk, kaç saattir sana sesleniyorum. Millet yanlış anlayacak şimdi. "

Sözünün bitmesi ardından dalıp gittiğimi yeni anlarken başımı iki yana sallayarak kendime gelmeye çalışırım.

" ben elimi yüzümü yıkayıp geliyorum. " cümlem ardından yerimden kalkarak hocanın masasına ilerledim. Birinin geldiğini fark etmiş olacakki kulaklığınım tekini çıkartarak bakışlarını bana sabitledi.

Normalde asla olmayacağım bir gerginlik üzerimde iken yavaş adımlarımı hocaya doğru attım. Önünde durduğumda dudaklarımda ki hafif tebessüm ile bana bakıyordu.

Hayır sen böyle güzel bakarken benim konuşmam imkansız. Elimi enseme atarak hafif çekingenlik ile bende gözlerimi Bay Han'a çıkardım.

" Lavaboya gidebilir miyim? " sorum ardından başını hafif aşağı yukarı sallayarak beni onayladı " Tabi. "

Tam teşekkür edip gideceğim sırada ayağa kalkarak elinin arkasını önce alnıma ardından yanaklarıma yasladı " iyi misin? "

İşaret parmağı ile yüzünün etrafında, havada bir daire çizdi " yüzün kızarmış, seninle gelmemi ister misin? "

" hasiktir. " sessiz şekilde savurduğum küfür ardından ellerimi yanaklarıma koyarak gözlerimi Bay Han'dan kaçırdım.

" efendim? " sessiz ettiğimi sandığım küfürü duymuş olacakki sorar şekilde bana bakmaya devam ediyordu. Ellerimi havada sallayarak hocaya baktım " yok hocam, gerçekten. İyiyim ben. Sadece elimi yüzümü yıkayıp gelsem yeterli. "

" Emin misin? " başımı hızlıca aşağı yukarı sallayarak onayladım " evet evet, gerçekten. Hemen dönerim. "

Bir şey demesine izin vermeden sınıftan ayrıldım. Kapının önünde kısa bir süre nefesimi kontrol etmeye çalışarak etrafa bakındım " ne oluyor lan bana? "

Ardından zaman kaybetmemek adına lavaboya ilerledim. Kapıyı ardımdan kapatarak musluğu açtım ve soğuk suyu yüzüme çarptım. Musluğu kapatarak başımı kaldırdım ve aynadan kızarmış yanaklarıma baktım.

Ellerimi yanaklarıma yaslayarak elimin soğukluğunun birazda olsa yanağıma geçmesini sağladım " domatese dönmüşüm mk. "

" domates tarlası daha uygun bir seçenek olurdu. " arkamdan gelen tanıdık ses ile aynadan kapıya baktım. Görüş açıma giren Bay Han ile utangaçça bedenimi ondan tarafa çevirdim.

" n-ne? " lan. Ben kekeledim mi? Ben? Koskoca Lee Minho bir hocanın karşında kekeledim.

Ben kendi düşüncelerime dalmış iken kolları bağlı şekilde yaslandığı kapı pervazından ayrılarak benden tarafa gelmeye başladı.

Attığı her adımda kalbim dahada hızlanırken bedenimi lavabo mermerine yasladım. Kapıyı kapatarak yanıma geldi ve tam önümde durarak ellerini iki tarafımdan mermere yasladı.

" diyorum ki, utanınca çok sevimli oluyorsun. " ağzından çıkan sözler ile adeta şaşkınlığın doruklarını yaşıyordum.

Yakınlığından dolayı burnuma dolan ağır erkeksi kokusu beni mayıştırırken gittikçe hızlanan kalbim ile beraber bana hiç yardımcı olmuyordu.

Dudaklarına yerleşmiş sırıtış ile gözlerimi yüzümde gezdirdi. Ardından bakışlarını bir süre dudaklarımda oyalandırdıktan sonra gözlerime çıkardı.

Tuttuğumu yeni fark ettiğim nefesimi yakınlığımızdan dolayı dudaklarına verirken gözlerini kapatarak bana biraz daha yaklaştı.

Dudaklarını yanağıma hafif sürecek şekilde ilerleterek kulağımın kenarında fısıldadı " her hareketin seni dahada arzulamama sebep oluyor. "

Duyduğum her cümlesinde dahada şok olmaya devam ederken belimde hissettiğim eli ile ellerimi nereye koyacağımı şaşırdım.

Kolları ile belimi sararak bedenimi kendine yasladığında boynuma çarpan nefesini hissettim. Ellerimi göğsüne yaslayarak gözlerimi kapattım.

" kendini bana teslim etmen ne kadar hoş. " derin sesi ve dokunuşları ile kendimden geçerken kulağımın altına bıraktığı öpücük ile dona kalmıştım.

Ne yapacağımı bilemez bir şekilde bedenimi hareket ettirmeden dururken çalan zil ile kendimi geri çekerim. " ee, ben gitsem iyi olacak. "

Bay Han'ın bir şey demesini beklemeden hızlıca lavabodan ayrıldım ve sınıfa ilerledim. Sırama oturarak kollarımı sıraya koydum ve başımı yasladım.

" neredesin lan kaç saattir, bir gittin gelmek bilemedin. " Jeongin'in sözlerini umursamadan yatmaya devam ettim. " şşt alo, kime diyoruz? " merakı yüzüne durmamış olacakki Hyun'da beni dürterek söylenmeye başlamıştı.

" bu millet mal, lavabo arızalı diye kağıt koymuşlar arızalı falan değil mk. " Seung'dan gelen cümle ile başımı kaldırdım ve bakışlarımı ona çevirdim " hangi tuvalet? "

Sırasına oturarak başını bana çevirdi. " bizim kattaki işte. "

Yani benim az önce gittiğim. Bu yüzden kimse girmedi. Hay mk. Nasıl bir oyuna düştüm ben.

××××××××××

Asırlar sonra gelen yeni bölüm. Oy ve yorumlarınızı bekliyorum.

İllegal | Minsung Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin