4| isyan çığlıkları

107 16 69
                                    

wooyung bulaşıklarıni bitirip bir an önce eve gitmek istiyordu, o kadar çok yorulmuştu ki dizlerini dahi hissetmiyordu ama neyseki işi bitmeye yakındı. hemen son tabakları yıkayıp giyinme odasında üstünü giyip kendini dışarı atacağı sırada
seungmin ve san ile karşılaştı.

seung: jung wooyoung bugün olanlar teşekkür ederiz hayatımızı kurtardın.

woo: ne demek efendim çalıştığım para kazandığım yere nasıl ihanet ederim bana bir çok katkıda bulundunuz.

seung: olsun yinede teşekkür ederim

san: aynen woo teşekkür ederiz (diyerek el sıkışır)
bir daha görüşmek üzere

woo: ha? haaaa rica ederim iyi akşamlar efendim

diyerek parti yerinden hızlı adımlarla uzaklaşan woo kendi kendine
"bu adam neden imalı imalı konuşuyor AMK kafam allak bullak oluyor bu adamın yüzüne, acaba ne işi yapıyor? eğer bay seungmin'nin arkadaşıysa bir şirket sahibi falandır"diye söyleniyordu.
aslında woo bay seungmin'nin ne iş yaptığını bilmiyordu sadece şirket sahibi olduğunu biliyordu ve o bay seungmin'nin 2. Şubesi olan şirketinde garson olarak çalışıyordu.
genelde hiçbir şeyi sorgulamadan yapardı onun için sadece para önemliydi. çünkü şu zamanda para olmadan bir şey yapılmaz diye düsünüyordu.

woo otobüse biner kulaklığını takar ve yol boyu şarkı dinler kafası birazda olsa rahatlıyordu  sıkıcı düşüncelerden uzak kendisini insanların olmadığı yerde yanlız sakin bir yerde hayal ediyordu. taaaa ki mingi arayana kadar.

woo: noluyor AMK aloo ne var lan

mingi: nerdesin kardeşim

woo: sane AMK üstüne mi cekcen

mingi: istersen yaparız aşkım

woo: gece gece kusturma beni söyle hadi ne oldu

mingi: hızlı gel çabuk ol işimiz var

woo: ne işi?

mingi: ya sen çabuk gel hızlı

woo: napayım AMK şoförü kaldırıp sen yavaş sürüyorsun eve yetismem lazım minginin işi varmış ben surecegim mi diyeyim mal ne zaman evin oraya gelirse gelirim AMK

mingi: tatava yapma lan hadi çabuk

(wooyoungun yüzüne kapatır)

woo: hadi ama kötü düşünme woo en fazla ne olabilir bakkala falan gideriz

*diyerek kendini avutup dururdu ama hayır asıl şey minginin üç üyeyi merakından  bulaştırdığı o klasik işti.

woo otobüsten inerek eve doğru ilerler. eve adım dahi atmak istemez fakat yapacak bişi olmadığı icin kapıyı yavaşca açıp tam içeri girerken mingi ayakta dikilmiş wooyoung'u bekliyordu

woo: ne var

mingi: 😃😃😃

woo: ne yaaa

mingi: ayakkabıları çıkarmadan şunları sat gel

woo: AMK ben nefret ediyorum gitmem oraya korkuyorum ben o tünelden

mingi: AMK bunda iyi para var bende sevmiyorum hatta nefret kusuyorum ama sıra sende

woo: mingi bizi soktuğun  sikten boktan olan bu işten geri çıkart! ya çıkarırsın yada seninle arkadaşlığımı digerleri kesmezse ben keseceğim

mingi: ama woo nasıl yapacağım eğer ben istemiyorum dersem benim cesedimi bulursunuz

woo: bende senin yüzüne patronuma yada patronumun arkadaşlarına yakalansam beni bu eroin satıyor uyuşturucu alıyor diye hem şikayet ederler hemde işten kovarlar hiç bir yer beni işe de almaz

mingi: tamam son kez valla bir daha soylemicem 

woo: Allah belanı versin mingi

mingi: ehehhehe teşekkür ederim.

woo minginin elinden bir sinirle uyuşturuculari alıp çantasına saklar ve tünelin oraya doğru yürümeye başlar.

    (Güçlü kaşarlar mutlu yaşarlar)
san: beyler o çocuğu araştırdınız mı?

yunho: ne yapcan AMK çocuğu

san: sane ya araştırdınız mı

jongho: çok gereksiz bir şey araştırdık ama evet araştırdık

san: at bakayım hemen

Jongho: ******* bunun üstüne tıkla çıkar karşına

san atılan pdf'i hemen açıp okumaya başlamıstı. Hwanin babasının dün uyuşturucu alan kişiler tarafından öldürüldüğünü, annesinin 4 sene önce vefat ettiğini ve
lise mezunu olduğunu ve part time bir işte çalıştığını öğrenmişti.

san: haaa demekki o gün tünele gelmesinin sebebi babasının katilini bulmak içindi

jongho: büyük ihtimalle ama tünele girmesi saçmaydı

yunho: aynen birini öldüren uyuşturucu bağımlısı olan biri neden tekrar tünele girsinki

san: evi burası mi

jongho: evet de ne yapcan

san: ayak işlerinde kullanacağım

yunho: ne gerek var yeterince adamın  var ztn

san: var planlarım

jongho: ne kadar güvene bilirsinki

san: sence babası ve annesi ölmüş biri bize ne yapabilir ki?
onu ayak işlerimizde kullanacagim zaten

yunho: yaw bu mal bizi dinlemez ne bok yapıyorsan yap

san: hadi bakalım hwanin evine misafirliğe

jongho: bu saate ne işimiz var saçmalama kafayı yemişsin

san: hadi çocuklar dedim

yunho: ben bunu sikmeden bu rahat etmicek

san: ehhehehehe

san jongho ve yunho yola çıkmışlardı san ise "bize biraz aksiyon lazım"
diyip duruyordu üyeler sinirden san'a küfredip duruyorlardı.
hwanin evine tam yaklaşırken san yolun ortasında arabayı durdu.

jongho: ne oldu niye durdun

san: onun ne işi var buralarda

yunho: kimin

san arabadan inerek gördüğü kişinin yanına doğru ilerliyordu.

san: hey woo

woo etrafından gelen ses kime ait diye bakarken birden san'ı görünce rengi atmıştı aniden çantasını daha sıkı tutmuş ve içinden "bunun burda ne işi var" diyordu.

woo: ha siz bay san buralarda ne işiniz var?

san: arkadaşımın yanına gidiyordum da gece yarısı sen neden dışarıdasin

woo: ha? aaaa bende evime doğru yürüyorum

san: seni bırakmamı istermisin?

( Eeeeeeeeeeee memaaatiiiiiiii neredennn nereeyeeee neredennn nereeeyeee)

ZORLU İŞBİRLİĞİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin