My First (One-shot)

122 9 4
                                    

*

*

*

Bir sonbahar günü, öğle vakitlerine yakındı. Rüzgar hafif bir esintiyle esiyordu. Childe tesadüfen yolda karşılaştığı Hu Tao ile yürüyordu. Bir an duraksadı ve onu gördü. Bir süredir hoşlandığı kişiydi bu. Onu izledi Childe. Pembenin hoş bir tonunda olan dudaklarını, esintide dalgalanan kahverengi saçlarını izledi. Bir an sarsılmasıyla kendisine geldi ve koluna dirsek atan Hu Tao'ya döndü.

"Onu mu izliyorsun?" dedi Hu Tao yüzünde ki sırıtışla. Childe susmayı seçip cevap vermedi. "O gerçekten çok güzel değil mi? Neden numarasını istemiyorsun?" Childe'yi hafifçe ittirdi gitmesi için. Biraz da olsun cesaretlenen Childe yavaş adımlarla Zhongli'nin masasına yürüdü.

Onu gören Zhongli'nin dudakları hafifçe yukarı kıvrıldı. "Görüşmeyeli nasılsın Childe?" Onun ismini söylemesinden bile turuncu saçlıyı mutlu etmeye yetiyordu. "İyiyim, sen nasılsın?" Childe yanaklarının kızardığını hissedebiliyordu.

"Bende iyiyim, senin iyi olmana sevindim." Zhongli sakince çayını içmeye devam etti. Ortamda garip bir sessizlik vardı ve Childe uzaktan onları sırıtarak izleyen Hu Tao'yu gördü. Umursamayıp konu açmaya çalıştı. "Um.. bir süredir tanışıyoruz ve..-" devamını getiremeyip duraksadı. Zhongli devam etmesini bekledi ve elindeki bardağı masaya bıraktı. "..ve telefon numaranı vermediğini fark ettim." Zhongli biraz şaşırmıştı ve gülümseyerek "Telefon numaramı mı istiyorsun?" dedi. Childe utanmıştı ve sadece kafasını sallamakla yetindi. "Bilemedim, vermeli miyim-?" Childe gerginlikten kıpkırmızı olmuştu. Zhongli onun bu halini görünce gülümseyerek "Peki, peki- vereceğim" dedi. Childe şaşırmıştı, numarasını vereceğini düşünmüyordu ve başını eğdi hafifçe. Birbirlerine numaralarını verdiler ve sohbet etmeye devam ettiler.

*

*

*

Güneşin batmasına birkaç saat vardı. Childe elinde telefona bakarak düşünüyordu. Elleri titriyordu ve dayanamayıp Zhongli'yi aradı. Zhongli birkaç saniye sonra telefonu açtı. "Efendim?" Childe derin bir nefes aldı ve konuşmaya hazırlandı. "Şey..- benimle akşam yemeği yemek ister misin?" Zhongli duyduğu sözlere nasıl cevap vereceğini bilemedi. "Ah.. tabii isterim. "Childe geceki planlarını tekrar düşündü ve yanakları kızardı. "Teşekkür ederim.. *** yeri saat 6 gibi olur mu?" Zhongli biraz çekinse de kabul etti ve telefonu kapattı. Childe ise kalbi patlayacak gibi hissediyordu ve saat 6'yı beklemeye başladı.

6'da...

Childe masaya oturmuş Zhongli'yi bekliyordu. Her şeyi güzelce hazırlamış, masaya güller bile koymuştu. Zhongli yemek yiyecekleri yere gelmişti ve binanın önünde durup inceledi. Bir otelin restoranına gelmeyi beklemiyordu. Daha fazla düşünmeden içeri girdi. Gözleri Childe'yi aradı ve etrafa bakındı. Childe uzaktan fark edilecek kadar yakışıklı görünüyordu. Koyu kırmızı bir gömlek giymişti, masmavi gözleri parlıyordu.

Childe'yi görünce yavaş adımlarla yanına yürüdü. Yaklaşırken masadaki beyaz ve kırmızı gülleri gördü. Mumlar bile vardı. Masanın yanına geldi ve heyecanla Childe'yi selamladı. Childe ise gerilmişti, heyecanlıydı da. Zhongli sandalyeye oturdu ve Childe'nin garsona yemeği sipariş etmesini izledi. Zhongli neredeyse ondan gözlerini alamıyordu. Childe izlendiğini fark edince Zhongli'ye bakıp gülümsedi. Zhongli başını eğdi ve göz temasından kaçındı. Bir süre sonra yemekler geldi ve yemeye başladılar. Zhongli ağzındaki lokmayı yutunca "Beni neden davet ettiğini merak ediyorum. " dedi. Childe cevap vermeye çekindi. "Yemekten sonra söyleyeceğim." Zhongli sorgulamadan evet başını salladı ve yemeğe devam etti.

*

*

*

Yemek bittikten sonra otelin yakınlarındaki banka gelmişlerdi. Buradan güneşin batışını izleyebiliyorlardı. Childe banka oturdu ve Zhongli'nin güneş ışığında parlayan saçlarını izledi. Zhongli'de Childe'nin yanına oturdu ve güneşi izlemeye başladı. Childe'ye göre güneşin batışını izlemek yerine Zhongli'yi izlemek daha güzel geliyordu. Childe derin bir nefes aldı. Cebinde tuttuğu kutuyu sıktı. Yavaşça Zhongli'nin önünde dizlerinin üzerine çöktü. "Zhongli.." Zhongli şaşırmıştı ve bir şey söyleyemedi. Childe Zhongli'nin gözlerine bakıyordu ve devam etti. "Benim.. sana karşı bir süredir hislerim var..-" Childe arada duraksa da cümlesini bitirdi. Reddedileceğinden korkuyordu ve iyice utanmıştı. Zhongli kızardığını hissedebiliyordu. Daha fazla dayanamadı ve bir şey demeden Childe'ın çenesinden tutup öptü. Childe, Zhonglinin yumuşak dudaklarını hissedebiliyordu ve neredeyse ölecek gibiydi. Zhongli nefes almak için çekildiğinde Childe'yi izledi. Childe, Zhongli'nin elini tuttu ve dudaklarına yaklaştırıp nazikçe öptü. "Bunu evet olarak kabul ediyorum.."

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 16, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

My First (One-shot) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin