"Nereye götürüyorsun beni?" demiştim.
"Sürpriz."
"Hadi bakalım." demiş ve Jake'in boş da duran elini tutmuştum. Durduğumuzda gözüm geldiğimiz yeri gözüm bir yerden tanıyordu derken nereye geldiğimizi hatırladım.
"Jake"
Kapımı açtı ve "Kötü anıları güzelleriyle değiştirelim olmaz mı sevgilim?" dedi ve beni çekip indirdi.
Elimi tuttu ve yürümeye başladı. Bir yerde durdu ve orayı işaret edip
"Hatırlıyor musun orayı?"
"Unutmak mümkün mü? Adımızı kazıdığın yerde beni rezil edişini ve üstüne canımın daha çok yanmasını istediğin için orada bunu yaptığını söylemeni..." dediğimde gözümden bir yaş düştüğünü farkettim. Kafamı çevirdim ve gözümü silip önüme döndüm.
"Ağlama" demiş ve beni kendine çekip sarılmıştı. Kafamı omzundan çekip "Acıtıyor ama suç sende değil. Bende suç. Sana layık değildim." Önümdeki saçı almış ve onunla oynamaya başlamıştı. "Suçlanması gereken kişi ben iken bile kendini suçluyorsun sevgilim ama şunu bil hiçbir zaman senin suçun değildi ve sen bana her zaman layıktın. Ben sana değildim."
"Ben seni suçlayamam ki." demiş ve kafamı omzuna koymuştum. Belimi iyice sardıktan sonra "Oturmak ister misin?" diye sordu.
"Olur oturalım." dedim. Beni işaret ettiği yere götürdü. İkimiz de oturduk.
"Bak hâlâ duruyor adlarımız." dedi kazıdığımız adları gösterip."Biliyor musun beni o gün burada rezil edip gittikten sonra ben burada oturmuştum gecenin körüne kadar. Sabah arkadaşlarım beni burada bulmuşlardı. Bütün gece adlarımızın olduğu yere baktım."
Kafamı aldı ve kucağına koyup "Şimdi bu kötü anıları güzelleriyle değiştireceğiz."
"Kötü değildi. Senin için geçirdiğim hiçbir zaman kötü değildi."
"Niye vazgeçmedin benden?"
"Vazgeçemedim ki. Değiştim. Çok değiştim ama senden hiç vazgeçemedim. Karşıma çok kişi çıktı ama ben hepsini elimin kenarıyla ittim. Seni bekledim aslında. Hayat işte tam umudumu kaybettim derken tekrar buldum seni."
"Bu kötü şeyleri konuşmayalım artık olur mu?" demiş ve yanağımı öpmüştü. Etrafta koşuşan ve gülüşen küçük çocuklar vardı. Bir çocuk topunu kaçırınca yanımıza gelmek zorunda kalmıştı. Bizi öyle görünce "Hani sadece bir kadın ve bir erkek aşık olabilirdi?" diye sormuştu tatlı bir şekilde. Kafamı Jake'in kucağından kaldırıp biraz çocuğa eğildim ve "Kim söyledi bunu?" diye sordum.
"Okuldaki öğretmenimiz söyledi." dedi. "Öyleyse öğretmenin doğru olmayan bir şey söylemiş.""Ama öğretmenler bize doğruyu öğretmek için yokmular?"
"Evet haklısın dersleri sana doğru öğretmek için varlar ama onlar da bazen yanılabilirler."
"Anladım o zaman o çocuğu sevebilirim değil mi?" diye sormuştu heyecanlı bir şekilde başka bir çocuğu gösterip. Saçını sevmiş ve "Tabii ki sevebilirsin ama senden bana bir tavsiye ona söylememeni tercih ederim."
"Niye ama o da beni sevdiğini söylemişti?" diyip ağlamaya başladı.
"Hey Eunmin buraya gel." demiş ve büyük ihtimalle annesi gelmişti küçük çocuğun.
"Kusura bakmayın rahatsızlık verdiyse." demiş ve gülümsemişti. İkimiz de önemli olmadığını söylemiştik. Çocuk annesine dönmüş ve "Anne bu abiler iki erkeğin de birbirini sevebileceğini söylediler doğru mu?" diye sordu. Annesi çocuğu kendine çevirip "Abilerin doğruyu söylemiş annecim." demiş ve çocuğunun kalbini gösterip "Büyüyünce anlayacaksın kalbinin nasıl olduğunu." demişti.
"Büyümeme gerek yok ki ben zaten onu seviyorum." demiş ve annesine de bize gösterdiği çocuğu göstermişti.
"O zaman o çocukla konuşmaya ne dersin?""Yaşasıın." demiş ve koşa koşa çocuğun yanına gitmişti. Annesi de arkasından gitmişti. Jake'in elini tutmuştum.
"Sen de istemez miydin böyle bir çocuk?" diye sordu. Eğildiğim yerden kalkıp Jake'e bakmaya başladım.
"Nasıl yani?"
"İster miydin?"
"İsterdim herhalde."
"Di mi ben de isterdim." Elimi Jake'in omuzlarına atıp "Sonra konuşalım bu konuları olur mu?" diye sordum.
"Olur sevgilim." dedi ve yanağımı öptü. "Hadi kalkalım ben de seni bir yere götüreceğim." dedim ve ayağa kalkıp Jake'e elimi uzattım. Elimi tuttu ve ayağa kalktı.
Arabaya bindik. Jake'i götüreceğim yere doğru sürmeye başladım. Geldiğimizde Jake anlamış olacak ki "Bir dakika burası hâlâ yıkılmadı mı?" diye sordu.
"Beraber göreceğiz hadi gel." dedim. Beraber arabadan indik ve içeri girdik. İlk beraber yemek yediğimiz yerin olduğu kata çıktığımızda hâlâ açık olduğunu gördük. Jake heyecanlı heyecanlı beni çekti ve "Açıkmış açıkmış." dedi.
"Yemek yiyelim mi?" diye sordum. Başıyla beni onayladıktan sonra beraber sipariş verdik ve o zaman oturduğumuz yere tekrar oturduk.Yemek yiyip konuştuktan sonra eve geri geldik. Jake kendini koltuğa attı. Ben de dizine yattım. Sonra kafamı dizlerinden çektim ve ayağa kalktım. "Nereye?" diye sordu. "Su alacağım." dedim ve mutfağa gittim. Tezgahın üstünde duran sürahiyi aldım ve bardağa su doldurdum. Jake arkamdan sarıldı. Hiçbir şey demeden boynumu öpmeye başladı. "Ne oldu?" diye sordum. "Sevgilime sevgi gösteriyorum olamaz mı?" dedi. Elini göbeğime yerleştirdi. Elinin aşağı kaymasına izin verdim. "Kaşınıyorsun sevgilim."
"Amacım da bu zaten." demiş ve eliyle aletimi kavramıştı. Kendimi tuttum ve ses çıkarmadım. Önüme döndüm ve "Kaşınmak istiyorsan kaşırım." dedim ve Jake'in dudağına yapıştım.
______Devamı diğer bölümde.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Still With You | Heejake
ФанфикÇocukluktan düşman olan iki kişi yıllar sonra aynı yerde çalışmaya başlarlar ama biri çok değişmiştir.