AMBULANS

Eğlence başlasın

Selim

Sevda'dan
Selim bir türlü uyanmıyordu. Evet uykusu çok derindi. Bende sürahiyi alıp yüzüne boşalttım. Her şey noluyo lan demesiyle başladı.
"Komutanım, düşman bize ateş açtı. Sizde yüzünüzden vuruldunuz. Düşman buraya doğru geliyor. Napalım?" Yüzüme malca ve masumca bir bakış attı. "4.bölüğü çağır topluca harakete geçelim." Bunu sarsınca beyni kayboldu herhalde. "Malcığım kalkarmısın artık. Yarım saattir sarsıyorum!" Havluyu yüzüne attım. "Al kurulan." Deyip güldüm. Mutfağa doğru ilerledim. Karnım cidden çok açtı. Buz dolabına bir göz attım. Meyveler, sebzeler tamam. Yiyecek bir şey yoktu. E tabii bende yemek hazırlamayı bilmem. Kaldık öylece. Selimi çağırdım. "Seli...m" oflayarak geldi. T-shirtünü çıkarmış. Islattığım için herhalde. "Ne var yinee." Hemende mızmızlanıyor ya. "Canımcım ne yiyeceğiz biz?" Beni iktirip dolaba baktı. "Yap bir şeyler." "Ben yemek yapmasını bilmem ki." Dedim küçük çocuk misali. Yine ofladı. "Lan bir kerede bir şeyi becer! Geç içeri pizza söyleyelim." Herhalde kızdı bana. Boynumu eğerek içeri geçtim. "Tamam ya gel buraya." Deyip kollarını açtı. Hemen gülerek ona koştum. Boylarımız aynı gibiydi ama o benden biraz daha büyüktü. "Seli...m" diye cırladım. "Affettinmi beni."
"Affettim ma bir dahakine o suyu karnın patlayasıya kadar içiririm anlaştık." Kafa salladım. "Hadi şimdi o ahtapot gibi kollarını üstümden çekte pizzacıyı arayayım. Geri çekilip televizyonu açtım. Selim siparişi verip yanıma oturdu. "Ee bugün ne yapalım?"
Düşünür gibi yaptım. "Hatırlıyormusun? Mağazada gezerken bi adamı yalnışlıkla ıslatmıştık ve adam bizi kovalamıştı."
"Sanırım ne demek istediğini anladım. Bizimkileri arar Avm de buluşuruz."
Yüzümde biranda çiçekler açtı. Selim'de güldü.

***

Avm'de bir cafe bulup oturmuştuk. Ben ve Ecrin milkshake Diğer çocuklar ise çay.
"Gençlik." Diye başladı Deniz. "Bakın değerinizi bilin kızla randevum vardı bıraktım geldim."
"Bokuma pis yalancı. Sen tabi eğlenc ve beleş şeyleri duyunca geldin inkar etme!" Diye bağırdım.
Bir şey diyemedi. Diyemezdide zaten.
"Ee ne duruyoruz kalkın." Dedi Rüzgar. Rüzgar ve Deniz kardeşler ama birbirlerine hiç benzemezler. Rüzgar biraz daha samimi ama Deniz bizden biraz daha uzak seçimi tercih ederdi. Zaten ikizler ama aralarındaki fark çok büyük. Bazen Deniz'in boynuna Rüzgar sanıp atılırım ama sonra renkten renge girerdim.

***
"Oha bu benim eski manitanın arabası lan!" Dedi Rüzgar. "Şerefsiz nasılda tokat basmıştı!" Diyerek ekledi. Aklımda şeytani planlar oluşuyordu ve ben buna engel olamıyordum. "Ketçap alın gelin 3 kutu." Dedim sırıtarak. Dediğimi yapıp getirdiler kutuları. "Aranızdan cesaretli olan ve Rüzgarla bana katılmak isteyen?" Dedim. Rüzgar intikamını iyi almalıydı. Bu yüzden arabayı ketçapa yani kırmızı renge boyıyacaktık. Selim parmak kaldırdı. Ecrin ve Deniz bizden kopmuş bir haldelerdi zaten.
"3 deyince hep beraber saldırıya geçeceğiz. 1-2-2,5-2,7-"
"Uzatma lan artık!" Dedi Rüzgar. "3 allahallahallah!" Hepimiz birlikte arabayı ketçapladık. Sonra evin kapısından dayı çıkınca biz şok! Hemen son gücümüzle kaçtık. Şu an götümüzden nişan alınmış gibi kaçıyorduk. Adam arkadan bağırıyor ve kovalıyordu. "Sizi şikayet edeceğim polise!"
Gülerek bizim ormana doğru koşuyorduk. Nihayet ormana geldiğimizde durduk. "Kanka o kızın babasımıydı?" Dedi Selim. "Yoo onun babası hakkı rahmetine çoktan kavuştu." Aklıma arabayı satmış olabileceği geldi ve telefondan internete bağlandım. Satılan arabalar mağazasına girdiğimde 03.01.2014 tarihinde satıldığını gördüm. "Allah belanı kıçından versin Rüzgar bu araba satılmış!"
Rüzgar suçlu gibi bakınca hepimiz kahkahayı bastık.
"Evlere gidelim hadi. Saat geç olmuş." Dedi Selim.
"Aynen ya bende yoruldum. Cafenin çiçeklerini yolduk ve koştuk, mağazaya girdiğimizde elbiseleri alt üst ettik koştuk, birde bu!"
Herkes yine güldü ve bir birimize iyi geceler deyip ayrıldık.
Ev geldiğimizde direk olarak uyuduk. Bu halimizle çok normaldide zaten.

&&&
Dediğim gibi bekletmesini sevmiyorum. Şu an o kadar yoruldumki anlatamam ama yinede yazıyorum. Bu bana zevk veriyo. İyi akşamlar :))