BİR PARÇA UMUT -BÖLÜM 1-

53 5 5
                                    

Alarmın sesiyle uyanan kız gerinerek esnedi. Yatağından kalkarak ağır adamlara küçük banyoya girdi. Aynadan yüzüne baktı. Yorgundu, yorgundu bu yüzden gözlerinin altı çökmüştü. Okuldan sonra part-time kafede çalışıyordu,ama o gururluydu öyle bir gururdu ki ailesine yük olmamak için işte çalışırdı. Baba parası harcamazdı. Parası bittiği zaman evden ekmek arası yapar götürürdü okuluna. Elini yüzünü yıkayıp burs kazandığı özel 'Doğa' kolejinin formasını giydi. Annesi kahvaltıyı hazırlamıştı. Bu kahvaltı kendisine değildi. Babası işe gideceği için idi acı dolu tebessüm etti."Günaydın" diyerek masaya oturdu. Babasından her zamanki gibi cevap almadı annesi kızının yanağını öperek "günaydın ciğerim" dedi. Kapı çalınca Arya kapıyı açtı.Gelen arkadaşı Esra idi. Günaydınlaşma faslından sonra Genç kız koşarak odasından çantasını aldı.
*~*
Esra yol boyunca Arya'ya olanları anlattı. Meşhur Ilgaz'ların Nida'sıda bizimle aynı kolejdeydi."esra biz 17 yaşındayız nasıl kan verdin? ","  ben okula 1 sene geç yazıldım ya 18 oldum ben" "anladım" "Öğleden sonra derse girmeyeceğim sende gelirmisin" dedi Arya'ya. manevi yönden ihtiyacı vardı ona  bunu biliyor hissediyordu. Her ne kadar kadın insan yemesede çekiniyordu o Dilara Ilgaz'dı sonuçta ruh gibi birşey idi. Kızından, derneklerinden ve parasından başka kimseyi sevmeyen kadın. "Hayır gelemem derslere girceğim sonrada zaten işe kusura bakma" dedim gülümseyerek ." Allah aşkına Arya" dedikten sonra yutkundu...son iki ders beden sağlık diksiyon bir kerede yanımda olsan ne var görüntü var ama kardeşlik yok sende" dedi.Hızlı adımlarla giderken Arya dediklerini düşündü gerçekten böyle mi düşünüyordu? koşarak ona yetişip ince kolunu tuttu. Gülümseyerek"Haklısın kardeşim geleceğim" dedim
*~*
Öğle arasında müdüre dilekçe yazarak iki arkadaş okuldan çıktılar. Neyseki moda cafe benim part-time çalıştığım cafeydi. Birazda mesai olurdu yada erken çıkardım. İçeri girdiğimizde kadın kaşlarını çatarak bize saatini gösterdi".15 dakika geç kaldınız" dedi. "Özür dilerim efendim"dedi Esra. Esra dik başlı bir kızdı,ilk defa korkmuştu sanırım. Kadını gözlerimle incelerken gözlerine baktım. Oda aynı şekilde bana bakıyordu. Gülümsedim.bu kadını tanımıyordum ama sanki Esra'nın anlattığı gibi hissetmiyordum.. "Arkadaşınla tanıştırmayacakmısın"dedi. Esra gülümseyerk " Arya Ilgaz " dedi kısaca. "Kadın tatmin olmuşcasına gülümsedi. " kızıma kan verdin teşekkürün karşılığı" dedi ve kıza bir çek verdi. Esra eline alacakken kadının  bize dilenci gibi davrandığı gerçeğiyle önce davranarak çeki aldım. ***50.000***Paranın miktarını görünce neredeyse küçük dilimi yuttum."Biz dilenci değiliz" diyerek ayağa kalktım. Allah aşkına bu kadın bizi ne sanıyor? Arya karşısındaki kadına tiksinircesine baktı. "Para ile her şeyi alamazsın Ilgaz" deyip boynumdaki sonsuzluk kolyesini tutarak "İnsanlık görevimizi yaptık diye burnumuzdan getirme" dedim. Esra'nın yüz ifadesi kasılmıştı.Bana anlatmadığı birşey var gibiydi. Bu konuyu daha sonra gündeme getirecekti.Dilara bu bacaksıza sinirlendi ve o da karşısındaki kız gibi ayağa kalktı."bana bak velet kanı sen vermedin arkadaşın verdi. Haddini bil" dedi, normal ama kükreyen sesiyle. Esra"arkadaşım değil kardeşim o benim" dedi. Alkışlayarak ellerimi yana açtım. "Dünya senin etrafında dönmüyor Ilgaz. Soyadım benimde Ilgaz olduğu için utandım biliyormusun. Parayı alıyorum. Teşekkür ederim yetimhanedeki o küçük çocuklar sevincek" dedim.Kadına son bir kez bakıp yanlarından ayrıldım.Personel odasına girip Kerem Bey'i görünce gülümsedim,onu aramama gerek kalmayacaktı." kerem Bey bugün erken çıktımda şey erken başlasam ve çalışma saatimi tamamlayıp erken çıksam" dediğimde "tabiki olur" dedi hızla önlüğümü takıp isimin başına koyuldum.
*~*
Erkenden başladığım işe saat 20.00 olunca çıkcaktım.Eski model telefonumu cebimden çıkararak saate baktım. 15 dakika fazla çalışmıştım. Önlüğümü üzerimden çıkararak paslanmış askılığa astım. Cafenin geliri iyi olmasına rağmen neden bu askılık böyle idi anlamıyordum. Bildiğim tek bir yetimhane vardı.
Kime;Esram
Mesaj; esram yetimhaneye gitcem oyuncak almamız lazım taksim de harika bir oyuncak dünyası var bekliyor olcağım seni see you :)
Mesajı attıktan çok kısa süre sonra mesaj geldi. Bu kızın telefonunu elinden düşürdüğünü hiç görmüyorum zaten derslerine pek çalışmazdı ama kız nasıl oluyorsa teşekkür alıyordu. Hoş bende taktir alıyordum ama ben sene boyu çırpınarak o ise telefonla oynayarak geçiyorduk sınıfı. Telefonumu elime alarak gelen mesaja baktım
Kimden;Esram
Mesaj;tamam aşk. Yanımda Seher'de var geliyoruz.
Seher en az Esra kadar yakın arkadışımdı. Dolmuş taksi durdurup bindim. Cama başımı yasladım. Kafam cama pat küt çarpmaya başladı. Ağzımdan istemsizce 'ah' sesi çıktı.Kadınlar ve adamlar bana bakmaya başladı. Sanki çok uçuk bir durummuş gibi. Filmlerde böyle değildi. Hepsi insanları kandırmak içindi. İneceğim durağa gelerek taksi dolmuştan indim. Derin bir nefes aldım Taksimden huzur akıyordu...Taksim özgürlüktü... Taksim buram buram cennet kokuyordu. Oyuncak dükkanına doğru yürümeye başlarken arka taraftan müzik sesi geliyordu. İstemsizce adımlarım ters istikamete doğru arka sokağa gidiyordu. Sokak çalgıcısı idi. Şarkı Onur Koç- senin o gözlerim varya idi. Biri beni dürtünce karşımdaki kadına baktım,ama tanımıyordum " kızım iyimisin neden ağlıyorsun " dedi ses tonu yapmacık değildi "iyiyim ben ağlıyormuyum" deyince kadın başını sallayıp "iyimisin kızım" dedi ağır ağır başımı sallayınca kadın gitti. Bu şarkı yürümeyeyi hiç tatmayan sadece bir kaç ay önce 18 yaşında ölen Mustafa abimle ikimizin şarkısıydı. Onu tüm benliğimle özlüyordum. ( mustafa abime dua edermisiniz kas erimesinden dolayı öldü) sokak çalgıcılarının önündeki mendile 5 TL koydum."Fal baktırmak istermisiniz" dedi siyahlara bürünmüş kadın. Batıl inançlara İnanmazdım. İçime merak düşmüştü. " peki" dedim elimi uzatmamı istedi. Elimi ovalayıp bir şeyler mırıldandı."Kızım kimliğini bulmana az kaldı" dedi ve para bile almadan gitti. Cahil kadın. Ne kimliği hepsi aldatmaca. Ama anlamadığım bir şey vardı,kadın neden para almadı. Omuz silkerek yoluma devam ettim,sanırım yaştan dolayıydı.Oyuncak dünyasına doğru tekrar adımları ilerlettim. Vitrindeki oyuncaklara göz gezdirdim. "Arya" bu ses Seher'in sesiydi. Sarılarak " kızım siz film gibisiniz ya Dilara Ilgaz'da ne demek" tebessüm ettim. 2 saat gibi oyuncak alışverişi yaptık. Kızlarla dolmuşa binip evimize yakın bir durakta indik. Poşetleri ben taşımak istedim. Kısa bir sarılma faslımızdan sonra eve geldim.Annem ve babam televizyon izliyordu. Ailemle aram iyi değildi. "Arya" bu ses babamın sesiydi. İsmimi en son ne zaman telaffuz etmişti doğrusu hatırlamıyorum. Salona gidip koltuğa oturdum. Annemin gözleri 'özür dilerim' gibi bakıyordu sanki ağlamıştı. " iki hafta sonra evleniyorsun git odana şimdi soru sorma" dedi.Ben yaralıydım hem de çok benden nefret ediyordu. Öyle körüklenmiş bir nefrettiki bu beni bu evde istemiyordu bile

Her ne kadar kitapta İstanbul'da yaşıyor izlenimi versemde ben Ankara'da yaşıyorum. Pek bilmiyorum İstanbul'u semt konusunda beni AFFEDİN...

Bir Parça UmutHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin