Hiç,
Tek taraflı bir aşk sonucu kalbinizi mühürlediniz mi?
Cinsiyet ayrımcılığı yapılan bir ailede sürekli kırılıyor musunuz?
Gelecek kaygısıyla yanıp tutuşuyor musunuz?
Acılarınız varken sadece gülümsemeyi mi seçiyorsunuz?
Bazen yaşadıklarınızı kaf...
Öncelikle Allah'ım bismillahım dm kutuma gelen mesajlar kadar uzun bölüm yazdım size ceza olarak.
Bugün bu bölümü ancak tamamlayabildim ve dikkatimi çeken diğer şey ne oldu biliyor musunuz?
Geçmişten bahsettiğim bölümdeki tarihle aynı gün aynı ay olmaları...
Tamamen tesadüf...
Bu bölüm biraz içiniz fena olacak ama değecek. Yani ben yazarken bazı yerleri saçmalamış olabilirim affedin olur mu? Sizi çok seviyorum...
Instagram hikayemde bir şey paylaşacağım, onu da okumanızı çok isterim...
Seviliyorsunuz, hadi sizi tutmayayım okuyun.
Bölüm Şarkısı: 3 Am Walk-Topic, Ağlama Ben Ağlarım-Can Ozan
Keyifli Okumalar!
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
3. BİR JAPON EFSANESİNE GÖRE
"Efsaneler, ancak inanıldığı zaman gerçekleşir."
5 Yıl Önce
22 Aralık 2017
İSTANBUL - ÇATALCA
Aylardan aralığın son haftalarından birisi, günlerden Cuma... Hava hem soğuk, hem kararmış. Bulutlar camiası toparlanmış, sert rüzgâr en soğuğundan acımasızca esiyor. Derece 10, ama her an -3 bile olabilir...
Saat ise ne geç ne erken; kasvetli havaya göre geç, akşamın sekizi olmasına göre erkendi. Çatalca'da normal saatlerinde caddeler şimdiye göre daha kalabalık olurdu. Etraf yoğun bir huşu içerisinde, yere dökülen kurumuş yaprakların sesi hariç.
O gün ise evinde olmayan, kurumuş yaprakların uçuşmasının yanında adım sesleriyle yolu dolduran, nefesle karışık korkunun barındığı soluklarla etrafa eşlik eden tek kişi vardı; on üç yaşındaki küçük bir kız... Bir de ondan yaşça büyük, ağzındaki küfürlerle ve elindeki birasıyla sağa sola yalpalayan tecavüzcüsü...
Kız elindeki özenle paketlenmiş kırmızı paketli hediye kutusunu kollarının arasına sıkı sıkı sararak, yolda küçük adımlarla ilerliyordu. Saçları küt biçimde düzensiz kesilmiş, önüne gelen perçemleri inatla gözlerine girerken bir kez daha sağa sola kafasını salladı. Kucağında sıkı sıkı tuttuğu kutuyu bir saniye bile tek eline yüklendirmeden, gözüne giren perçemleri düzeltmiyor, katlanmaya çalışıyordu.
