Merhaba arkadaşlar
Biliyorum yb gecikti. Çünkü yayınlamada sıkıntıyaşadık. Bunun içinçokÜzgünüz. Ama inşallah yb yi beğenirsiniz.
Multimedya da Harry ve Kerem in kaldığı çadır var.
IYI OKUMALAR!
-Kerem-
Sabahleyin hiçte öyle güneş ışınlarının yüzüme vurması ile felan uyanmadım. Harry sağolsun. Öyle bir bağırıyor ki bir an sağır olacağını düşündüm. Sağır olmamak adına tek gözümü açtım.
K: Ne var lan yine? Bir rahat bırakmadın. Ne güzel ayrı Çadırlarımızı kurmuştuk. Ama son anda Zeynep'in çadırı evde kaldığı için çadırımı Melis ile ona verdik. Şuan beraber kalıyorlar.
H: Napıyım ya! Sende maşallah kış uykusuna mi yattın. Bu ne tembellik ve uykuculuktur. Kalk hadi öğlen oldu. Saat 12:13.
K: Tamam ya. Hem daha erkenmiş. Hemde ben gözlerimi dinlendiriyorum.
H: Heh tabi! Bende yedim. He bak yemek demişken benim Karnım çok acıktı. Kalk bişiler yiyelim. Dert ettiği şeye bak ya. ararım iki dakika ya gelir pizza.
K: Dert ettiğin şeye bak. Pizza söyleriz şimdi. Nerde benim telefonum. Heh buldum. Numarası neydi ya. Dur bi rehbere bakayım.
H: Kerem sen kafayımı yedin ya. Bu kış uykusu seni hiç tutmadı. Hiç yaramıyor bu kadar uyumak. Ne Pizzası ne söylemesi ya. Hatırlatırım evde değiliz. Kamptayız! Kalk bi zahmet de bişiler yiyelim. Çok açım diyorum. Hass**tir. Iyi de bu yemek işi benim hiç aklıma gelmedi. Hiçbişey getirmedim. Neyse Harry den faydalanırız. Umarım o bişiler getirmiştir.
K: Tamam da ben hiçbir şey getirmedim.
H: Ne! Kerem ne diyosun ya. Napıcaz şimdi.
K: Ne biliyim ben be.Acıkan sensin. Sen bişiler getirmedin mi? Aslında bende kurt gibi açım. Ama bunu belli etmicem.
H: Getirdim.
K: Eee ozaman çıkart da çantandan bişiler yiyelim.
H: Yiyelim?? Evet yani ne sanıyon ki. Tabikide beraber yiyeceğiz.
K: Evet. Yiyelim. Yani tek yemiceksin herhalde. Bende bir insanım ve Kahvaltı bana da gereken bişi. O yüzden neler var çanta çıkart da hazırlayıp bişiler yiyelim. Yoksa ikimizde açlıktan bayılcaz şimdi. Acıktığımı ona söylemicektim ama söylemesem aç kalacaktım.
H: Tabiki de seninle beraber yemeyeceğim. Buda sorumu yani. Çok açsan getirseydin yemeğini. Benim suçum mu? Aslında haklı. Mal gibi getirmedim hiç bişey. Şimdi açlıktan ölcem. Kerem Sayer bu hallere düşecek adam mıydı? Değildi. Ama düştü işte.
K: Olmaz öyle şey. Bende yiyeceğim. Nasıl arkadaşsın sen. Ne!! Ne dedim ben arkadaş mi dedim. Hay amq ya. Açlık insana böyle şeyler dedirtiyormus. Off of. En iyisi Kıvırmak.
H: Bir dakika bir dakika. Ne dedin sen? Arkadaş mı? Hani sen bana güvenmiyordun? Arkadaşlık için zaman verecektin.
K: Kendin dedin işte. Zaman verdim. Az çok tanıdım seni. Nasıl biri olduğunu gördüm. Sadece kamp bitene kadar gözüm üstünde olacak. Neyse ya bizim konumuz bu değil ki. Hadi bak lütfen çıkart da yiyelim bişiler. Gerçekten çok açım. Bağırsaklarım savaş içindeler şuan. Ben lütfen mi dedim. E-evet galiba öyle dedim. Galiba değil kesin öyle dedim. Ama olsun mideme bişiler gitsin. Bu kaslar öyle kolay olmuyor yani.
H: Neyse tamam. Bana güvendiğin için beraber yiyebiliriz. Hadi kalk sen de ozaman. Işte bu işte bu! Yine ben kazandım. Her neyse ya bunu konuşmuycam şimdi yemek yemem gerekiyor. Yoksa Bağırsaklarım 3. Dünya savaşını başlatacak.
K: Tamam!
Hemen yatak kalktım. Kalkmak denmez aslında buna. Fırlamak denir. Salise ile ayağa kalktım. Bu gücü nerden buluyorsam. O kadar açım hemde. Neyse işte kalktım. Elimi yüzümü yıkadım. Siz şimdi 'Nasıl yıkadın ki?' Diyeceksiniz. Tabikide yanıma getirdiğim su ile yıkadım. Suyun bitmesi benim hiç problem değil. Sonucta 300 metre ileride Çeşme var.
Elimi yüzümü yıkadıktan sonra çadıra geri döndüm.
K: Vaay! Kıvırcık. Sende de baya Marifetler varmış. Seni alan yaşadı yani.
H: Ha-ha-ha çok komik Turuncu. Tabikide var işte bende de bişiler. Ne sandın. Ne dedi bu bana. Turuncu Mu? Lakap takılmasından hiç hoşlanmam. Şu an sinirlerim çok bozuldu. Ama eger ona çatarsam aç kalırım. En iyisi susmak ve içimden 10'a kadar saymak.
K: Bak Harry. Bana lakap takılmasından hiç mi hiç hoşlanmam. Bu yüzden bidaha sakın bana turuncu veya başka bişey deme. Adımla hitap et.
K: Tamam ya ne kızıyorsun. Hem sende bana Kıvırcık diyorsun.
K: Eger sende istemezsen demem.
H: Tamam. Tamam ne dersen de. Ama ilk önce şu yaptığım nefis yemekleri yiyelim.
K: Sanada bir şey denmiyor he. Hemen cıvıma. Hadi otur da soğutmadan yiyelim.Oturduk. Yemek yiyoruz hemde sohbet ediyoruz. Aslında hiç kötü bi çocuk değilmiş. Yani tanıdıkça insan seviyor. Ah şu espirileri olmasa daha iyi olcak. Orta okulda -Ben Türkiyedeyken- da vardı böyle Harry gibi. Adı da şeydi. Heh Taha. Hep mal mal espiriler yapardı. Neyse ya ben nerden nereye geldim. Biz işte Harry le böyle konuşurken çadır açıldı. Ve bilin bakalım kim geldi? O Kıvırcık saçlarıyla ve üstünde ki şortuyla çok Sexy duran ZEYNEP. yine her zaman ki gibi çok güzel. Ama herkes ona bakacak şimdi. Karışsam olmaz. Çünkü neyimsin sen benim diyecek. Ve haklı da. Yakın arkadaş bile değiliz. Ben böyle düşüncelere dalmışken Zeynep'in bize seslenmesi ile kendime geliyorum.
Z: Ooo! Bu ne böyle ya. Omlet, zeytin , kaşar peynir,salam, sosis, çay. Afiyet olsun gençlik! Işte en çok da bu huyunu seviyorum. Hep şen şakrak. Hep neşeli ve bu neşesi bulaşıcı bi hastalık gibi.
H-K: Saol.
K: Gelsene beraber yiyelim.
H: Aynen. Açısındır herhalde.
Z: Şeyy... Aslında... Evet evet. Çok açım. Bağırsaklarım savaş halinde. Bide sofra öyle güzel bakıyor ki. Insan tok bile olsa oturur yer.Gülüştük biraz. Sonra yanımıza gelip bizle beraber yemek yemeye başladı. Tam da karşıma geçti. Ben ona bakmaktan yemek yiyemem ki. Bütün iştahım gitti sanki. Öyle güzel yiyor ki. Bi ara gözüm Harry e kaydı. Zeynep'e bir şey diyecek ama diyemiyor gibi. En sonunda konuştu.
H: Eee. Nasıl Olmuş? Beğendin mi ? Bunu demiycene adım gibi eminim. Ama anlarız birazdan.
Z: Evet. Elinize sağlık. Gerçekten hepsi harikulade olmuş. Birde ağzında yemek varken konuşuyor. Daha bi tatlı.
Ben böyle düşünürken çadır tekrar açıldı ve içeri Melis girdi.
M: Aaa Zey. Sen burada mıydın?
Z: Evet de sen beni mi arıyordun?
M: Hı-hı. Yalnız birazdan sen beni arayacaksın. Çünkü ben bu yemeklerin içinde kaybolcam gibi.
H: E gelsene ozaman.
M: Tamam. Zaten dayanabileceğimi sanmıyorum.Heh bir Melis eksikti. Şimdi Aksel de gelir kadro tamamlanır. Ne diyorum ben ya. Onu bulduğum yerde boğmak istiyorum. Ama katil olamam o p*c yüzünden. Ben böyle düşünürken Melis ve zeynep kalkıp gidiyorlardı.
Z-M: Her şey için çok teşekkürler.
M: Elinize sağlık hepsi mükemmel olmuştu.
H-K: Afiyet olsun.
K: Gençlik. Benim böyle demem üzerine Melis ve zeynep kahkaha atıyor. Harry biraz bozulmuş gibi. Neye kızdı ki bu şimdi. Neyse ne ya. Banane.Onlar Çadırdan çıktıktan sonra Harry de ayaklanıyor ve Çadıra yöneliyor.
-Harry-
Heh. Tam zamanı. Gidip zeynep ile konuşayım. Bu iş çok uzadı bence. Kalkıp çadıra yönelince Kerem bana sesleniyor.
K: Nereye Kıvırcık? Ne b*k yicem şimdi ben. Doğruyu söylesem olmaz. En iyisi bir yalan uydurmak.
H: Şeyy. Biraz hava alıcam da. Çok bunaldim.
K: Hee tamam. Inanmadığına adım gibi eminim. Her neyse başka bir soru sormadan gidiyim ben.
Çadırdan çıktıktan sonra Zeynep ve Melis e bakıyorum. Bulmam çok zor olmadı. Ormanın içine doğru yürüyorlardı.
H: Zeynep! Zeynep! Birkaç sefer seslenişten sonra arkasını döndü. Beni görünce durdular. Bende yanlarına gittim.
H: Şeyy.. Melis bize 2 dakika izin verir misin? Melis anlamayan gözlerle zeynep e bakarken kafasını salladı.
M: Ta-tabi. Melis gittikten sonra direk konuya giriş yapmak için söze başladım.
H: Zeynep sana çok önemli bir şey demem gerekiyor.
Z: Seni dinliyorum. Gözlerimin içine bakıyordu. Ama bu kız bana böyle bakarsa ben nasıl diyeceğim. Hiç bir şey diyemem ki. Neyse Harry. Sakin ol sakin ol.
H: Zeynep... Ben....#Bölümsonu
ARKADAŞLAR. BIRDAHAKI BÖLÜM DE ITHAF YAPABILIRM. EĞER ISTEYEN OLURSA ILK ISTEYENE ITHAF EDICEM.
VOTE VE YORUMLARINIZI EKSİK ETMEYIN LÜTFEN...