Özel Bölüm(1)

5.4K 414 177
                                    

Merhabalar ve iyi akşamlar

Keyifli okumalar dilerim

4 yıl sonra

İlkbahar mevsimini en sıcak günlerinden birinde, beş kişilik ailenin yaşadığı evin bahçesinde kuş cıvıltıları yükselirken evin içinde ise bebek ağlaması yankılanıyordu. Omega, henüz sekiz aylık olan bebeğini kucağında sıkı bir şekilde tutarken pembe renginin hakim olduğu odada bir sağa bir sola doğru yürüyor dakikalardır ağlayan bebeğini susturmaya çalışıyordu.

Minik bebeğin omega babasından aldığı bembeyaz teni ağlamaktan ötürü kıpkırmızı olmuştu. Bu durum Jungkook o kadar çok korkutmuştu ki çaresizlikten ötürü o da ağlamaya başladı. Yine de o bebeği kadar gürültücü değildi. Mari'yi ürkütmemek için sessizce göz yaşlarını dökmeye çalışıyordu.

Jungkook ayakta yürümenin bir fayda sağlamadığını anladığında pencerenin kenarındaki üç kişilik koltuğun üzerine oturdu. Fazlasıyla yorgun olmasına rağmen gözlerini ağlayan bebeğinin üzerinden ayırmıyordu. Kucağındaki bebeğini yavaşça sallarken bir yandan da göz yaşları yanağında usulca dökülüyordu.

Ağlamaktan ötürü çatallaşmış sesiyle, "Bebeğim, neden ağlıyorsun?" Diye kendi kendine konuştuğunda tekrardan ayağa kalktı ve bahçeye çıkmak için kapıya doğru ilerlemeye başladı. Bir ihtimal biraz hava almanın bebeğine iyi geleceğini düşünüyordu. Zaten artık geriye yapacak pek bir şey de kalmamıştı. Bebeğini susturmak için her yolu denemişti fakat onun göz yaşlarını bir türlü dindirememişti.

Odadan çıktı ve alt kata uzanan merdivenlerden inmeye başladı. Bu sırada da bebeğiyle konuşmayı da ihmal etmiyordu. "Bir yerin mı ağrıyor acaba?" Diye konuştuğunda bebeğinin acı çekiyor olma ihtimaline karşı yüreği tekledi. "Keşke konuşabilsen ve babana neden ağladığını söyleyebilsen güzelim."

Merdivenlerden inerken Mari'nin küçük parmaklarını duvara doğru uzattığını fark etti. Bebeğinin işaret ettiği yere baktığında ise Taehyung ile Hyeyoon'un beraber çekilmiş bir fotoğrafını gördü. Mari'yi tek eliyle sıkıca tuttu ve fotoğraf çerçevesini duvardan alarak bebeğine yaklaştırdı. Mari parmaklarıyla Taehyung'un fotoğrafının üzerine dokundu ve daha da gür bir sesle ağlamaya başladı.

"Bebeğim delta babasını mı özledi yoksa?"

Jungkook, Mari'nin Taehyung için ağladığını fark ettiğinde hızlı ama dikkatli bir şekilde merdivenden indi ve koltuğa oturduğu gibi telefonunu cebinden çıkarıp Taehyung'u aradı. Telefonun hoparlörünü açıp önündeki sehpanın üzerine bıraktığında bebeğinin titreyen minik bedenine sarıldı.

Telefon bir kaç çalışın ardında açıldı ve Taehyung'un kalın sesi duyuldu. "Efendim, Jeongguk."

Mari, delta babasının sesini duyduğu gibi sustu. Şimdi ağlamasından geriye sadece aldığı kesik kesik nefesler ve ıslak suratı kalmıştı. Yuvarlak gözlerini ise sonuna dek kocaman açmış ve dikkatli bir şekilde bakışlarını telefona kenetlemişti. Jungkook, Taehyung'un sesini duyduğu için fazla duygusal hissetmeseydi o an Mari'nin bir fotoğrafını çeker bu anı ölümsüzleştirirdi çünkü Mari büyükçe açtığı yuvarlak gözleri, simsiyah kocaman irisleri ve çattığı kaşlarıyla fazlasıyla sevimliydi.

Taehyung'un sesini duyan Jungkook'un ise önce alt dudağı titredi. Ağlamamak için kendisini sıksa da bu çabası boşa gitti ve bir anda dudakları arasından bir hıçkırık kaçtı. "Taehyung..." Diye mırıldandığında onun boğuk ve titreyen sesini işiten delta telaşlandı. "Jungkook, ne oldu?" Diye sorduğunda eve gitmek için çoktan ayaklanmıştı bile.

"M-mari." Dediğinde kelimelerini toplarlamakta zorluk çekiyordu. Hızlıca boştaki eliyle kızarmış gözlerini sildi ve burnunu çektikten sonra konuşmaya devam etti. "Yarım saattir ağlıyor ve bir türlü susturamadım. Meğersem seni istediği için ağlıyormuş. Sesini duyduğu gibi ağlamayı bıraktı."

I Want Only You | Taekook Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin