Dilan derin uykusundan uyandı. Okuldan geldiği gibi yorgunluktan uyuyakalmıştı.
Yatağından aşağıya yavaşça süzüldü kız. Terliklerini ayaklarına geçirip masanın üzerinden telefonunu aldı.
Saate baktığında çoktan on ikiyi geçmiş olduğunu gördü, ela gözleri fal taşı gibi açıldı.Banyoya gidip elini yüzünü yıkadı, kendine geldi soğuk suyun yüzüyle buluşmasıyla. Daha dinç hissetti. Yüzünü kuruladıktan sonra mutfağa geçti, kendine meyveli yulaf kasesi hazırlamaya başladı. Bir yandan onu yerken bir yandan arkadan konu tekrarı dinleyecek, çantasını hazırlayacak ve çeşitli egzersizler yapacaktı. Dilan asla egzersiz yapmayı ihmal etmezdi, nerede olursa olsun.
Hazırladığı kaseyi kaptığı gibi odasına ilerledi, bilgisayarından konu anlatımları açıp yulafını kaşıklamaya başladı. Bitirip kalktığında ilk gerinmeye başladı, biraz tutulmuştu beli, kolları, bacakları. Hareket ettiğinde gelen küt küt seslerden gayet iyi anlaşılıyordu.Egzersizleri normalden biraz daha özensiz yapıp bilgisayarın başına tekrar geçti.
Birkaç dakika sonra gelen mesaj sesiyle irkildi. Simge sınıf grubuna yazmıştı, hemde bu saatte? Ayrıca ders programını istemişti özellikle bu şaşırtıcıydı çünkü Simge'nin derslerle gram alakası yoktu. Umursamadı Dilan, telefonu kapatıp konu anlatımını dinlemeye devam etti.
Bir süre böyle geçirdikten sonra yapmadığı bir şey olduğunu farketti. Yüz bakımı!Durdurup koşar adımlarla banyoya geçti, banyo dolabından çeşitli maskeler, sabunlar, jeller, fırçalar aldı. Aynanın karşısına geçti yüzüne sürmeye başladı.
Hepsini yapıp yüzünü tamamen arındırdıktan sonra üstüne nemlendirdi ve yatağa tekrardan girdi. Bilgisayarı kapatmayı unuttuğu için tekrar çıktı. Kendine minik bir küfür savururken yeniden girdi yatağa.
Tekrar uyandığında saat yediydi ve alarmı bangır bangır çalıyordu. Hiç yataktan çıkmak istemedi, alarmı kapatıp sonraki alarmı devreye soktu, 08:00.
Evet Dilan yedide kalkıp dokuzda başlayan okuluna hazırlanıyordu. Birisi için değildi, kendi içindi. Başını yastığa gömüp 1 saat içerisinde uyuyup uykusunu iyice almış olmayı diledi.
Bu sırada Simge de evlerinin balkonlarında sigarasını ve kahvesini içiyor, tırnaklarındaki yarısı soyulmuş siyah ojeyi incelerken Dilan'la ettikleri kavgayı düşünüyordu. Simge normalde böyle şeylere takılmazdı, kavgayı eder geçer konusu geçmedikçe de aklına bile gelmezdi. Tuhaf diye geçirdi içinden. Saate bakmak için telefonuna uzandı, yedi buçuktu.
Mesajlara girdi, ders programını sormuştu ama hiç biri ona daha cevap vermemişti. "Orospular" diye geçirdi içinden.
"Başkası sorsa saniyesinde atarsınız.".
.
.
Saat: 11:40
Üçüncü dersin başları.
Simge ve Dilan birbirlerine ölüm tehditleri savurmak yerine bakışlarını atıyorlar.20 dakika öncesinde.
Dilan uykulu halinden kurtulmak için tuvalete gitmişti, yüzüne su çarpacaktı. Uykusunu alan şey su değil ciğerlerine dolan buram buram sigara kokusu olmuştu. Tuvalete girdiği gibi öksürmeye başlayan Dilan'ın sesini duyunca Simge kabinlerin birinden çıktı elinde sigarasıyla."Ooo şuna da bakın ceylan, ha? Sizi buraya hangi rüzgar poyraz karayel attı?" dedi kendinden emin sigara olan eliyle şapkasını düzeltirken. Dilan onunla hiç uğraşmak istemiyordu, bütün bu dumanın içindende nefes alması gerekiyordu. Tuvaletin kapısına doğru yöneldi.
Kapıya yöneldiği gibi kendini duvara sabitlenmiş bulan Dilan bağırmaya başladı."HOCAM YETİŞİN SİGARA İÇİYORLAR, HOCAM SİGARA!"
Simge sigarasını yere atıp ne kadar ağzını kapatıp onu susturmaya çalışsa da içeri hocanın girmesini engelleyememişti.İkili kendilerini müdürün yanında bulunca anladılar durumun ciddiyetini, hem yakalandıkları pozisyon yüzünden hem de sigara küllerinin Dilan'ın gömleğine bulaşmasından dolayı bunun bir zorlama olabileceğini düşündürmüşlerdi.
Dilan her ne kadar bunun doğru olmadığını söylese de olay velilere kadar gitmişti.Üçüncü dersin zili çaldı, Simge gözlerini Dilan'dan ayırmadan yanından geçip gitti. Rukiye Dilan'ı sakinleştirmek için omzunu sıvazladı, olanların onda nasıl etki bıraktığını, Dilan'ın nasıl biri olduğunu çok iyi biliyordu, Dilan'ın gözleri Rukiye'ye kaydı. Rukiye içtenlikle gülümsedi, Dilan da öyle.
"Dışarı çıkalım mı kız? İyi gelir be Dilo" Dilan bıkkınlıkla nefes verdi. "Olur"
Sınıftan dışarı çıkıp onlara bakan meraklı gözlerden sıyrılıp bahçeye çıktılar.
"Ee şimdi taciz maciz diyo'lar cidden yok öyle bir şey di'mi?"
Dedi Ruko çatılan kaşlarıyla."Yok dedim ya! O aptal piç kurusu ne yapabilir ki bana? O gün nasıl tek tekmede yere düşürdüm salağı?" Güldü Ruko. "Harbi lan amına koyayım!"
Zil çaldı, yine çaldı, yine ve yine derken okul bitti. Simge siyah çantasını kaptığı gibi çıktı, ara sokaklardan kestirmece evine gitmeye başladı. Evlerinin olduğu sokak öyle çok tekin bir yer değildi, gözlerini sadece gideceği yola sabitleyip başka yere bakmamaya alıştırmıştı, çünkü kayan her göze parmak girebilirdi bu sokakta.
Ne zaman bakışları sokaktaki diğer insanlara, evlere kaysa sokağın tabanı kahverengiye dönmüş neredeyse sokağın her yerinde olan üzerinde binbir ayak izi olup öylece duran kan izleri takılıyordu gözüne, yan baktın kavgaları, boşu boşuna bıçaklanıp öldürülen insanlar..Derin bir nefes aldı Simge, tam bu anda da eve gelmişti. Kafasını yukarı çevirdi balkonda abisi sigara içiyordu, yüz ifadesini görebilmek için kıstı gözlerini Simge, çatılıydı kaşları. Sıçmıştı büyük sıçmıştı okul velilere haber vermişti zaten, Dilan aklına geldi. Acaba ailesi nasıldı, ona neler diyip yapmışlardı? Ya da bir şey yapmışlar mıydı?
Nefesini tuttu bu sefer, girdi apartmana.
![](https://img.wattpad.com/cover/340766823-288-k443011.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Esmer Güzeli (GxG)
Roman pour AdolescentsErkek fatma bir kız ve Ceylan'ı. Balerin ve Drillci bir kızın aşkı. "Sizi buraya hangi rüzgar poyraz karayel attı?" *bütün haklar Dilan'ın bale çantasında saklıdır!*