1. ilgisini çekmek

529 30 2
                                    

Vegas, Pete'i ilk gördüğünde 17 yaşındaydı ve üç ayda bir yapılan toplantı için ana ailenin evini ziyarete gelmişti. O ve ailesi, her zaman ana ailenin korumalarını takip ediyordu. Bu yüzden Vegas'ın etrafta dolaşan korumaların alışılmış kıyafeti içindeki yüzleri tanımaması biraz alışılmadık bir durumdu. Ama o gün, etrafta yeni insanlar vardı. Vegas, babasını içeriye doğru takip ederken onlardan birkaçını görmüştü. Fakat sadece biri dikkatini çekmişti.

Zinde ve genç görünen, muhtemelen Vegas'ın yaşlarında ya da belki birkaç yaş büyük olan bu adam, Vegas'ın ona ikinci kez bakmasını sağlamıştı çünkü bu ortama göre biraz garip duruyordu. Yüzü çok tatlıydı ve sürekli gülümsüyordu. Üstündeki koruma kıyafetiyle çelişiyordu.

Vegas aniden onun hakkında düşünmeyi bırakmıştı. Şüphesiz, bu hayatın kendisine göre olmadığını anlayacak ve ayrılacak ya da bir görevde erkenden ölecek olan bir çaylaktı. Hatırlamaya değmezdi.

Birkaç ay sonra Vegas, ana aileyle tekrar görüşmek için geri geldiğinde, geçen seferki korumayı toplantı odasında, kapının yanında hareketsiz ve sessiz bir şekilde beklerken gördüğünde şaşırmıştı.

Vegas, ilginç, tatlı yüzlü adamı göz ucuyla izlerken, onun hakkındaki gözlemlerini yeniden değerlendirmek zorunda kalmıştı. Tatlı yüzü beceriksiz olduğu anlamına gelmiyor olmalıydı, peki o zaman bu ne anlama geliyordu ki? Ailesi ona güvenmeseydi bu kadar çabuk yakın çevrelerine almazdı.

Ve daha fazla incelendiğinde, tatlı yüzlü olanın sevimli göründüğü kanaatine varmıştı. Kibar tavırları, uzun kirpikleri ve özellikle dolgun pembe dudakları ile hoş bir yüzü vardı. Vegas tüm toplantı boyunca tarafsız, profesyonel bir yüz ifadesi takınmıştı ve babasının, tüm dikkatini toplantıya vermek yerine yeni korumaya verdiğini anlamasın diye korumayı gözetlediğini gizlemeye çalışmıştı.

Toplantıdan çıktıktan sonra babası Vegas'ı rahat bırakmıştı. Genç adam oradan ayrılmadan önce bir sigara içmek için dışarı çıkmıştı. Gittiği yerde toplantıdan ayrılan, duvara yaslanmış ve bir sigara yakan, genç korumayı gördü. Belli ki mola saatine denk gelmişti.

Vegas tek kaşını kaldırdı ve yaklaşmaya karar verdi. Bu geçici merakını dindirmekten bir zarar gelmezdi. Bu yüzden sigarasını çıkardı ve korumanın yanına yürüdü.

"Hey, çakmağın var mı?"

Sevimli adam yerinden sıçradı ve Vegas'ı görmek için döndüğünde yüzünde kör edici, ışıl ışıl bir gülümseme belirdi. O kadar parlaktı ki, özellikle de bu sevimli korumanın gamzeleri olduğunu fark eden Vegas'ı neredeyse sersemletecekti. Ama Vegas, güzel bir yüzün dikkatini dağıtmasına izin vermeyecek kadar kendine hakimdi. ''Ah, Khun Vegas.''

Vegas sigarayı parmaklarının arasında tuttu. "Çakmak?"

"Ah, evet, efendim." Adam çakmağını tekrar çıkardı ve Vegas sigarasını yakarken acele etmeden adamı kirpiklerinin ardından inceledi. Bu ışıltılı gülümseme oldukça yatıştırıcıydı, karşısındaki adamın kafasında tek bir düşünce yokmuş gibi görünmesini sağlıyordu.

Vegas sigarasından ilk nefesini çekti. Genç adam çakmağı cebine tekrar koyarken, hala Vegas'a gülümsüyordu.

Vegas korumayı incelemeye devam etti. "Yeni misin?''

Koruma şaşırmış gibiydi, bir an için o ışıltılı gülümsemesini kesti, ama sonra gülümseme tekrar dudaklarına kondu. Gözlerini küçük hilaller halinde kıstı, bu aslında oldukça sevimliydi ama takındığı surat ifadesiyle ilgili Vegas bir terslik hissediyordu. "Evet, efendim," diye yanıtladı sonunda başını sallayarak.

sharing different heartbeats [türkçe çeviri]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin