2. merak

365 26 9
                                    

𓆩♡𓆪

Pete tapınakta yakalanır.

𓆩♡𓆪

Vegas, Pete'i ilk başta tapınakta fark etmemişti.

Babasının son zamanlarda içinde bulunduğu ruh halini ve planlarını düşünmekle fazlasıyla meşguldü. Babası son zamanlarda özellikle huysuzdu ve öfkesini her zamanki gibi Vegas'tan çıkarıyordu. Sanki başarısız olmanın iğrençliğini üzerinden atmaya çalışırmış gibi tüm vücudu kaşınıyordu.

Bu yüzden tapınaktaydı. Öğütleri dinlemek ve bazı erdemleri yerine getirmek her zaman huzur vermişti. Bazı şeylerle başa çıkması için bir yol olduğu sürece inanıp inanmaması pek önemli değildi.

Ve bugün Macau'ya babasından az da olsa uzaklaşmasını sağlamak için tapınağa gelmesini söylemişti. Babası, kötü bir ruh halindeyken Vegas ortadan kaybolduğunda Gun'ın sinirini kendisi yerine küçük erkek kardeşinden çıkaracağından her zaman korkmuştu. Bu kabul edilemezdi. Vegas'ın başarısızlıkları ya da ailenin başarısızlıkları için cezalandırılmak Macau'nun sorunu değildi. Sorumluluk sahibi olmamalıydı, ikinci olarak doğacak kadar şanslıydı ve Vegas, kardeşi evden ayrılacak yaşa gelene kadar onu korumak istiyordu.

Ve tapınağa girerken kafasına takılan şey de buydu, çenesi günün erken saatlerinde yediği yumruktan dolayı hala ağrıyordu. Neyse ki, morarmamıştı ve kimse görmemişti. Aslında Vegas çenesinin ağrısından çok başarısızlığın acısını hissediyordu.

Tam arkasında adını neredeyse haykıran birinin sesiyle karanlık düşüncelerinden sıyrıldı. Geriye dönüp baktığında, Macau'nun tapınağın girişinde durduğunu ve yanında garip bir şekilde bekleyen Pete'i gördü.

Hemen olaylar Vegas'ın kafasına dank etti. Ah, demek ki Pete onu tekrar takip ediyordu. Kendi karmaşık düşünceleri yüzünden dikkati o kadar dağılmıştı ki Pete'in onu takip ettiğini fark etmemişti. Normalde bu düşünce kendisini daha da kötü hissetmesine neden olurdu. Ama nedense, Pete'in Macau'yla konuşması, zırvalıklarını sıralamaya çalışması, dikkatini daha çok çekmişti.

Konuşmalarını dinlerken yavaşça arkaya doğru yürüdü.

"Eğer sen buradaysan..." dedi Macau, aptal maskesini takmayıp bunun yerine endişeli ve gergin görünen Pete'e sırıttı. "Bana Tankhun'un da burada olduğunu söyleme?" Macau tepedeki öğle güneşinin yakan ışığına rağmen gözlerini kısarak etrafına bakınmaya başladı. "Nerede? Tankhun nerede?''

Tam o anda Vegas ikiliye ulaştı ve sertçe Pete'in omzuna vurdu. Genç koruma önce irkildi daha sonra sıçradı ve omzundaki elin altından sıyrılmaya çalıştı. Korkuyla Vegas'a bakıyordu fakat gözlerinde anında dikkatli ve kararsız bir bakış oluştu. Vegas, onunla Macau arasında sıkışıp kalan ve bir kez daha yakalanan Pete'e sırıtmaktan kendini alamadı. "Sanmıyorum," dedi, Pete'in yanından Macau'ya dönerek. Sonra etrafına göz gezdirir gibi yaptı ama Tankhun'un ortalıkta olmadığını zaten biliyordu. Pete, görevde olamayacak kadar rahat giyinmişti. Yine de, etrafı kontrol etmekten zarar gelmezdi. Ama görünürde kimse yoktu bu yüzden Vegas, Pete'in omzunu sertçe tutmaya devam etti ve kendini beğenmiş bir şekilde gülümseyerek tapınaktan indi. "Sanırım tek başına."

Macau ellerini beline koymuş, eğlenerek bakıyordu. "Doğru. Tankhun gibi bir günahkar tapınağa gelmez." Macau, Pete'e sırıttı. Vegas'ın şiddete duyduğu zevke sahip olmayabilirdi ancak Macau kesinlikle kaosa ve insanları rahatsız etmeye bayılıyordu. Elini diğer omzuna koyarak Pete'e yaklaştı. "Çok sıcak, değil mi?"

Pete tamamen hazırlıksız yakalanmış gibi görünüyordu. Ne kadar rahatmış gibi davranmaya çalışsa da yansıttığı stres hissediliyordu. Her zamanki aptal maskesine bürünerek güldü ve kabarık saçları hafifçe dalgalanacak şekilde başını salladı. "Doğru."

sharing different heartbeats [türkçe çeviri]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin