Hayatın Başlangıcı

95 25 27
                                    

Uyanmış ve boş bir şekilde tavana bakarken buldum kendimi. Öylece bakıp hayatımı sorguluyor gibiydim. Yatağımdan doğrulup perdeye yöneldim ve dışarıya baktım. Gökyüzü bugün bir başka güzeldi sanki. Delice alış veriş yapmak ve kendimi şımartmak istiyordum. Yapmam gereken bir şey vardı. Tahmin edin ne?

Cevap: İşe gitmek.

Evet, ben bir şirkette patron asistanıyım.
Düşündüğünüz kadar havalı, güzel veya mükemmel değil bu iş. Aksine çok yorucu ve yıpratıcı bir şey. Beni şanslı olarak görebilirsiniz alıştım. Buralara gelmek için her şeyimi verdim. Ailemi, dostlarımı, hayatımı, mutluluğumu ve en önemlisi benliğimi kaybettim. Karşılığında ne mi aldım hemen söyleyeyim;Ev, araba ve para. Ne güzel öyle değil mi? Hayır değil. Hiç de güzel değil. Evimi almak için ailemi; arabamı almak için dostlarımı ; paramı almak için ise benliğimi verdim. Nasıl mı oldu? Gelin size baştan anlatayım.
Liseye yeni başlamıştım, yeni insanlar ve kişilikler tanıyordum. Henüz yaşayacaklarımın farkında bile değildim. Her şey gözüme toz pembe geliyordu ( keşke şu an da öyle olsa). Tipik bir inek öğrenciydim. Okuldan eve evden okula giderdim. Okuldan sonra evde ders çalışır, kitabımı okur uyurdum. Sabah kalkınca da ilk iş mor gözlüğümü takar çantamda eksik var mı diye kontrol ederdim. Okula gidince sırama oturur önüme kitabımı açar ve mor kalemimi elime alırdım. Evet en sevdiğim renk mor. Derste hoca ne dese not alır teneffüslerde ise anlamadığım soruları sorardım. Disiplinli ve çalışkan öğrenci deyince aklınıza ne geliyorsa ben oydum.Notlarımı yüksek alırdım. Bir gün okuldan çıkıp eve giderken birisi arkamdan seslendi;

-Hey gözlüklü heyyy buraya baksana.

Arkamı döndüğümde gözlüğü hızlıca gözümden çıkarmıştı.

-Kolaysa gel al hadi!!

İstemiştim ama bana bir isteği olduğunu bunu yapmayı kabul edersem gözlüğümü geri vereceğini söylemişti. İsteği ise ona ders çalıştırmamdı. Evet tahminleri alayım sizce bu kişi kim?
Tabi ki de sınıfın tembeli. Derslerde uyur. Teneffüste ise koridorları birbirine katardı. Ailesi sonunda kendisine çeki düzen vermesi konusunda onu uyarmıştı galiba. Mecburen kabul etmiştim. Gözlüğümü de alıp eve gitmiştim. Nasıl olsa yarın onu yani Doruğu çalıştırmaya başlayacaktım. Eve gidip ödevlerimi yapıp testlerini çözmüştüm. Yarın erken kalkıp Doruk'la birlikte okulun kütüphanesinde çalışacaktık. Ders öncesi hazırlık denebilir buna. Gözlerimi kapattım ve açtığımda gün çoktan doğmuştu. Hemen kalkıp gözlüğümü alıp çantamı kontrol etmiştim. Eksiğim yoktu. Gerekli notları ve testleri de alıp okul kütüphanesinin önünde Doruğu beklemeye başlamıştım. Aradan yarım saat geçmişti, geç kalmıştı. Neyseki 45 dakika sonra gelmişti. Uyuya kaldığını söyledi. Bir daha olmaması konusunda kendine güvendirmişti beni. Derin bir nefes aldım ve kütüphaneye giriş yaptık. Tüm her şey yetmezmiş gibi bir de üye giriş kartının olmadığını söyledi. 5 dakika içerisinde ona da bir kart çıkartmıştık. Doruk Bey kartın üzerindeki fotoğrafta güzel çıkmadığını ve buna çok bozulduğunu söyledi. Aman ne büyük dert. Boş yer bulup oturmuştuk. Nereden başlasam bilemedim ne sorsam gözlerime boş boş bakıyordu. En baştan başlamıştım. 1 saatin sonunda sadece bir konunun yarısını halletmiştik ona da halletmek denirse tabi. Dersler başlamak üzereydi hemen sınıfa gitmiştik. Kafasını hemen sıraya koymuştu. Yanına gittim ve kulağına hemen kalkıp ders başladığında dersi dinlemesini aksi takdirde ders çalıştırmayacağımı söylemiştim. Şahsen birisi bana bu şekilde davransa ben ders çalışmayı bırakırdım. Ama Doruk sanki bana mecbur gibi davranıyordu. Derslerde artık uyumuyor, sözümü dinliyor, teneffüslerde sürekli peşimde geziyordu. Onu bu kadar bana bağlayan şey neydi acaba? Dersler bitmişti. Çantamı koluma takıp okuldan çıkmak üzereydim ki bir de ne duyayım. Arkamdan birisi bağırıyordu;

-Heyy gözlüklü heyyy buraya baksana.

Tahmin ettiğim kişi bu galiba. Evet tam olarak o "Doruk" bağırıyordu.

-Sana hiç yakıştıramadım dersten mi kaçıyorsun bakalım sen?

Doruk ne zaman ders ile bu kadar ilgili olmuştu acaba? Söylediğim tek kelime gidelim olmuştu. Tekrardan kütüphanenin yolunu tutmuştuk. Oturduk ve çalışmaya başladık. Bir an Doruk'la göz göze geldik. Neden bana bakıyordu? Neden benimle birlikte bu kadar çalışmaya istekliydi?
Her şeyi bir kenara bırakıp elimi şıklattım. Dalmış gözlerini kitaba çevirdi. Çalışmaya devam ettik. Az da olsa bir ilerleme vardı. Artık basit soruları yapabiliyordu. Esnemeye başlamıştık. Saat geç olmuştu. Doruk kafasını masaya koyup uykuya dalmış. Etrafta bizden başka kimse yoktu. Bak sen tam da vaktinde telefonumun şarjı bitmişti. Doruk uyurken normalde de bu kadar güzel miydi? Ahhh Melisa aklını topla ve hemen onu uyandır diyordum içimden. Ama bunu uygulayamıyordum. İlk defa böyle hissediyordum. Gözlerim kapanıyordu. Kapanmıştı. Gözümü açtığımda üzerimde bir hırka vardı. Etrafta benden başka kimse yoktu. Sandalyeden kalkıp hemen etrafıma bakınmaya başlamıştım. Doruğun eşyaları hâlâ burdaydı ama kendisi yoktu. Nereye gitmişti? Duvardaki saate baktım saat 3.25'i gösteriyordu. Kapıya doğru ilerlemiştim. Şansa bak kapı kilitli. Ne kadar güzel bir gün. Ailem? Ailem beni çok merak etmiştir. Görevli neden içeriyi kontrol etmeden kapıyı kilitlemişti? Arkamdan sesler geliyordu. Hemen yanımdaki tarih kitabını elime aldım ve yavaşça sese doğru yürüdüm. Karşımda simsiyah birisi dikiliyordu. Korkudan elimdeki kitabın köşesiyle kafasına vurmuştum. Doruğun bağırışları kütüphane de yankılanmıştı. Sandalyeye oturtup pansuman için malzeme aramıştım. Hey gidi günler şimdiki aklım olsa bırak yardım etmeyi dönüp bakmazdım bile. Neyse devam edelim. Alnında benden güzel bir anı taşımış oldu artık. Sabah olmuştu. Kütüphane görevlisi gelmişti. Kapının kilidini açtı. Doruk'la uykuya dalmışız. Görevli kapıyı açarken uyandık. Doruk hemen görevliye bağırdı. Böyle okulun nasıl böyle görevlisi olur diye söylenip durdu. Direkt eve gitmiştim. Okul umurumda değildi. Eve geldim ve annem hemen üzerime atlayıp sarılmıştı. Ona olanları anlatmıştım. Her şey tatlıya bağlanmıştı. Odama çekildim ve telefonumu şarja taktım. Ailem haricinde telefonuma sadece bir mesaj gelmişti.

7 Numaralı DolapHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin