The Memory I wanna forget

200 10 4
                                    

"Kızımıda alıp ailemin yanına geri döneceğim." Annemin söylediği bu cümle kulaklarımda yankılanırken kafama yeni dank eden bir şey vardı: Annemin ailesi Türkiye'de ! Benide alıp Türkiye 'ye geri dönücekti. Yapamazdı bu kadar bencil olamazdı. Benim burda bir hayatım vardı,beni seven arkadaşlarım , daha da önemlisi doğduğu günden bu yana sevgilisi olduğum Cameron... Evet doğduğu günden beri. 13 yıldır aynı sokakta oturuyorduk. 3 Eylül 1994'te ben doğduktan 5 gün sonra Yan binamızda Cameron Dallas adında bir çocuk dünyaya geldi. Ailemiz çok iyi anlaşıyorlardı,biz çok iyi anlaşıyorduk. Tek çocuktum, bir kardeşim olmasını çok istiyordum ama babam alkolik birisiydi ve annem böyle bir adamdan çocuk yapmak istemiyordu. Onunla sırf benim için evli kaldığını, hayatımın en zor dönemimde olduğumu yani kısacası bir ergen olduğumu ve bu dönemde aileme çok ihtiyacım olduğunu söylüyordu. Bir kardeşim olmasının hayalini bıraktım. Cameron'la bu yüzden iyi anlaşıyorduk. Hayatımda benimle aynı yaşta olan birlikte saçmalayacağım birisine ihtiyacım vardı ve Cameron bu ihtiyacımı fazlasıyla karşılıyordu. Onu hiç arkadaşım olarak görmemiştim. Onu hep kahramanım olarak gördüm. 6.yaş günümde doğum günüme geldiğinde benim pembe elbisemin içinde prensesler gibi gözüktüğümü söylemişti ve bende ona bu prensesin bir prense ihtiyacı var diyip , her zaman erkekler çıkma teklifi eder kuralının üstünü çizip ona çıkma teklifi ettim. Hergün kreşe bizi annelerimiz bırakıyordu. Onları arkamızda bırakıp önden önden el ele tutuşup kreşe gidiyorduk. Ailemiz çocuk olduğumuz için bizi ciddiye almıyorlardı. Ama biz gayet ciddiydik. 6.yaşımız bitti. 7 olduk. 8 olduk.9 olduk.10 olduk. 11 olduk. 12 olduk. 13 olduk. Biz aşık olduk. Biz birbirimizin herşeyi olduk. Ve annem bugün beni herşeyimden ayırıyordu. Yanaklarımdaki göz yaşlarımı silerek kapıyı çaldım. Kapıyı Cameron'ın ablası Sierra açtı. "Sky tatlım iyi misin ? Ağladın mı sen ? " Cameron 'ı görmem lazım. "Dedim ve yukarı Cameron'ın odasına çıktım. İçeriye girdiğimde bilgisayarda oyun oynuyordu. "Hey ben geldim Dangalak." Dedim ve bana dönüp " Owww aşkların en güzeli . " dedi ve kalkıp bana sıkı sıkı sarıldı. Sarıldım. Sıkı sıkı sarıldım. Yapamazdım onu bırakamazdım onu herşeyden çok severken nasıl onu bırakıp gidebilirdim ki. Omzuna düşen göz yaşlarımı fark etmiş olmalı ki " Hey hey niye ağlıyorsun sen bakayım ? " dedi ve omuzlarımdan tuttu. "Cameron seni ne kadar çok sevdiğimi biliyorsun değil mi ? " " Tabiki de biliyorum Sky bu ne biçim soru . " " Cameron ben çok üzgünüm annemle babam kavga ettiler ve bu sefer durum ciddi boşanıyorlar. " " Şşştt ağlama ben senin yanındayım dünyanın sonu değil sadece bundan sonra aynı evde yaşamayacaksınız o kadar. " " O kadar değil Cameron . Annem burda durmak istemiyor evet ayrı evlerde yaşayacağız ama annem ve ben Türkiye 'de olacağız." " Ne ? Nasıl ? Şaka değil mi bu ? " " Özür dilerim sevgilim. Gitmek zorundayım." Elimi kalbinin üzerine koydum ve " Seni hiç ama hiç unutmayacağım . Seni hep seveceğim birtanem. Şuan küçük olduğum için elimden birşey gelmiyor ama bir gün 18 yaşıma gireceğim ve kimse bana karışamayacak . İşte o gün ilk uçakla senin yanına geri döneceğim sana söz veriyorum. " dedim ve alnını alnıma dayayarak " Seni bekleyeceğim. Lanet olsun çok uzun bir zaman ama seni bekleyeceğim sana söz veriyorum. " " Hoşçakal sevgilim. " dedim be dudaklarına bir veda öpücüğü bıraktım. "Hoşçakal sevgilim. "

I remember when we kissed
Öpüştüğümüz zamanı hatırlıyorum
I still feel it on my lips
Onu hala dudaklarımda hissediyorum
The time that you danced with me
Benimle dans ettiğin an
With no music playing.
Müzik çalmadan
I remember the simple things
Basit şeyleri hatırlıyorum
I remember till I cry
Ağlayana kadar hatırlıyorum
But the one thing I wish I'd forget
Ama bir şeyi unutmayı diliyorun
The memory I wanna forget
Unutmak istediğim anı
Is goodbye...
Vedayı...

Once Upon A Time (Cameron  Dallas)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin