So Close But So Far Away

203 11 10
                                    

Türkiye'ye doğru uçarken aklımda hep o vardı. Bizim hayallerimiz vardı. Evlenecektik biz. Çocuklarımız olucaktı. Asla pes etmeyecektim. Ne kadar uzun bir süre olursa olsun 18.yaşımı doldurur doldurmaz bir şekilde onun yanına geri dönecektim.18 saat süren bir yolculuğun ardından annem havaalanının kapısında telefonda teyzem ile konuşuyordu. Yaklaşık 15 dakika bekledikten sonra eniştem gelip bizi aldı . Eve vardığımızda sadece resimlerini gördüğüm teyzem ve kuzenimle tanıştım. Uzun gecen bir aksam yemeğinin ardından misafir odasına gittim ve teyzemin benim için hazırladığı yatağa kendimi attım. Uyumak istiyordum ama yapamıyordum . Beni bekleyecek mi? Beni seviyordu bekler değil mi? Tabiki de bekler. Ya beklemezse ? Kafamdan atamadığım bu deli sorular ve kalbimin cayır Cayır yanışıyla uykuya daldım...

Annemin dürtmesiyle uyandıktan sonra hep beraber sofraya oturduk ve benim okulum hakkında konuşmaya başladık. Beni kuzenimle aynı okula yazdıracaklardı ve orta okul bittikten sonrada liseye orda devam edecektim . Aman ne güzel! Annemler benim geleceğim hakkında konuşurken ben Cameron' ın yanına dönme planları yapıyordum. Bir iş bulup gizli gizli çalışmam ve para biriktirmem lazımdı . Kahvaltı bittikten Sonra lanet olası okula kayıt yaptırmaya gittik. Los Angeles 'taki okullara hiç benzemeyen okul formasının olmasının yanı sıra yüzüne badana yapıp gelen kızlar vardı. Kayıt işlemleri bittikten sonra müdür ders programımı verdi ve ertesi gün okula başlayabileceğimi söyledi. Tanrım nasıl mutlu oldum bilemezsin! Taksim'de uzun süren bir alışverişin ardından eve geldiğimizde kendimi yatağa atıp kulaklıklarımı taktım. Ağlamak istiyordum . Gözlerimi kapatıp göz yaşlarımın akmasına izin verdim.

Within a minute I was all packed up
Bir dakika içinde her şeyimi toparlamıştım .
I've got a ticket to another world
Başka bir dünyaya biletim vardı.
I don't wanna go
Gitmek istemiyorum
The Silent words are hard to speak when your thoughts are all I see " Don't ever leave" he said to me.
Sessiz kelimeleri söylemek zorlaşıyor. Tek gördüğüm senin düşüncelerin olduğu zaman . "Hiç bırakma'' dedi bana.

When we both fall asleep underneath the same sky
İkimizde aynı gökyüzünün altında uyuya kaldığımızda

To the beat of hearts at the same time
Kalplerimiz aynı anda Çarpar .
So close but so far away
Çok yakın ama bir o kadar da uzak.

Can you hear me?
Beni duyabiliyor musun?

He sleeps alone
0 yalnız uyuyor
My heart wants to come home
Kalbim eve gelmek istiyor
I wish I was beside you
Keşke Senin yanında olsaydım
He lies awake
O Uyanık bir şekilde uzanı yor
Trying to find the words to say
Söyleyecek kelimeleri bulmaya çalışıyorum
I wish I was beside you
Keşke senin yanında olsaydım

Another day and I'm Somewhere new
Başka bir gün ve ben yeni bir yerdeyim
I made a promise that I'll come home Soon
Eve yakında geleceğim diye söz verdim
Bring me back, Bring me back to you
Beni geri getir, Beni sana geri getir
When we both wake up underneath the same sun
İkimizde aynı güneşin altında uyandığımizda
Time stops, I wish that I could rewind
Zaman durur, Keşke Zamanı geri getirebilsem
So close but so far away
Çok yakın ama bir o kadar da uzak

This pieces of us both under every city light and the shining as we fade into the night...
İkimizin de parçaları her şehir Işıklarının altında ve biz geceyi kanarttıkça onlar daha da aydınlanıyor...

Lütfen yorum yapın . . .

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 03, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Once Upon A Time (Cameron  Dallas)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin