Locked -minsung

11. yirmi üç

-Bu bölümde smut bulunmakta!🐥-

Hata varsa şimdiden Özür. İyi okumalar.

Jisung, küçük telefon tamircisi olan dükkanın önünde durmuş, elindeki kırık telefona baktıktan sonra nefes çekerek şeffaf kapıyı ittirmişti.

Klasik bir telefoncuya benzeyen beyaz dükkanda, masaya doğru ilerlemişti.

Adamla biraz konuştuktan sonra telefonun halledilip halledilemeyeceğini sormuş, adam düzeltebileceğini söylediğinde aşırı rahatlamış ve telefonu teslim ederek parasını da ödemişti. Pahalıya patlamıştı şerefsiz.

Jisung adama iyi günler dileyip dükkandan çıkmış, kenara park ettiği motoruna ilerlemişti. Üstüne oturup evinin yolunu tutmuştu.

-----------

Evine vardığında motorunu her zamanki yerine çekmiş, motorundan inmiş ve kaskını çıkarıp motoruna yerleştirmişti. Elini saçının arasına atıp düzelttikten sonra tişörtünü hafiften çekiştirmişti üstündeki sıcağın çökmesi adına. Cebindeki telefonu eline aldığında bir mesaj bildirimi görmüştü.

Polis bozuntusu: 'buluşalım'.

Jisung mesajın üstüne tıklayıp sohbeti açtıktan sonra parmaklarını klavyede gezdirmişti evine doğru telefona bakarak yürürken.

nerede?

Polis bozuntusu:
buluştuk zaten.

Ne?

Jisung mesajı anlamaya çalışırken kapıya geldiğinde cebindeki anahtarı çıkarmış ve yüzünü kapıya döndürmüştü.

O sırada kapıya sırtını yaslamış bir şekilde Jisung'a bakan polis, Jisung'un tepki vermeyip sadece suratına bakması yüzünden kıkırdamıştı.

"beklemiyordun herhalde. Uzun süredir bana yazmadın, bu yüzden geldim."

Jisung sabır çeker gibi gözlerini kırpıştırıp dudağını ısırdığında, elindeki anahtarı hızlıca Minho'ya fırlatmıştı. "bunun yerine sadece arayabilirdin."

Bunu beklemeyen Minho anahtarı bir şekilde yakaladıktan sonra kapıya dönüp anahtarı kilide yerleştirmiş ve açmıştı.

"Yüz yüze konuşmak her zaman daha iyidir. Nereden geliyorsun? Bugün hem çetede işin yoktu hem de normal işinde."

"Seni ne ilgilendirir?" Minho'nun açtığı kapıyı sertçe ittirip içeri girdi. Ardından Minho da geçip kapıyı kapattı. Anahtarı kenardaki bir sehpaya fırlattı.

"Ortağımın ne yaptığını öğrenemez miyim?"

"ortağının özel hayatı seni ne ilgilendirir?"

"birisiyle falan mı yattın?" Jisung bıkkınlıkla nefes çekerken arkasından onu takip eden Minho'yu görmezden gelerek odasına girip masasına motorunun anahtarını koymuş ve ceketini çıkarıp sandalyeye atmıştı.

"Gerçi sen öyle şeyler yapmazsın. Biliyor musun? Geçen bir bara gittim." Jisung hala Minho'yu umursamadan dolabına ilerlemişti.

"orada bir striptizci gördüm. Sana o kadar benziyordu ki sen olduğunu sandım. Ama senin vücudunun o kadar yapılı olmadığını hatırladım." kıkırdamıştı.

Jisung açtığı dolaptan aldığı tişörtü yatağına fırlattıktan sonra üstündeki beyaz tişörtü bir çırpıda çekip çıkarmış, bel üstünün kolyesi dışında çıplak kalmasını sağlamıştı.