HOT | minsung

11

Oylamayı ve yorum yapmayı unutmayın<3
______________________________________

"Ve karakter gelişiminin başladığı yer burası." diye Felix ve Hyunjin'e fısıldadı Seungmin. Bu özel öğle yemeğinde beşi bir yerde oturacaklardı. Ama Minho ve Jisung beraber bir bankta oturmaya karar vermiş ve bunu diğerlerine söylemişlerdi. Bunun ardından diğer üçü oturacakları yeri görebilecek bir yere saklanmışlardı. Seungmin gülümsedi, "Şimdi ihtiyacımız olan tek şey minsung momentı."

Felix "Seungmin, anlaşılan onlara dair büyük umutların var." diye homurdandıktan sonra havucunu ağzına tıkıp yemeye devam etti.

"Minsung için hayran kulübü açmalısın, hem başkan yardımcısı yerine başkan olabilirsin." dedi Hyunjin gülümseyerek, "Felix ve ben işletmene yardım ederiz."

"Hayır yapma-"

Hyunjin "Evet yapacağız." diye Felix'in sözünü kesti ve gülümsedi. "Bu yolda seni destekleyeceğiz."

"Nedense Minho'nun yeni kötü çocuk olacağını ve Jisung'un ona aşık olan masum çocuğu oynayacağını sanmıştım. Şimdiyse onları büyük sorunları olan inatçı bir çocuk ile yavru köpek gözleri olan uwu bir kıdemli hyung olarak görüyorum."

"Bu tanımlamalar da ne?" diye merakla sordu Felix, endişeli çıkan sesiyle "Kanka çok fazla garip şeyler düşünüyorsun." demişti.

Hyunjin "Şşş~ Şovu izliyoruz Felix." diyerek susturduğunda Seungmin başını sallayarak ona katıldı. Sonunda gelmişlerdi. Üçünün de bakışları Minho ve Jisung'u buldu. Jisung üzerindeki sakinlikle rahatça otururken Minho bağdaş kurarak banka oturmuştu. Oldukları yerden ne hakkında konuştuklarını duyamıyorlardı ama muhtemelen sadece normal bir konuşmaydı.

"Garip bir damak tadının olduğu belli, o yeşil çubuk her neyse tadı iğrenç." dedi Jisung Minho'nun yemeğindeki kerevizi göstererek.

"Buna kereviz deniyor Sungie." Minho iç çekti, kendini defalarca kez tekrarlamak sorunda kalmıştı. "Beğenmediğin için üzgünüm..."

"Neden üzgünsün? Denemek isteyen bendim, bu yüzden bu benim hatamdı." dedi karşısındaki çocuğu neşelendirmek için. "Sadece kereviz bana göre değil."

"Sanırım öyle..." dedi ve yemeğini bankın üzerine bıraktı. "Her neyse, günün nasıl geçiyor?"

"İyi."

"Sadece iyi mi?" diye sordu Minho kaşını kaldırarak. "Neden harika değil?"

"Biraz kestirebilseydim harika olurdu. Okul zor kanka, dersleri dengelemek ve doğru programı bulup uygulamak göz açıp kapayınca olmuyor. "

"Haklısın." dedi katıldığını belirtmek için. "Biraz kestirmek ister misin? Dersin başlamasına yarım saat var."

"Tamam ama nasıl?"

"Başını kucağıma koyup yatabilirsin ya da omuzlarıma yaslayabilirsin. Rahat olduğun sürece benim için sorun değil."

"Bununla iyi olduğuna emin misin?" diye aklından geçeni söylemişti Jisung. "Rahatsız etmek istemiyorum."

Minho'nun gözleri parladı, "Endişelenme! Beni rahatsız etmiyorsun!" dedi ve bacaklarını yere indirdikten sonra birleştirip yatması için bacağına hafifçe vurdu ve gülümsedi. "Hadi Sungie, bu küçük uyku sana ya da bana zarar vermez."

Jisung iç çekti, sonunda teslim oldu ve sırtının diğer üçüne dönük olduğundan emin oldu. Yüzu kızardığından dolayı utanç verici açıklamaları duymaktan nefret ederdi. Başını Minho'nun bacaklarına yasladı, yalan söyleyemezdi bacakları çok iyiydi. Gözlerini kapatır kapatmaz Minho'nun parmaklarını saçlarında hissetmişti. "Seni uyandıracağım, endişelenme."

Jisung hafifçe başını salladı, "T-tamam..."

Jisung sonunda uyuya daldığında Minho'nun kafası arkaya düştü ve kendisini uykuya sürüklenirken buldu. İkiside uyuyordu. Seungmin bir yandan onların fotoğrafını çekiyor bir yandan da sessiz çığılklar atıyordu. "İşte bu hepimizin ihtiyacı olan moment."