Hafif ılık rüzgar vuruyordu yüzüne sakince. Saçlarının birbirine girmesini onemsemeden ilerliyordu. Hayat bir şeylere darılmak, kızmak için fazla kısaydı, bunu farkındaydı.
'Anne gerçekten zorunda mıyız?'
"Mhm,"
'Lütfen, ben burayı terk etmek istemiyorum.'
"Kiara, bunu kaç defa konuştuk! Hem gideceğimiz yer yabancı değil."
'Peki...' diyip susmuştu. Genelde de hep böyle olurdu zaten. Ailesi ne derse o olur, asla sözünden çıkamazdı.
ardından içinden geçirdi 'ama ben tekrar arkadaşsız kalmaktan, dışlanmaktan... korkuyorum.'
yaklaşık 2 saattir yoldaydık, arka koltukta kardeşim hanna ile müzik dinliyorduk. Babamın '10 dakika sonra oradayız.' demesiyle içime dolan korkuyla karışık bu his...
Yeni evimiz aslında güzeldi. 2 katlı geniş bahçeli, beyaz dış çepeli tatlış bir evdi. Ama beni çekmiyordu. Etrafa bakındım, neşeli bir mahalleye benziyordu aslında.
"Kiara, hanna'yı da al da gidin biraz gezin. Bizde salonu yerleştirelim, gelince odalarınızı yerleştirirsiniz."
'tamam anne.'
zaten evin işleri önceden hallolmuştu, biz sadece eşyaları yerleştirip bitecekti. Annem ile babam nasıl dilerlerse öyle yaşıyorlardı hayatlarını, bize de onlara uyum sağlamak kalıyordu.
-Abla?
'mhm Hanie'
-korkuyo musun?
'oh, neden?'
-yine yanlız kalmaktan...
bir an durdum, Kardeşim benden 6 yaş küçüktü ama yaşıtlarına göre çok olgun bir kızdı.
'no nohh, ablan neden korksun bebişim. hem sen beni dert etme, yeni okul yeni bir yıl... asıl heyecanlı olmalısın.'
-mhm haklısın.
keşke büyümek zorunda kalmasaydı benim minik Haniem.
derin bir sessizlik sonunda 'woaa havada bugün çok güzel dimi?' diye esnettim kollarımı sağa sola.
-abla ben üşüdüm eve geçicem.
'oh? ama daha yeni- neyse hadi gel dönelim.'
-gerek yok ben kendim geçerim, zaten sadece düz yürüdük. Sen devam et.
'ahh saçmala-'
-abla lütfen sen devam et.
dedi ve yanımdan uzaklaştı.
onu böyle görmek beni çok üzüyordu, keşke daha iyi bir abla olabilseydim... 10 dakika geçmişti gideli, annemi aradım.
'anne Hanna geldi mi?'
"Hanna mı? yoo hayır."
'tamam.' dedim ve hızla telefonu yüzüne kapadım. Hemen geldiğimiz yolu koşmaya başladım, bir yandan da etrafa bakınıyordum. Hanna benim için çok değerliydi, başına bir şey gelirse başta kendimi affetmezdim. Paniklediğim için mi bilmiyorum ama etraftaki eşyalar üstüme geliyordu.
'Hanna!'
'Hanna'
'nerdesin... Hanna' arkam dönük ters yürüyordum önümü hızla dönünce ağaca çarpıp yere düşmem bir olmuştu. acıyla yüzümü buruşturmuştum, ardından dizime baktım; kanıyordu.
ardından Hanna'nın sesini duydum, dizimdeki acı kaybolmuştu sanki. Hızla ayağa kalktım, her adımımda daha da yakınlaşıyordu ses. sonunda sola döndüm ve:
ŞİMDİ OKUDUĞUN
WELCOME TO CARNIVAL🍷
Fanfic"maskeli balo mu? iyi de neden ben?" Kiara başına gelecekleri bilseydi hiç gitmezdi o baloya...