Felix;
Şuan saat 6 olmuştu ve ben, Nayeon ve Jisung ile Seungmin hyungun 2 gün sonra doğacak bebeğini konuşuyorduk.Bahçede çimenlerin üstünde oturuyorduk.( Seungun bebisinin dogumunu one aldim cunku cook ileride kaliyordu.)
Nayeon uzun bir sessizliğün ardından konuştu.
"Off keşke yarın doğsa bebiş. Yeğenimi görmek istiyorum. Eminim ki, en çok beni sevecek."dedi. Jisung diklendi.
"Hayır tabii ki! En çok beni sevecek."dedi. Ben ise gülümseyerek onları izliyordum.
"Ya Jisung! İlk ben dedim!"dedi Nayeon çıkışarak.
"Banane! Ben ne yapayım!"dedi Jisung. Nayeon elini Jisung'un saçlarına getirdi ve çekmeye başladı. Jisung da eksik kalmayarak Nayeon'un saçlarına geçirdi ellerini ve çekiştirmeye başladı. Gözlerimi büyülttüm ve diklenip onları ayırmaya çalıştım.
"Yah ne yapıyorsunuz!? Dursanıza!"dedim ve ellerini tutmaya çalışsamda kurtuluyorlardı.
"Hey! Kime diyorum ben!"dedim ama devam ediyorlardı.
"Beni sevecek en çok yeğenim ağlama!"dedi ve saçlarını çekmeye devam etti Jisung.
"Boş yapma seni yolarım Jisung!"dedi Nayeon. Ben yoruldum ve yerime geri oturdum ve bıkkınca onları izlemeye başladım. O sırada arkadan adım sesleri ile o ses duyuldu.
"Nayeon ve Jisung! Ne yapıyorsunuz siz?"dedi Hyunjin. Kurtarıcım geldi sonunda😍
Nayeon ve Jisung ayrıldı. Ben ise tepemde duran Hyunjin'e, birde ikiliye bakıyordum.
"Yeğenimin kimi daha çok seveceğini tartışıyorduk"dedi Jisung Nayeon'a bakmayarak.
"O bir tek senin yeğenin değil Ji."dedi Nayeon Jisung'a tip tip bakarak.
"Bebek daha doğmadı bile nesini tartışıyorsunuz?"Dedi Hyunjin. Yanağımda küçük bir sızlama hissedince yüzümü buruşturarak elimi yanağıma götürdüm. Çizilmişti galiba. Kanamıyordu neyse ki.
"Felix? Yanağın çizilmiş sanırım"dedi Nayeon ve yüzüme yaklaşarak elini çizilmiş olan yere götürdü. Hyunjin yanıma eğildi ve çenemden tutarak yüzümü ona çevirmemi sağladı. Gözlerini kısarak elini çizilmiş yarama getirdi.
"Kavga edecekseniz, benim eşimden uzak durun. Bakın ne yapmışsınız."dedi. Elini tuttum.
"Bir şey olmamış sadece çizilmiş, kanamıyor bile."dedim ve gülümsedim.
"Olsun çizilmiş sonuçta."dedi ve elimden tutarak kaldırdı beni.
"Biz gidiyoruz. Sizinde bir daha kavga ettiğinizi görmeyeyim."dedi ve ellerimizi birbirine geçirerek yürümeye başladı. Saraya girdik ve merdivenlerden çıktık.
"Acıyor mu?"dedi. Kafamı iki yana salladım.
"Acımıyor değil mi?"dedi yarama bakarak.
"Hayır hayır acımıyor Hyun. Çok uzattın sende"dedim ve gülümseyerek ona döndüm.
"Uzattım mı? Ben seviyorum sadece. Sevmek suç mu?" Dedi. Trip atarmış gibi odaya girdi elimi bırakarak. Kıkırdadım ve peşinden içeriye girdim.
"Yah hayır tabiki!"dedim ve ona yaklaştım. Masasının önüne geçti. Yanına geçtim ve kollarını tutmaya çalışsam da çekiliyordu.
"Ya ama.. Özür dilerim.."dedim mutsuzca ve ellerimi çekerek. Sırtı bana dönük olmasına rağmen minik minik bana bakmaya çalıştığını anladım.