16 (m)

16.1K 1.1K 1.1K
                                    

MRBMRBMRB

biz geldikkkk 🔥

eed alev emojisi cunku bolum biraz seyyyy

erotik sjsjdjjdckkf

blind date pt.2 ile karsinizdayiz bebisler!

ve acikca belirtmeme gerek var mi bilmiyorum o m harfinden sonra ama yetiskin icerik mevcut 👉👈

biliyorum, yetiskin icerikli duz yazi bolumu yazmak kadar bu icerige yorum yapmak da zor ama ben yazmisim o kadar, siz de yorum yapin tamam mi

cunku en hoslasmadigim seylerden birisi bu bolumlerde yorum sayisinin azalmasi, bazen sevk kirici oluyo 😔

nys cok agladim ins kiyamazsiniz bana da bussuru yorum yaparsiniz ✨

İYİ OKUMALAR!

***

Jeongguk aynı odada, aynı zifiri karanlıkta ilkinden daha büyük bir heyecanla bekliyordu şimdi. Titreyen parmaklarının arasında duran telefonunun ışığı yüzüne vuruyordu. Vante'nin attığı son mesajı sanki defalarca okumamış gibi tekrar ve tekrar okuyordu.

vante:
ışığı aç ve arkanı dön
ardına bakmayı aklından bile geçirme

Daha fazla gecikmeyip telefonunun fenerini açarak kapının yanındaki lamba anahtarına vardı. Işığı açtıktan sonra tedirgince aydınlanan çevreye bakmış, sanki dediğini yapmayı geciktirdiği için suç işlemiş gibi hızla eski yerine geçerek ardına dönmüştü.

Yarım at kuyruğu şeklinde topladığı saçlarından firar eden birkaç zarif tutamı kulağının ardına sıkıştırdı yeniden çıkacağını bile bile. Birkaç dakika boyunca önünde üst üste istiflenmiş masalara baktı. Gözlerini kapatmalı mıydı? Zira kendisine hiç ama hiç güvenmiyordu. Bir anda arkasını dönebilirdi. Ona karşı çok fazla dile getirmiyor olsa da Jeongguk Vante'nin kim olduğunu öğrenmek için yanıp tutuşuyordu.

Doyumsuzluğunun kendisine neler yaptıracağını kestiremiyordu.

"Bakmayacaksın." diye mırıldandı kendi kendisine gözlerini birkaç saniye de olsa kapatarak. Derince bir nefes aldı. Tam da bu sırada duyduğu kapı kolunun indirilme sesi tüm odaklanma ve kendisini dizginleme çabasını yerle bir etmiş, ciğerlerini dolduran havanın kendisinden bağımsız bir şekilde dudaklarından firar etmesine sebep olmuştu.

Yine aynı adım seslerini duyuyordu. Her adımda yüreğine yerleşen baskıyı hissediyor, kulaklarına değin sebebi olmaksızın kızarıyordu. Hafif bir kumaşa sürtme sesi işittiğinde zorlukla yutkundu. Bu sesi neye yorması gerektiğini dahi düşünemeden özlemden içini kavuran sıcaklığı hissetti sırtında.

Her şey ikinci kez aynı yerde vuku buluyordu; aynı heyecan, aynı bilinmezlik, aynı tansiyon ve aynı kalp çarpıntısı... Tüm doyumsuzluğuyla ardına yaslanıp sırtını Vante'nin gövdesiyle buluşturduğunda duyduğu tok gülüş içini yaktı. Büyük olan bununla yetinmiyormuş gibi çenesini Jeongguk'un omzuna bastırmış, dudaklarını şakağına sürterek belli belirsiz mırıldanmıştı. Jeongguk gözlerini kapatmadı, lakin herhangi bir şekilde yana meyledip bakmak için çaba da harcamadı. Sadece yanağını huylandıran tutamların etkisiyle kıkırdamamak için uğraşıyor ve bir de bayılmamaya çalışıyordu.

Bir anda bu kadar cesur bir hamle beklememişti. Işıklar açıktı, istese birkaç saniye içerisinde, minik bir baş hamlesiyle zihnini tamamen ele geçirmiş bu adamın kim olduğunu öğrenebilir, kirli hayallerindeki yüzü bilinmezlikten kurtarabilirdi. Lakin yapmadı. Uysal bir kedi gibi mırıldanıp yanağını onun dudaklarına doğru sürterek sevgisini ve ilgisini beklediğini belli etmekten başka bir şey yapmadı küçük olan.

peña | taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin