mrb mrb mrb
kavustuk sonunda heee
ve benim yine acelem var cok sasirdiniz dimi
o yuzden yine cok gevezelenmeden gidiyorum
yorumlarinizi bekliyorum satirlarin icine icine boyle CUNKU BU BOLUM BAZİ SEYLERİN UFAKTAN ACİGA CİKMAYA BASLADİGİ OZEL BİR BOLUM 😏
NEYSEM HEPİNİZE İYİ OKUMALAR DİLİYORUM VE SİZİ KOCCCCCAMAN SEVİYORUM TAMAM Mİ 😭
optum hepinizi kokulu kokulu
***
keane- somewhere only we know
Sokak lambasının aydınlattığı ağaçlı yollar, geniş yolun çevrelediği lüks villalar, bir süre sonra ulaştıkları ıssızlık ve ardından şehrin kalabalığına karışmaları...
Jeongguk gelirken gözünü dahi kırpmadan Taehyung'u izlediği bütün bir yolu yeniden dönüyorlarken sadece dışarıyı izlemişti ve izlemeye devam ediyordu. Başı cama yaslıydı. Taehyung klimayı son seviyesine kadar açtığı için içerisi bunaltıcı bir sıcaklığa ulaşmıştı. Önce doğrulup montunu çıkardı. Bunu yaparken Taehyung'un kendisine dikiz aynasından attığı kaçamak, kısa bakışı hissetse de herhangi bir karşılık vermemişti. Hâlâ gereğinden fazla bunaldığını fark ettiğinde camı açmak için düğmeye bastı.
Taehyung'un bir anda camı geri kapatması ve ona ters bir bakış atıp yola dönmesi gecikmemişti.
Jeongguk yorgun ve kırgın gözlerini sevgilisine çevirdi. Bir süre görmezden gelinse de kırmızı ışığa takıldıklarında tekrar küçüğüne döndü Taehyung.
"Terliyorum, çok sıcak oldu." dedi dümdüz sesi kendisine bile yabancı gelirken. Taehyung birkaç saniye gözlerini kısarak onun gözlerine bakmaya devam etti. Ardından bir şey demeden önüne dönüp kilitlediği düğmeyi açmış, Jeongguk'un camı tekrar açmasına izin vermişti.
Serin hava suratına çarparken ürperse de bir nebze olsun nefes alabilmenin huzurunu hissetti küçük olan. Geçtikleri işlek caddeden yükselen gürültü kulağına ulaşamıyordu. Zihninde sadece tek bir anı barındırıyordu Jeongguk ve bozuk kaset gibi sürekli başa sardırıyordu.
Taehyung'un Bhyun'un söylediklerini işittikten sonra elini bırakışı, ardına dönüşü ve üzerine atılışı...
Sahnenin tam burada kesilmesini bütün yüreğiyle istemişti lakin gösteri devam ediyordu. Taehyung cinnet hâliyle Bhyun'un yakasını kavrarken bay Kim'in araya girmek istese bile sadece yanlarına adımlamakla yetinmişti. Oğlunu tanıyordu. O sinir harbiyle gözünün kendisini bile göremeyecek kadar dönmüş olduğunu göz önünde bulunduracak kadar iyi tanıyordu hem de.
"Taehyung." demişti bayan Kim korku ve üzüntüyle. Jeongguk'la kesişmişti sonra kırgın bakışları. Üvey annesi olduğunu Bhyun'dan duyduğu için gözlerinde bariz bir mahcubiyet vardı lakin bu Jeongguk için küçümsenecek bir durum değildi. O an bunu tartamayacak kadar yıpranmıştı sinirleri. Uyumak ve her şeyi unutmak istiyordu.
Bhyun'a hiç bakmamış olmak, yakasını kavrayan Taehyung'a bakarken dolu gözlerine sinen o korku ve kırgınlığı hiç görmemiş olmak istiyordu. Bhyun Jeongguk'a dahi bir kere bile bu denli hissederek bakmamıştı.
Nefretten doğan bir ilişkileri olmadığını anlamamak için kör olmak gerekiyordu. Zira ettiği lafların ağırlığına rağmen o bakış durdurmuştu Taehyung'u. Sadece sırtını izlediği anda bile öfkesinin sekteye uğradığını gevşeyen ellerinden ve bedeninden anlayabilmişti. Sonrası hızlıydı. Taehyung öfkesinin zerresini taşımayan, zararsız bir güçle Bhyun'u ittirerek yakasını bırakmış, ardına dönerek Jeongguk'un elini tekrar tutmuş ve evi onunla birlikte terk etmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
peña | taekook
Fanfiction"sen ve ben; bu dünyaya sığmıyoruz." texting+düz yazı @ggukfortae için ✨