THE SWAN//RANPOE//

aimed to kill

Saçlarını okşadım,
Yavaşca.
Her şeyin iyi olacağını söyledim,
Ama ben bile endişeleniyordum...
--------------------------------------------------------------

Edgar'dan gelen bir zarf aldığımda bir davanın tam ortasındaydım.

Bu gene bir balonun davetiyesiydi.

Nerden buluyordu bu baloları?

Kime çatmıştım ben?

Sorgulamadım.

Sadece onunla tekrar konuşacak olmanın verdiği heyecanı dizginlemeye çalıştım.

Bunun ne gibi bir duygu olduğunu bilmiyordum ve ya neden kalbimin böyle olduğunu.

Davayı bir an önce bitirmem gerektiğini anladığımda sadece gözlüğümü taktım ve etkileyici konuşmalarımdan birini yapıp bitirdim bu işi.

Eve gittiğimde herşeyimi bir kenara attım.

Bu gün boştum, kafam dağınıktı.

Ne kadar sevmesem bile biraz şarap iyi gidebilirdi.

Elime aldığım rastgele plağa baktım

"Moonlight sonata"

Hangisi olduğu hakkında bir bilgim yoktu sadece yavaşca yerine yerleştirdim ve çalmasına izin verdim.

Elime aldığım şaraba bir bakış attım aynı müziği aldığım gibi onu da rastgele almıştım raftan. Zaten nadir içerdim ve alırken ne olduğuna bakmazdım.

Kendimi yavaşca sarhoşluğun tatlı uykusuna bırakırken son hatırladığım şey arkadaki müziğin ihtişamıydı.

.

.

.

.

.

Kafam karıştı lan daha 4. Bölümden hiç ranpoe gösteremedim. Bu arada klasik müzikler güzeldir tavsiye ederim 😌 neyse görüşürüzzz.