Bölüm 2

235 15 5
                                    

Kulağımda kulaklığım kulağım da tek rahatlama yolum olan *Metallica* grubunun
*master of puppets* şarkısı ile yürüyordum.
Saat umurumda değildi, ama saate baktığımda saat 03:38 di saat geç oluğu için dışarıda kimse olmadan rahatça dolaşabilirim diye geç bir saati beklemiştim. Ama kitap okumaya dalıp saatin üçe geldiğin fark etmedim, ama bu buraları keşfetmem için bi engel değildi.

Bi tane mahalleye girdim biraz karanlık, ama sokak lambaları aralıklı aralıklı yanıyor.
Kumral saçlarımı hızlıca at kuyruğu yapıp arkasında ne deseni olduğunu bilmediğim Sweatshirtümün kapşonumu kapattım. Mahalle karışık bir yere benziyordu "biraz dolanıp çıkıcam zaten, sonra eve geçerim karım acıktı." diye geçirdim içimden, mahallenin kaldırımlarını eze eze dar sokaklara doğru ilerliyorum, gözlerim dünün yorgunluğu ile kapanmaya hazır gibi olunca, şarkının sesini biraz daha açarak geri çevirdim.

Daha dar sokaklara girdiğimde bir grup gördüm 3 kişiydiler. Çok karanlıktı ama gözlerim karanlığa alıştığından herhalde, onları görüyordum, kulaklığımı kulağımdan çekip çıkardım.
ikisi orta boyluydu, Üçüncünün boyu diğerlerine göre daha uzundu sadece onun ağzında sigara vardı, ağzında ki sigara ateşi yüzünü biraz olsun görmeme neden oldu. Gözünün altında yara mı vardı? Yoksa karanlıktan dolayı yanlış mı görüyordum bilmiyordum. okuduğum kitaplar da ki kızlar kadar cesur değildim, tabii ki ürkmüştüm ilk defa dolaşmaya çıktığım bir yerde bu saatte tek başıma ne işim vardı ki? Neyime güvendim bu kadar? 6. Sınıfta bir sene gittiğim taekwondo'ya mı?

Çocuklar bana dikkat kesilince birkaç saniye bakıştık, ben de ani bir hareketle arkamı onlara dönüp hızlı adımlarla geri geldiğim yoldan dönücektim ama arkamdan

"Korktun mu lan!"

Sesi durmama neden oldu. Sonra burda tehlikede olduğumu hissettim. Daha hızlı yürümeye başladığımda, bol giyinmiş ve kapşonumu kapatmış olmayı akıl edebildiğim için şükür ettim. Arkamdan adım sesleri gelmeye başladı

"Buralara gelebilecek götü buldun, ama kavga edebilecek götün yok mu la?!"

Bunu söyleyen kişinin sesi çok kalındı ve çok sert bir şekilde söylemişti. Korkmuştum.

"korkma amaa sana zarar vermicezz sadece kemiklerini kırmak istiyoruz"

Dalga geçer gibi söylemişti, daha hızlı adımlamama neden oldu bu cümle.
Arkamdan gelen hızlı ayak sesinin koşmaya başladığını duydum, bunu duyunca ben de komaya başladım 1.75 boyundaydım ve hızlı koşuyordum. Buna ramen bir anda kolumu birisi o kadar hızlı kavradı ki, bu bi anlık sessizce inlememe neden oldu.
Çocuk beni kendine çevirirken

"kaçmak daha mı kolay geldi pezevengin evladı?"

Diye bi soru yönetirken sesi cümlenin
sonuna yaklaşırken fısıltıya dönüştü.

sokak lambasının biraz altında sayılırdık ve ışık yüzümüzü aydınlatıyordu.
Kısık ve siyah gözler gözlerime kenetlendi.
Bu aralarında ki en uzun olan çocuktu.
Boyu 1.90 vardı.

Aniden rüzgar esti ve kapşonum açıldı, rüzgarın esmesiyle beraber bu havada kısa kollu giyen dövmeleri olan bu iri adamın kokusunun burnuma gelmesine neden oldu, sigara ve acı badem kokusu zaten olan uykumu bir anda daha da ağırlaştırdı.

kolumu sıkan parmakları gevşedi

"özür dilerim ben seni sezer sandım. "

Evet gözünün altında bir dikiş izi vardı.

Arkadaşları yanımıza nefes nefese kalmış bir şekilde koşarak gelirken

"nereye gidiyorsun orospu çocuğu!"

Arkadaşına döndü ve bu hareket yan profilini görmeme neden oldu, kalın ve dolgun dudaklara sahipti, gözleri badem ama kısıktı, burnu bir erkeğin sahip olabileceği erkeksi ama en güzel burundu.

"lan sus! sezer değilmiş kızın biriymiş işte. "

Kafasını bana çevirdi, onlara kocaman olmuş gözlerle bakıyorudum. Kolumu çektim ve

"Dokunma!" diye bağırdım

Ama kolumu bırakmadı, geceyle aynı renk ve dağınık saçları sarsıldı ama bedeni tıpkı bir demir gibi, sarılmadı.

"korkma biz öyle insanlar değiliz, yanlış anladın, seni başka birisi sand- "

Duraksadı

"senin bu saatte burda ne işin var kızım. Gece gece kafayı mı yedin?"

"Sana ne be! kim olduğunu bile bilmiyorum sana hesap mı vereceğim ?"

Yanındaki koyu kahve rengi ve dalgalı saçları olan çocuk

"Abi tamam kız korkuyor zaten, bırak kızın kolunu, daha çok korkmasın."

Diye bi fikir attı ortaya, evet korkmuştum ama şu an anlıyordum ki onlar gerçekten  başkası sanmış.

Bu sefer diğer çocuk konuştu, saçı üç numara, uzun kirpikli ve simitçi bıyığı olan

"Bence bırakmayalım kesin sezer korktuğu için kız gönderdi. "

"Ne sezeri? Ne kızı ya? Siz iyi misiniz be, bu saatte beni sınamaya mı geldiniz?"

Bana yukarıdan yukarıdan bakarken, hala kolumu tutuyordu.

"Evet bak kendin de dedin "bu saat" bu saatte burda ne işin var? Buralar çok tehlikeli."

Saçları dalgalı olan çocuk

"Belli ki buraların yabancısı, kesin yeni taşınmış yoksa mahallede bu saatte gezilmeyeceğini bilmesi gerekirdi. Hem burda yaşıyor olsa illa ki tanırdık."

"Evet, yani size ne bırakın gidicem. "

Tekrar rüzgar esti ve gerçekten bu koku beni öldürecek sandım bir an. bu neydi böyle? Uyku beni en derin kuytularına çekiyordu resmen.

"Tamam yeterince korktun bence, hadi eve git. daha fazla dolaşırsan bu sefer karşına bizim gibiler çıkmaz bilmiş ol."

"Sana ne be daha mahalleyi gezmeyi bitiremedim, mahalleyi gezeceğim ben. "

Koyu bakışları sanki on kat daha koyulaştı ve

"Sana eve git dedim. "

"Bana emretme! " Bu dediğim onu susturmuştu, belki de duraklamasına neden olmuştu. 6 saniye kadar bakıştık

Saçı üç numara, uzun kirpikli olan çocuk sessizliği bozarak:

"Abi ilk kez bir kız seni susturuyor he, ben galiba harbi sarhoş oldum."

Diyerek zevzek zevzek gülmeye başladı.

Koyu bakışlarını gözlerimden ayırmadan

"Kenan! sus abi."

"Tamam Demir, ortalık yatışsın diye şey ettim."

"Etme Kenan, etme."

"Tamam" dedi mahcup bir sesle.

"kolumu bırakırsan gideceğim çocuk."
Diye çemkirdim.

"Önce bi sorum olucak öyle bırakırım kumral kız."

Kumral kız mı? Ben mi?

"söyle yabancı."

"yeni mi taşındın harbi?"

"Evet, şimdi bırakırsan gideceğim."

Kolumu bıraktı, arkamı döndüm, adımımı attım, tekrar bileğimi tuttu ve kendine çevirdi.

Ona anlam veremez gözlerle baktım, o da bana göz kırptı.

"mızıkçı" diye fısıldadım onun duyabileceği şekilde. Dudağının kenarı hafifçe kıvrıldı.

"İsmini söyle, söz özgür bırakıcam."

"kumral demen yeterli."

"eyvallah kumralım. "

Kumralım..

Bileğimi onun büyük avucundan kurtardım ve arkamı dönüp hızlı adımlarla ilerledim.

Sokak Lambası Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin