1. Bölüm

245 23 111
                                    

Sabah gözlerini defalarca kez görmeye alıştığı rüya ile açtı genç adam rüyanın etkisi ile yüzünde hafif bir gülümseme oluşurken yan tarafındaki gördüğü boşluk onu gerçeğe döndürmüş yüzündeki gülümseme yerini terk etmişti. Eli yan taraftaki boşluğa giderken gözlerini kapattı hüzünle eskiden yattığı yatakta eşi Defne olurdu sabahları ilk onun yüzünü görüp içi huzurla dolardı ama şimdi onu göremiyordu bile. Gözlerini açtı derin bir iç çekti kendi tarafında bulunan fotoğrafı aldı özlemle o fotoğrafa baktı.

Defne ile en mutlu günlerinden kalan düğün fotoğrafına baktı. O gün o kadar mutluydu o kadar heyecanlıydıki bunu tarif bile edemezdi Defne güzelliği ile aklını başından almıştı onun, gerçi hala alıyor ya orası ayrı bir mevzu.

Defne aşık olduğu ilk ve tek kadın, hayatının aşkı, biricik eşi. Onunla üç sene önce tanışmış ve kısa sürede hayatının merkezine girmeye başarmış aşık olmuştu ona, bu aşkı içinde tutmayıp ona açılmış ve dolu dizgin bir aşk yaşamaya başlamışlardı. Ömer'in Defne'yi sevdiği kadar Defne'de onu seviyordu bunu bile bile bir adım atmış sonunda duygularına karşılık alabilmişti Ömer.

Sevgili oldukları dönemde onu üzmemeye özen göstermiş herkesten her şeyden çok onu önemsemişti. Başta aralarına bir sürü engel girsede ikiside bunları aşmış iki yıl önce muhteşem bir düğün ile bunu taçlandırarak evlenmişlerdi. Karı koca olmuşlar birbirlerine yeni bir hayat kurmuşlardı.

Hatta ilk bir buçuk sene Defne içinde Ömer içinde rüya gibi geçmiş, mutluluktan havalara uçacaklardı neredeyse. Ama altı ay önce rüya bitmiş ikisi için kötü günler filizlenmişti. Altı ay önce kısa bir tartışma ile araları bozulmuş onları birbirinden uzaklaştırmıştı. Başta birkaç gün sürecek diye düşünürken aradan bir ay geçmiş yatakta birbirlerinden uzak yatmaya başlamışlardı birkaç ay sonra ise odalarını tamamen ayırmışlardı. Şimdi ise aynı evin içinde iki yabancı gibilerdi. Ömer misafir odasında kalıyor Defne kendi odalarında kalıyordu her ne kadar aynı evde olsalar bile birbirlerini gördükleri anlar çok azdı.

O zamanlarda aralarında ne bir diyalog geçiyor ne de bakışma sadece sessizce yapacaklarını yapıyorlar sonrasında ise odalarına gidiyorlardı ikiside. Her ne kadar iki yabancı olsalar bile Ömer onunla olduğu anları seviyordu. Bir şekilde kokusunu içine çekiyor onu izliyor mutlu oluyordu. Kısa bir an için bile olsa Defne onun yanındaydı daha ne isterdi ki.

Bu düşüncelerden bir şekilde sıyırılıp yatağından kalktı. Önce güzel bir duşa girdi biraz bile olsa kendini rahatlattı sonra duştan çıkıp işe gitmek için hazırlanmaya başladı. Beyaz gömleğinin son düğmesinide ilikleyip üzerine lacivert bir ceket giydi. Bu sırada iyice kurumuş olan saçlarını düzeltti son olarak parfümünü sıktıktan sonra telefonunu ceketinin iç cebine koyup odadan çıktı.

Aşağıdan gelen sesler ile Defne'nin uyandığını anlamış mutfağa onun yanına gitmeye karar verdi. Tam tahmin ettiği gibi Defne kahvaltı hazırlıyordu. Tezgahta bir şey ile ilginediği için onu fark etmemesine şaşırmaştı. Kızıl saçları beline kadar uzanırken önüne gelmesin diye toka takmıştı saçına gözleri hayranlıkla saçlarında dolaşırken Defne'nin ona dönmesi ile toparlandı.

"Ömer günaydın. Ne zaman geldin fark etmedim."

"Sanada günaydın Defne. Şimdi geldim tezgahta bir şey ile ilgilendiğin seslenip korkutmak istemedim."

"Anladım."

Bu son sözden sonra ortaklıkta uzunca bir süre sessizlik oluştu, huzursuz edecek bir sessizlik. Eskiden bu mutfakta Defne kahvaltı hazırlarken Ömer sürekli karısı ile uğraşır onun yüzünü güldürürdü bu mutfak Defne'nin kıkırtısı ile şenlerdi, ama şimdi o tablodan eser kalmamış mutfak derin bir sessizliğe mahkum edilmişti.

İki Yabancı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin