18.BÖLÜM

1.2K 115 53
                                    

            Mehmet Güreli- Kimse Bilmez 🎶

Elindeki telefonu küfür ederek yere savurdu Seyran.
Böyle olmamalıydı. Böyle olamazdı.

Birkaç gündür düşündüğü tek şey Ferit'in onu sevmesiydi ama şu an, Ferit sevdiğini söyleyerek  bırakmıştı onu.
Darmadağın olmuş bir vaziyette balkona çıkarak derin bir nefes aldı.

Hissettiği tek şey büyük bir boşluktu sadece. Hemde çok derin bir boşluk.
Ferit hasta olduğunu söylemişti. Ve dahada önemlisi öleceğini söylemişti Seyran'a.

Seyran kafasında geçirdiği cümleler ile huzursuzca yeniden evine girdi.
Ferit'i aramayı denese de telefonu kapalıydı. Ya da onu engellemiş olabilirdi.
Tekrar küfürle telefonunu yere atarken, uzun zamandır tuttuğu göz yaşlarını serbes bıraktı.

(Üç hafta sonra... Seyran'dan)

Güneş'in oturduğu yerden bana ters ters bakmasıyla elimde olmayarak güldüm.
Bana ters ters bakıyordu, çünkü 4-5 gündür can sıkıntımı dindirmek için Güneş'e kıyafet dikip duruyordum.
Güneş ise bu durumdan fazlasıyla sıkılmışa benziyordu.

"Bakma bana öyle. Başka ne yapayım Güneş? Sen söyle hadi. Eğer bir şeylerle meşgul olmasam aklıma o geliyor ve aklıma onun gelmesi canımı acıtıyor."

Güneş bana kısa bir bakış atarak gözlerini kapatarak uyumaya başladı. Evet tam bir uykucuydu benim kedim.

"Bir tek sana anlatabiliyorum dertlerimi. Senin ise umrunda değil."

Kapının zil sesi evde yankılanırken, elimdeki kumaşları yere bırakarak ayağa kalktım.
Normalde kapım pek sık çalmazdı. Hatta iş dışında hiç çalmaz diyebilirim.
Ha birde arda uğrayan Sibel ve komşular var tabi.

Yorgun gözlerle kapıyı açarak kimin geldiğine baktım.

"Merhaba."

Diyen kadına gülümseyerek bende 'merhaba' dedim. Kadın büyük ihtimalle 35-40  yaşlarında olmalıydı. Çok güleryüzlü ve güzel bir kadındı. Ama onu daha önce gördüğümü sanmıyordum.

"Şey. Ben bi üst katına taşındım da."

"Ah öyle mi? Hoş geldiniz o zaman. Ben Seyran."

Gülümseyerek elimi uzattım. Elimi sıkarken konuştu.

"Çok memnun oldum Seyran. Ben bir şey isteyecektim de."

"Buyrun söyleyin lütfen."

"Makasa ihtiyacım var. Sende var mı acaba?"

"Tabiki var. Bir dakika bekleyin getiriyorum hemen."

Diyerek hızla evime girip çalışma odamdaki makasımı alıp kapıya doğru giderek kadına uzattım. Teşekkür ederek aldı.

"Akşama işim biter. O zaman getiririm makasını."

"Hiç önemli değil. Ne zaman isterseniz o zaman getirin."

"Peki. Teşekkür ederim."

Dedi gülümseyerek. Tam gideceği sırada onu durdurdum.

"İsminizi söylemediniz?"

"Ah evet. Kendimi tanıtmayı unuttum. İsmim Yeliz."

"Memnun oldum. Yeliz hanım."

"Hayır hayır. Sadece Yeliz demen yeterli."

"Çok genç görünüyorsunuz ama sanırım yaşınız benden büyük. Sadece isminizle hitap etmek istemem."

"Ne kadar tatlısın. Yeliz abla demen yeterli o zaman."

YALI ÇAPKINI  (Yarı Texting)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin