15

533 45 11
                                    

"aşkım seni öpmek istiyorum ama sakın korkma tamam mı? benim, sevgilin, park jimin."

jimin yaklaşık bir saattir aynen bu tarz cümlelerle sevgilisiyle dalga geçerken aldığı keyfi anlatamazdı bile. yan yana geldikleri andan beri, gözleri birbirlerine değdiği ilk andan beri kahkahaları susmuyordu. ayrıca, tüm bu olanlardan sonra, hissettikleri çöküşten ve mahvoluştan sonra, tekrar yan yana olmak, tekrar birbirlerinin gülüşlerinin nedenleri olmak öyle iyi gelmişti ki onlara... uzunca bir kuraklığın sonrasında kana kana su içmiş gibilerdi adeta.

"ben öyle birini tanımıyorum," dedi jeongguk koltukta kendini kaydırıp iyice diğerine yaklaşır ve aralarında boşluğu kapatırken. "ama sizinle öpüşmeyi çok isterim."

"ya," harfleri uzatarak cilveli sesiyle konuşan jimin alaycı bakışlarının yanında, ellerini karşısındakinin ensesinde buluşturdu. uzamış saçlarını parmaklarına dolarken yüzündeki ifade jeongguk'u hiç olmadığı kadar kışkırtıyor vaziyetteydi. "sevgiliniz buna kızmaz mı peki?"

jeongguk dilini damağına vurarak çıkardığı sesle söylenen sevgilinin kızmayacağını belirtirken gözlerinin odağının yalnızca dolgun dudaklar olmasını engelleyemiyordu. kendi dudağında dilini gezdirip dişlerinin arasına almadan önce konuştu.

"kızacağını sanmıyorum."

"siz öyle diyorsanız..." derken çoktan kendini teslim etmişti bile sarışın. aralarındaki bu oyunun kendisini iyice heyecanlandırdığını itiraf edebilirdi, çabucak bir şeyler olsun istiyordu artık, sevgilisinin dudaklarını hissetmek istiyordu.

ama jeongguk sanki jimin'in inadına hareket ediyormuş gibi yüzündeki sinsi sırıtışla geri çekildi. orta masaya koyduğu cips tabağını ve kolasını kucağına alıp geriye yaslandı ve çoktandır açtıkları ama neredeyse hiçbir saniyesini izlemedikleri filme döndü. rapunzel.

"bu neydi şimdi?" derken kaşlarını çatmış kollarını göğsünde birleştirmişti jimin. oyuncağı elinden alınmış bir bebeğe benziyordu, birden kesilen temasları neredeyse ağlatacaktı kendisini.

"sevgilimin kızabileceğini düşünmeye başladım da birden." cümlesinin ardından kendisine dönen ölümcül bakışları fark etmişti tabii, ama dönüp buluşturmadı gözlerini onlarla. onun yerine, yüzündeki sırıtış büyürken ağzına cips sıkıştırmaya devam ediyordu.

"ben ne zaman beyaz atlı, kurtarıcı prensimle karşılaşacağım," derken jeongguk'un oyununa katılmaya karar vermişti jimin, odağını ondan almış ve aynen onun gibi ekrandaki filme dönmüştü, tek kişiyle oynanmazdı ya. "halbuki rapunzel'inkinden daha güzel bir tonda sarı saçım var."

"şarkı söyleyince parıldamıyor ama."

jimin omuz silkip kucağındaki cipse uzandı, biraz uzunca süren uğraşından sonra hiç kırılmamış bir parçaya ulaştığında aydınlanan yüzünü görünce jeongguk kıkırdamasını engelleyememişti.

"bu bir prensim olması gerektiği gerçeğini değiştirmiyor."

"üzülme güzelim," kendisine dönen yüze bakıp gözünü kırpmadan önce devam etti. "prensin tam yanında duruyor."

"hani sevgiliniz vardı sizin jeongguk bey? ne kadar da sadakatsiz biri çıktınız siz böyle."

jimin'in aksi sesiyle söylediklerinden sonra jeongguk gülmesini tutamamıştı. çok geçmeden jimin'in de az önceki halini bırakıp gülmesine katılması ortamı hiç şüphesiz daha keyifli bir hale sokmuştu. haliyle, jeongguk dayanamadı ve kafasının yanından tutup kendisine çektiği sevgilisinin saçlarına bir öpücük kondurup omzuna yatırdı. hemen ardından kendi bedenini saran kollara gülümsedi. temas bağımlısı.

tabii, jimin'in ellerinin temasının farklı şekillere evrilmesi çok sürmemişti. o da yetmiyormuş gibi çenesini sarıldığı göğüse dayayıp kirpiklerinin altından etkileyici bakışlarını kendisine döndüren sevgilisine karşı koyabilmesi git gide imkansızlaşıyorken aynı şekilde ortamın da git gide daha da sıcaklıyor olduğunu iliklerinde hissediyordu. pür dikkat ona bakan sevgilisine dönmeden önce ekranda gördüğü son sahnenin ise o gün, o filmden görebileceği son şey olacağından pek tabii emindi aslında.

"ayrıca flynn rider bir prens değil?.."

jimin gülerek kafasını olumsuz şekilde sallarken aynı anda oturduğu yerde yükselerek yüzleri arasındaki mesafeyi de sıfıra çekmeye çalışmıştı sevgilisinin dediğinden sonra. dudakları hırsla birbirine girişmeden ve vücudu hızla diğerininkinin üstünde yerini almadan önce söylediği şey ise o gece için tam olarak kurabildiği son cümle olmuştu.

"aynen senin olmadığın gibi."

SON.

tatlislardi 🥺 aynı sizin gibi 🥰
okudugunuz icin tesekkur ederim, baska kurgularda gorusmek uzere ❤️

tailor of chaosHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin