Apocalypse - BxB

İtiraf

Oğuz / Murat
Saç kurutma makinesinin sesiyle gözlerimi araladım. Pikeyi üstümden atıp gerildim. Bu hafta yapmam gereken 2 proje vardı ve ben sabaha karşı uyumuştum , Oğuz makineyi çalıştırmasa daha uyanmazdım . Boş boş halıya baktıktan sonra yataktan kalkıp lavaboya doğru yürüdüm. Oğuz işini bitirmiş olmalı ki mutfaktan sesler geliyordu. Yüzümü yıkadıktan sonra bende mutfağa geçtim. Oğuz kafasında kurbağalı taç , elinde bıçakla şarkı mırıldanarak salatalık doğruyordu. Her gün bu görüntüye uyanıcaksam kahvaltıyı kutsallaştırabilirim. Oğuzun " Günaydın" demesiyle ona döndüm. Yüzünde ufak bir tebessüm vardı. "Günaydın". Doğradığı salataları tabağa koyduktan sonra tekrar bana döndü. " Niye dikiliyorsun otur hadi ". Oğuza bakmayı bitirerek sandalyeyi çekip oturdum. Oğuz da doğradığı salataları da alarak yanımdaki sandalyeye oturdu. Biraz okul biraz da ev arkadaşlığımız hakkında sohbet ettik.
Aklıma bilinmeyenin Oğuz olduğu geldi. Öğrendiğimden bu zamana kadar bir hafta geçmişti. Artık itiraf etmesini istiyordum çünkü ondan hoşlandığımı far ettim. Neden ben bir şey yapmıyordum peki ? Anlık gaza gelerek bilinmeyeni aramaya karar verdim. İnşallah salaklık yapıp diğer telefonunu getirmiştir diyerek telefonumu çıkardım. Oğuz'un gözleri bana döndü. "Kimi arıyorsun ? "Bende ona bakarak cevapladım. "Bir arkadaşım ya "diyerek arama tuşuna bastım. Ve tam da istediğim gibi oldu oğuzun masadaki telefonu çalmaya başladı ve ekranda murat yazıyordu. Bunu görünce telefon ekranını ona göstererek göz kırptım, benim ekranımda oğuz2 yazıyordu. İlk bana sonra telefonuna ve benim telefonuma baktı. Yanakları anında kızararak gözleri dolmuştu. Sonra ise koşarak odasına gitti. Arkasında kafası karışık beni bırakarak. Şu an ne yapmalıydım bilmiyorum. Yanına gidebilirim ya da gidip uyuyabilirdim. Kafamın içi susmadığı için kalkarak oğuzun odasının önüne giderek kapıyı tıklattım. "Yavrum kapıyı açar mısın konuşalım güzelce "dedim ama hiç ses vermemişti. Tekrar tıklattım."Oğuz cevap verir misin. "Murat şu an çok utanıyorum lütfen daha sonra konuşalım mı ? dedi. "Tamam ama çok uzun sürmesin seni bekliyorum gel "diyerek kendi odama geçtim. Doğru mu yaptım bilmiyordum ama kafam zaten her türlü karışıktı. En azından içimde kalmadı diyerek biraz tiktok keyfi yapmaya başladım. 15 , 20 dk sonra kapım çaldı. Oğuz kafasını aralıktan sokmuş kırmızı kırmızı ağlamaktan şişmiş gözlerle bana bakıyordu. Bu hali o kadar tatlıydı ki hemen yanıma gelmesini ve onu sevmeyi istiyordum. Ben bunları düşünürken onun çatallaşmış sesini duydum. Şey murat gelebilir miyim? Bu kadar tatlı olması normal değildi. "Gel bakalım "diyerek yatağımın üstüne iki kere elimle vurdum. Ben bunu yaptıktan sonra yavaş yavaş utandığı çok bariz bir şekilde önüme oturdu. "Çok özür dilerim , neden böyle bir şey yaptım bilmiyorum. Hayatım çok boktan ilerliyordu sonra senden hoşlanmaya başladım çok düşündüm ama asla yaklaşamadım hem homofobik bile olabilirdin bundan çok korkmuştum sonra çözüm yolunu böyle buldum sana anonim olarak yazmaktı. Hayat hem kötü hem iyi bir şeyi aynı anda yaptı bana evden atıldım ama sevdiğim adamın yanında kalmaya başladım. Yemin ederim itiraf edicektim seni daha fazla kandırıyor gibi gözükmek istemiyordum ama her zamanki gibi çok utandım. "Konuşurken hep ellerine bakmıştı. Onu anlıyordum , üzgün değildim ve onu daha fazla bekletmemin kendime işkence etmenin anlamı yoktu. Cümlesini bitirince iki elimi yanaklarına koyarak dudaklarımı dudaklarına bastırdım. Hayat güzelleşti , içimdeki kelebekler tekrar uçmaya başladı.