Gözümü açtığımda tek gördüğüm şey Berfinin başımda beklemesi ve etrafımı saran beyaz bir örtü oldu. Beni saklayan tek şey buydu. Diğer sedyede yatanların benim güçsüzlüğümü görmesini engelleyen tek şey... Ama ne fayda ben bitmiştim, ben ölmüştüm,benim çığlıklarım tüm odayı kasıp kavuruyordu ama sadece ben duyuyordum.Berfin'in sesiyle irkildim "ferzin iyimisin?" onun sorduğu bu soru benimde kendimi sorgulamama sebep olmuştu cidden ben iyimiydim? annem hep güçlü durmamı ve zayıf
yönümü kimseye belli etmememi söylerdi ama şimdi o yoktu beni ayakta tutan tek şey yoktu... Berfinin sorduğu soruya kısaca bilmiyorum diyerek yanıt verdim. Çünkü gerçekten bilmiyordum, koskoca bir bilinmezliğin içinde batıyordum ben. İyi olucaksın,herşey daha iyi olacak dedi berfin.
Ama hiçbir şeyin iyi olacağı yoktu küçüklükten beri hislerime çok güvenirdim çünkü beni hiç yanıltmazlardı, fakat bugün ilk kez beni yanıltmalarını istiyordum. Bana her şeyin daha iyi olacağına
inandırmalarını istiyordum. Berfinin dediklerine sahte bi gülüş attıktan sonra doktor geldi ve gereken kontrolleri yaptıktan sonra serumu çıkartıp taburcu verdi. Ben kalkar kalkmaz babamı kontrole gittim. Fakat gördüğüm şeyle şok oldum çünkü babamın başında pelin'in ablası dilan vardı pelin'in ablası hemşireydi kapıya yaklaştığımda dilan'ın babama
annemin ölümünden söz ettiğini duydum. Aslında böyle şeyleri yoğun bakımdaki hastalara anlatmamak gerekir çünkü üzüntüden herhangi beklenmedik olaylar olabilirdi. Sonuçta babam gibi hastalar o uçakta yeterince korku yaşamıştı.Hemen babam'ın yanına koştum ama babam'ın kalp
ritimleri çoktan yavaşlamıştı ve tek hızlı olan şey babam'ın göz kapaklarının kapanışıydı. Hemen arkamdan berfin geldi. Durumu görünce hemen doktor çağırmaya gitti ve yanında doktor ile geri geldi. Benmi beni hiç sormayın çünkü ben olduğum yerde donup kalmıştım. Tek hareketli şey göz yaşlarımdı. Dilan benim bu hareketsizliğimden faydalanarak kaçmıştı. Fakat benim bu hareketsizliğim elimde değildi.
Doktor beni odadan çıkarmaya çalıştı ama ben olduğum yerde kitlenmiştim. Başarılı olamayan doktor tekrar babam döndü ve müdahale etmeye başladı. Kulaklarımı sadece atmak isteyi atamadığım çığlıklarım,Berfinin korkudan titreyen sesiyle bana haykırışları,ve yaşam ünitesinin sesi dolduruyordu. Babam gözlerimin önünde ölüyordu ve ben bırakın yardım etmeyi,daha hareket bile edemiyordum. Doktor uzun uğraşları sonucunda acıklı bir nefes verdi benim gözlerimden akan yaşlar durmuyordu. "Hastayı kaybettik"... bu kelime hiç benim için bu kadar ağır olmamıştı
çünkü önce annem sonra babam gitmişti hayatımdan ve en kötüsüde bunu dostum,kardeşim dediğim birinin ablası'nın yapmış olmasıydı. Ve annem üzüntüsüyle babamı'da yanına almıştı... o günden sonra sürekli annemi ve
babamı ziyaret ettim ama görebildiğim yüzleri degil mezar taşları olmuştu. Pelin'in ablasını soracak olursanız ben odaya girdiğim anda kaçmıştı. Gidiş o gidiş polise haber verdik,her yeri aradık ama nafile büyük ihtimalle en yakın uçakla başka bir ülkeye kaçmıştı. Peline bunu söylediğimde ise ablasını savunmuş ve bize inanmamıştı.
Nedenmi hayla konuşuyorum? çünkü peline iyi gibi gözüküp yaptığı her şeyin acısını tek tek çıkaracaktım. Hem ablasının yaptıkları'nın hem onun . Onlar beni yakmıştı bende onları cayır cayır yakacaktım asıl işin iyi yanı benim yanığımı hafifleten biri vardı ama onların olmayacaktı , onlar o ateşte cayır cayır yanacaklardı!
selam bugün biraz geç attım hatta dün hiç yazamadım aslında bu bölüm pek içime sinmedi ama bölüm atmam gerekiyordu. ferzin'in çocukluk ve gençlik hayatı burada bitti yavaş yavaş hikayeye başlıyoruz. <33
ŞİMDİ OKUDUĞUN
~ ŞEHİRLER ARASI İHANET~
Randomküçük yaşta ağır yükler taşımak zorunda kalan Ferzin ve bazı arkadaşları... fakat bu arkadaşların kaçına güvenebilecek ferzin? kaçı onun her zaman yanında olacak ? ferzin anne ve babasını kabettikten sonra güvendiği kişilerden ihanete uğrar. Buna...