4. Mavi akıyor gönlüme.

244 12 2
                                    

II. Kısım: İpleri makasla, babanı sözünle kes Rapunzel.

Bölüm şarkısı; Zabawa–Butterfly Repose.

***

Herkes, kendisine gençliğini hatırlatan bir yarayla yaşardı. Yarayı kimi zaman göğsünde kimi zaman zihninde taşırdı. Gün geceye kavuşunca yara sızım sızım sızlamaya başlardı. İstersen tuz bas istersen sımsıkı sarıl kendine, yarayı açan olmadığı sürece her hareket cehennem.

Geceleri zebellahlarla uğraştığım için galiba, her gece iki uğursuz harf çiziktirirdim deftere. Kelimeler zehirden ve geceden kara*¹. Belki bahtımdan bile kara. Yok yok, olamaz. Benim ruhum istinat duvarları arasında kaknem...

Sabaha karşı kapımın çalınmasıyla yerimde sıçradım. Zaten pek uyur gibi değildim ancak göğsümdeki deri deftere sarılmama bakılacak olunursa gözlerimi kapamıştım.

"Akasya..." Boğuk sesin sahibi kabuslarımın prensi, kelimelerimin azraili Yuşa'ydı.

Kapıyı zorladı.

"Açsana kapıyı. Uyumadığını biliyorum Akasya."

Sesinden alkol oranını tahmin edebiliyordum. Dili ismime dönmüyordu, keşke bu eve dönemeyecek kadar dönmeseydi dili.

"Akasya... Ben kimsenin ilk aşkı değilim biliyor musun?"

Yuşa içerdi, içince konuşurdu. Çenesi düşer, kapımın önündeki parkeyi cilalardı.

"Daha önce hiç tanışmadığın birisini özleyebilir misin? Ben özlüyorum. İlk aşkımı. Geleceği günü özlüyorum. Gideceği gün için titriyorum. Ben..." Burnunu çekti Yuşa.

Uzun bir sessizlik oldu. Sonra kapıya ağırlığını vererek, aheste aheste yere oturdu.

"Ben tam bir piçim. Değil mi? Annem öldüğü için değil. Sadece... Öyleyim."

Kalbim tekledi, kalbimin sesini duyamayacağını bilsem de defterime daha sıkı sarıldım. Sabahın bu saatlerinde bülbüller ve baykuşlar birbirlerine karışan sesleriyle sessizliği utangaç bir şekilde bölüyordu.

Aynı kuşlar gibi yataktan utanarak kalktım. Odamın kapısına gittim. Kapıyı açacak kadar delirmemiştim, sarhoş bir piçe kapı açılmazdı. Ancak aynı zamanda, sarhoş bir piç olduğu için kalp açılırdı.

Yere oturdum. Soğuk parke içimi buz kesti.

"Annen öldüğü için değil..." dedim Yuşa'ya. Sesim kısıktı. "Beni öldürdüğün için piçsin sen."

Yuşa hareketlendi ve kapıma tembelce tıkladı. Derin bir nefes aldı. Aynı benim gibi kısık bir sesle konuştu sonra.

"Özür dilerim."

"Hayır."

"Kapıyı aç."

"Hayır."

"Üzgünüm."

"Değilsin."

wisteria [gxg]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin