Hoşgeldiniz~
Yorum ve oy sınırı koymak istemiyorum, lütfen mecbur bırakmayın, olur mu?🥲
İyi okumalar dilerim☁️
•••
Burnuma gelen güzel kokular ve o kokulara eş zamanlı gelen sesler ile gözlerimi araladığımda oturma odasının kapısının girişinden bana bakan bir adet Sooah ile karşılaştım.
"Günaydın oppa."
"Günaydın bebeğim."
"Kahvaltıyı hazırladım, hadi elini yüzünü yıkayıp gel."
Gururla konuşan sevgilime gülümsemeden edemedim ve elimde gözlerimi ovuştururken "Tamam bebeğim, hemen geliyorum." deyip koltuktan kalktım.
"Oppa bu arada özür dilerim."
Ne zaman üzgün olsa istemsizce dudaklarını büzen sevgilimin yanına adımlayıp büzdüğü dudaklarına minik bir öpücük kondurdum ve "Neden özür diliyorsun?" diye sordum.
"Benim yüzümden koltukta uyudun..."
"Sorun değil güzelim benim, üzülme buna."
Cümlemi bitirdikten sonra yanağına minik bir öpücük kondurup banyoya gittim ve elimi yüzümü yıkayıp mutfağa gittim.
"Masa harika görünüyor."
Masadaki kahvaltılıklara bakarak konuştuğumda Sooah mutluluk ile gülmüş ve teşekkür etmişti. Daha sonrasında ise sessizlik hakim oldu masaya.
Sessiz bir şekilde kahvaltımızı yaptıktan sonra ise Sooah bitirmesi gereken projesi olduğunu söylemiş ve gitmek için hazırlanmaya başlamıştı.
"Oppa kulaklığımı gördün mü? Çantamda koyduğumdan eminim ama bulamıyorum."
TV ünitesine bakınan Sooah'ı orada bırakıp mutfağa ilerledim. Kahvaltı yaparken kulaklığı mutfakta gördüğüme emindim. Ve işte buradaydı.
Kulaklığı alıp yeniden oturma odasına gittim ve "Mutfakta bırakmışsın." deyip toz pembe kılıfa sahip olan kulaklığı sevgilime uzattım.
"Ah, doğru. Kahvaltı yaparken seni uyandırmayayım diye kulaklıktan dinlemiştim şarkıları. Teşekkürler oppa."
"Ne demek güzelim."
Kulaklığını çantasına koyduktan sonra vestiyerden ceketini almış ve ayakkabısını da giydikten sonra çıkmak için kapıyı açmıştı ki eli hava da kalmış Felix'i görünce yüzü düştü.
"Sende mi buradaydın?"
Tabi Felix'in de yüzü düşmüştü. Tuhaf bir şekilde Sooah'ı hiç sevmiyordu. Ne zaman bir kusurunu görse yüzüne vurup onu üzmekten de geri durmuyordu. Her hücresi ile onu sevmediğini belli ediyordu. Sooah ise ne yaparsa yapsın kendinden nefret eden kardeşime karşı artık hiçbir şey yapmıyor, kendisini sevdirmek için bir uğraşa girmiyordu.
"Buradaydım, gidiyorum şimdi."
"Güzel."
Yandan sırıtışını yüzüne takıp konuştuğunda uyarır tonda çıkan sesimle "Felix!" dedim. O ise hiç beni takmamış, sadece omuzlarını silkip Sooah'ın çıkmasını beklemeden eve girmişti.
"Onun adına üzgünüm-"
"Hayır oppa, üzgün olma lütfen, herkes herkesi sevmek zorunda değil sonuçta."
"Ama saygı duymak zorunda güzelim. O yüzden özür dilerim-"
"Bir kez daha özür dilersen küseceğim."