4

101 21 46
                                    

Elimde ki tabağı masanın boş olan kısmına yerleştirdikten sonra birkaç adım uzaklaşıp masaya baktım, bir eksik yoktu.

Masada hiçbir eksiğin olmadığına karar verdiğimde koşar adımlarla odama ilerlemiş ve üzerime siyah bir jean ile siyah bir tişört giymiş, saçlarımı da ellerim düzeltip salona geçmiştim.

"Fikir senden çıktı ama tüm yemekleri bana hazırlattın, bari kalkta yemeğe davet et onları."

Kanepeden aldığım yastığı Felix'e fırlatarak konuştuğumda bir kahkaha atmış ardından da "Ben de yapardım da şimdi ilk günden zehirlemeyelim insanları." demişti. Sonra da fırlattığım yastığı yerine koyup ayaklanmış ve "Ben yeni komşularını çağırayım o hâlde." demiş ve giriş kapısına doğru ilerlemişti, benden peşinde gitmiştim.

Ben kapıda dururken o kapının önünde ki terliklerden birini ayağına geçirmiş ve karşı daireye gidip çelik kapıyı çalmıştı. Birkaç saniye sonra kapı sarışın tarafından açıldığında kardeşim konuşmaya başlamıştı; "Merhaba, karşı komşunuzun kardeşiyim ben, Felix ismim."

"Merhaba Felix, Hyunjin ben de."

"Memnun oldum. Akşam yemeği yememişsinizdir umarım."

"Ah, hayır; yemedik."

"O hâlde bu akşam yemekte abim ve bana eşlik eder misiniz? Taşınmak cidden yorucu oluyor ve o telaş içinde yemek bile hazırlanmıyor, bizde sizin için en azından bunu yapalım dedik."

"Uh... Çok teşekkür ederiz. Abime de haber vereyim ben öyleyse, birlikte bir on dakikaya kadar geliriz."

"Tamamdır, görüşürüz o halde."

"Görüşürüz."

Sarışın kapıyı kapattığında Felix'de içeriye girmiş ve ağzı kulaklarında bir şekilde "Geliyorlar." demişti.

Ben ise onun neden böyle davrandığını anlayamadığım için saçlarını karıştırmış ve "Duydum duydum." demiştim.

Şuan aşırı sakin duruyor olabilirdim ama aşırı gergindim doğrusu. Birazdan o evimde olacaktı çünkü. Ağzından birşey kaçırır mıydı? Nasıl davranırdı? Ve daha bir soru aklımı kurcaladığı gibi geriyordu da.

Kız arkadaşım varken bir erkeği öperek hayatımın hatasını yapmıştım. Aptaldım.

Sarışının dediği gibi bir on dakika sonra kapı zili çaldığında kalbim hızlanmaya başlamış ve karnım ağrımaya başlamıştı, ne zaman streslensem olduğu gibi.

Umarım bu gece sorunsuz biter.

Felix benden önce kapıya koştuğunda hemen ardından gitmiş ve çoktan açılmış olan kapıdan giren komşularımızı içeriye davet etmiştim.

Sarışın olan kibarca gülümseyerek içeriye geçtiğinde onu buldu gözlerim; bir insan gri eşofman ve beyaz tişörtle nasıl bu kadar iyi görünebilir?

Ona gülümseyerek "Hoşgeldiniz." diyen kardeşime aynı şekilde gülümsemiş ve gözlerini benim irislerimle buluşturup "Hoşbuldum." demişti.

Felix merakla bana döndüğünde sadece gülümsemiş ve normal davranmaya çalışarak elimle mutfağı işaret etmiş ve "Lütfen doğrudan mutfağa geçin, yemekler hazır, soğumasınlar." demiştim. Böylece ikiside mutfağa doğru ilerlemeye başlamıştı. Bizde Felix'le birlikte arkalarından mutfağa geçtik.

İki kardeş yan yana bir şekilde masaya oturduklarında Felix benden önce davranıp sarışının karşısına geçmiş, bende mecburen onun karşısına geçip oturmak zorunda kalmıştım.

"Ne seversiniz bilemediğimiz olabildiğince genel olarak herkesin sevdiği şeylerden yaptık ama umarım beğenirsiniz."

Yabancılarla konuşmaktan hiç bir şekilde hoşlanmayan kardeşim neşeli bir şekilde konuştuğunda o kardeşine dönüp kıkırdamış ardından da Felix'e dönüp "Hyunjin gerçekten çok fazla yemek seçer ama bunlar onun en sevdikleri, bende severim hepsini, teşekkürler gerçekten, bizi yemek yapma yükünden kurtardınız." demişti.

Gülüşü... Gülüşü çok güzeldi.

"Birşey yapmadık. Bu arada sizin isminiz nedir? Sizinle tanışmadık."

Ağzıma lokmamı atıp meraklı bir şekilde vereceği cevabı beklemeye başladım. Açıkçası sevgilim olduğu halde bana kendi ismimi bile unutturan ve beni tamamen kendine çeken çocuğun ismini çokça merak ediyordum.

"Minho, Lee Minho."

"Memnun oldum. Felix bende. Abim de Chris."

Ben isminin ona ne kadar çok uyduğunu ve tıpkı kendisi gibi güzel olduğunu düşünürken Felix hemen önce kendisini ardından da beni tanıtmıştı.

"Chan'ı tercih ederim."

Chris yerine Chan ismini kullanmayı tercih ettiğimi gülümseyerek nazik bir şekilde söylediğimde Minho gülümseyerek Felix'e dönmüş ve "Memnun oldum Felix," demiş hemen ardından da bana dönüp daha da genişleyen gülüşü eşliğinde "Ve Chris." demişti.

Yemeğin geri kalanında ise genel olarak Minho ve susup yemeklerimizi yemiş, Felix ve Hyunjin ise karşılıklı bir şekilde birbirlerine sorular sorarak birbirleri hakkında daha çok şey öğrenmiş, gerçek bir tanışma faslı geçirmişlerdi. Tabi ara sıra bizi de sohbete dahil etmeye çalıştıkları olmuştu lakin Minho kısa kısa cevaplar vererek tam anlamıyla sohbete dahil olmamıştı.

Yemek bittiğinde herkes salona geçmiş bende hızlıca bulaşıkları makineye yerleştirip peşlerinden salona geçmiştim. İçeriye girdiğimde dikkatimi çeken şey ise Felix ve Hyunjin gülüşerek konuşurken Minho tekli koltukta kaşları çatık bir şekilde telefonuyla ilgileniyordu.

"İçecek ister misiniz?"

Kapıdan içeriye girmeden konuştuğumda Minho birkaç saniyeliğine kafasını telefonundan kaldırmış ve teşekkür edip teklifimi reddetmişti sonrasında ise yeniden telefonuna dönmüştü. Hyunjin'de abisinin aksine daha güler yüzlü bir şekilde teklifimi reddettiğinde içeriye girip boş koltuğa oturdum. Ben oturduğumda Hyunjin yalancıktan öksürmüş ve "Abicim telefonunu bıraksan mı acaba?" diye sormuştu.

Hyunjin'in uyarır tondaki sorusu ile telefonunu kapatmış, kalçalarını hafif kaldırıp telefonunu arka cebine koymuş, ardından da gülümseyerek "Kusura bakmayın lütfen, önemli bir şeydi." diye kısa bir açıklama da bulunmuştu.

"Sorun değil hyung. Sen neyle uğraşıyorsun?"

"Hyunjin gibi okuyorum bende. Sıradan bir öğrenciyim kısaca-"

"Sıradan bir öğrenci mi? Lix bakma sen abimin bu sıradan öğrenciyim demelerine. Üniversite sınavında derece yaptı. Okula birincilikle girdi. Hemde hukuk fakültesine. Üstelik profesyonel bir boksördür kendileri. Hiçbir sıradanlığı yok anlayacağın."

Hyunjin'in hayranlıkla anlattığı şeyler sonrasında Felix hayretle "Wow!" derken bende "Hiçte sıradan biri değilsin." demiştim ona doğru.

Doğru. O gerçekten hiçte sıradan biri değildi.

Dediğim şeyler ile gözleri gözlerimi bulmuş, dudağının bir köşesi kıvrılmış sonra da konuşmaya başlamıştı: "Sende hiç sıradan değilsin Chris."

•••

Selammm!!!

Uzun süre oldu, biliyorum🤧
Ama gerçekten uzun süredir fic yazamıyorum, bir sürü şey yazmak istiyorum ama yazmak konusunda çok üşengeçim, bir kelime dahi yazmıyorum, yazmak istiyor olmama rağmen üstelik.

Bölüm çok sade ve heyecansızdı, geçiş bölümüydü. Umarım beğenmişsinizdir.

Bolca oy ve yorumlarınızı bekliyorum çünkü beni yazma konusunda heveslendiren en önemli şey bu ikisi.

Çok konuştum sanırım🤧

Hoşça kalın!
Sizi seviyorum💜

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 19, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

I Kissed A Boy || ᵐⁱⁿᶜʰᵃⁿHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin