Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
birinci bölüm: siyah, kırmızı, diken ve gül
22.05.23
⚜
Yerde kolları ve bacakları iki yana açılmış ve kana bulanmış yüzüyle pes etmiş beden, kapanmasına çok kalmamış bilinciyle içinden bunun nasıl olduğunu sorguluyordu. Bu dövüş tarzı, tam olarak onunki gibiydi.
İki seksen uzanmış bedenin üzerinde oturmuş, çalan düdük ile maçın bittiğini duyurdukları andan beri geçen birkaç saniyede başardığına inanamamıştı. Gecesini gündüzüne kattığı çalışmasıyla o gerçekten, başarmıştı.
"Çocuklar, Miranda gerçekten haklıymış. Tahtın yeni sahibi, Jeon Jungkook!"
Yeni sahip, Jungkook. Rakibinin üzerinden kalktığında duyurulan hükümdarlığı bir an için bütün her şeyi sorgulamasına sebep oldu. Neden bunu bu kadar istemişti? Bu hükümdarlık şu an, ne işe yarayacaktı? Elindeki beyaz eldivenlerine bakarken aklını kurcalayan düşünceler yavaşça bulandı. Beyninin kontrolü kendisinden çıkmış gibi hissetti. Gözleri eldivenindeki beyaz tuvalin üzerine saçılmış şarap lekeleri gibi parlayan kan damlacıklarından ayrılırken bu, düşünce kuyusundan kopup âna dönmesini sağlamıştı.
Kafasını gözlerinin yapışıp kaldığı ellerinden ayırıp seyircilere çevrildi. Onların gözlerine bakarken kimisinde kazanacağını düşünmediği için şaşkınlık, kimisinde girdiği bahiste yatırdığı paranın pişmanlığı ve kimisinde de saf nefret vardı. Nefreti bile bir derecede yorumlayabilecek olsa da birkaçında gördüğü korkmuş ifadenin nedenini bilmiyordu. Jeon Jungkook, dövüşürken onlara kimi anımsattığını bilmiyordu.
Yine de umursamamayı seçti, bir saniyenin altında geçen sürede düşündüklerini beyninin bir köşesinde rafa kaldırdı. Tek elini kaldırdı, abartılı bir sallamayla selam verdi. O artık, tahtın sahibiydi.
Sırtına bir kumaşın değdiğini hissetti. Korkmamasına rağmen bütün vücudu tanıdık his ile titredi. Kafasını omzuna doğru eğdiğinde tahtın eski sahibininbornozunu gördü. Tenine değer değmez siyah ipek kumaş üzerine işlenmiş turuncu kaplan kafasının oğlanın üzerinde parıldadığını görmüşlerdi. Jeon Jungkook, parlıyordu.
"Sevgili dövüş-severler ve Miranda, bugünlük bu kadar! Gece bitmek üzere. Bir sonraki pazar açılış için görüşürüz. Dilerseniz yarın akşamki taht partisine gelebilirsiniz."
Taht partisi, her yeni hükümdar için özel hazırlanmış, sadece hükümdara hitap eden parti. Şu andan yaklaşık üç yıl önceki partide yaşananlar akıllara konuk olmuş, yeraltının eski müdavimlerinden bazılarının içini titretmişti. Kimse, hiç kimse yaşananları hatırlamak istemezdi. Hatırladıkları an sanki tekrar yaşıyormuş gibi vücutlarını saran korku çoktan birkaçını partiye katılmaktan vazgeçirmişti. Jungkook ise, eh, onun pek de bir şeyden haberi yoktu.
