II, kanıt

152 13 165
                                    

ikinci bölüm:mavi, kırmızı, teklif ve kanıt

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

ikinci bölüm:
mavi, kırmızı, teklif ve kanıt

14.06.23

"Başını dik tut. Korkuyorsun, değil mi? Eh... Korksan iyi olur."

Beynine saplanan bıçak gibi kulaklarını çınlatan sesle elini kulağına götürüp bastırdı. Neye bulaşmıştı böyle, bilmiyordu.

Aniden başına giren ağrı azalınca kısılan gözlerini eski haline getirdi. İrislerini, girdiği şok sebebiyle uzun zamandır üzerinde tuttuğu yansımasına çevirdi tekrar. Çok,.. saçmaydı.

Dişlerini dudaklarına geçirdiğinden bihaberken yataktan destek alarak doğruldu. Ayaklarını yavaşça yere indirdi. Yavaş olması gerekiyordu çünkü her ani hareketinde rüyasında saplanan her diken yeniden ve yeniden saplanıyor gibiydi. Yaraların gerçek olduğunu aynaya daha yakından bakmaya çalışırken -yatağından kalkmadığı için- yere düştüğünde deneyimlemişti. Oldukça, acı vericiydi.

Sürekli bir yerlerden destek alarak ayaklandığında banyoya ilerlemek için hareketlendi. Ayna yan tarafında kalırken yavaş yavaş adım atıyor, yaralarının acısını en aza indirmeye çabalıyordu. Gözleri bir anlığına yansımasına takıldı. Hiçe yakın hareketleri sonlandığında keskin bir nefes çekti içine.

Sırtında kazınmış kelimeler vardı.

Arkasını aynaya biraz daha çevirdi, gördüklerine inanamıyordu. İnanmak istemiyordu. İnci gibi yazılmış el yazısı, kenarlarında kanının lekeleri olan harfler... Resmen o adam, sırtına dikenler ile yazı yazmıştı.

Jumang mağarasının girişini kapat. Kimse girmesin, bunu yaparken sen bile.

Dudakları titreyerek aralandı, ağlamak üzereydi. Yaşarmış gözleri ve kurumuş boğazı canını sıkarken hırıltılı çıkan sesiyle olabildiğince bağırdı. Sanki yüksek sesle konuşmasa kendini duyamayacakmış gibi hissediyordu.

"Siktiğimin... Hayır.. hayır, yapmayacağım.. Evet, yapmayacağım."

Cümlesini tamamladığında sırtına giren sancı, bıçaklandığını düşündürttü. İki büklüm olup yere çökerken elleri sırtına ulaşmıştı, üzerini kapatınca acımasını engelleyeceğini umarak.

Elinde hissettiği ılık sıvı, yaraların açıldığına işaretken artık kendini tutamıyordu. Bağırmalarına karışan hıçkırıkların duyulması ile gözlerinden düşen damlaların yanaklarında süzülmesi bir oldu. Döktüğü gözyaşları durmak bilmezken nefesi kesildi. Ağzı açık, sessizce bağırıyordu sadece.

yeraltıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin