Yangın tüm bedenimi sarıyordu.Bende öylesine gerçeklerle yüzleşiyordum.Bu duruma sokan kişileri,vücut olarak kurtardığım ama ruhen yaraladığım kişileri,ruh olarakta yanımda bulunmayan kişileri.Hepsini o an düşündüm.Ben hep yaşlanınca öleceğimi düşünürdüm.Torunlarım,çocuklarım,güzel bir hayat,koca,mutluluk bunları bulduktan sonra öleceğimi zannediyordum.Meğersem yalanmış.O an aklımda bir kelime belirdi.Güvenmek...
Sahi güvenmek neydi? Her zaman yanında bulunmak mı yoksa,acı çekmiyelim diye terk etmek miydi? Peki her ikisini de yaşamak...
*12 Şubat 2012* (Yazarın Anlatımıyla)
''Wohhu!Bugün benim doğum.Artıııııık 6 yaşındayım.Koca kız oldum.'' diyip yatağından fırlamıştı Açelya.Artık o 6 yaşındaydı.Geçen yıla göre daha olgundu.
Gözleri etrafı arıyordu.Süs var mı pasta var mı,diye.Hiçbir şey yoktu.Hemen elini yüzünü yıkayıp dişlerini fırçaladı ve koşturarak ayıcığını aldı.Ayıya şöyle dedi;
''Biliyor musun? Artık büyüdüm ayıcık.Benim de anneme yakın olmam için az kaldı.1 yıl daha geçti.Belki de bugün bana sürpriz yaparlar.Yaparlar de mi ayıcık? Ya annem yine unutup halatla bana zarar verirse.O zaman yanımda sende olmuyorsun.Sahi neden beni o zaman yalnız bırakıyorsun.Ben anneme bile güvenemediğim şu hayatta sana güveniyordum.Sen de mi beni yalnız bırakıyorsun? Hıhğh küstüm sana.İnsan pasta alır bir şeyler verir filan.''
Derin nefes almıştı.Çok hızlı konuşmuştu bu yüzden de nefesi kesilmişti.Saat 15.00'ti. Annesi iki saat sonra gelecekti.Acaba ne yapsam diye düşündü.Yatağına uzandı ve tavana baktı.Kendince mırıldanarak şarkı söylemeye başlamıştı.
''İyiki doğdum ben!İyiki doğdum bennn!İyiki doğdum,iyiki doğdum,iyiki varım ben!!''
Ardından gülümsedi ve ayıcığa bakıp şöyle dedi.
''Ya ayıcık şey ben sana bir şey diyecektim.Sence ben iyi ki doğdum mu? Yani hiç benim doğmamış olmamı istedin mi? Çünkü annem bana hep keşke doğmasaydın diyor da.Sen beni seviyor musun? Sence ben iyiki var mıyım?''
Açelya acı çekmeye başlamıştı.Annesi neden ondan nefret ediyordu? Ona asla birşey yapmazdı.Peki neden bana böyle davranıyordu? diyip iç geçirdi ve aklına gelen parlak bir fikirle ayıcığa gülümsedi.
''Hadi büyükannemi arayalım!'' diyip ev telefonunu aldı.
Tek büyükannesiyle,teyzesinin numaralarını biliyordu.Annesininkini bile bilmiyordu.
''Büyükanne!!!Nasılsın iyi misin?Seni çok özledim.Senden birşey isteyebilir miyim?Beni alıp kendi evine götürür müsün? Hatta dışarıya beni parka götür.Olur mu? Çok teşekkürler büyükanne! Seni çok seviyorummm!!''
Açelya ayıcığın yanına geri gitti ve mutlu haberi onla paylaştı ''Ayıcık büyükanne bizi Atta yapacak!! Hem de parka.Orada bir sürü arkadaş var.Seni unutmam orada merak etme ehehe.Büyükannemi çok seviyorummm!!!''
Mutlu mutlu şarkı söylenirken aklına yine kötü düşüncelerinden birisi gelmişti.
''Ayıcık ya büyükannem bir gün martılar tarafından götürülürse.Hah! Ya teyzemle ikisi bir götürülürse.Ayyy ben naparım?''
Açelya büyükannesinin efsanesini hatırladı.Onun bildiği efsaneye göre.Çocukları leylekler getirirmiş.Ama bu işi leyleklerden çok martılar istiyormuş.Martılar ne kadar isteselerde leylekler onlara görevi vermemişler.Martılarda onlara çok kızmış ve intikam almak istemişler.Bu yüzden de leylekler çocukları getirirken martılar onların büyümelerini bekleyip sonra onların geldiği yere götürüyormuş.Bunları yapmak için de insan kılığına giriyorlarmış.Hatta bazıları o kadar sabırsız oluyormuş ki bazılarını bebek veya çocukken götürüyormuş.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Güvenmek (Yarı Texting)
HumorAçelya normal bir çekirdek ailenin normal bir kızıydı. Ya da o öyle zannediyordu.Ölü sandığı babaannesinden gelen mesajı onun tüm hayatını değiştirecekti.Hem kaybedecek hem kazanacaktı.Peki ya o mesaj? O gerçek bir mesaj mıydı? Açelya bu mesajdan sa...